İçerik Başlıkları
Çift Defter Tutma Suçu Nedir?
“Çift defter tutma suçu, vergi matrahının azalmasına neden olacak şekilde, hesap ve işlemlerin defterlere kaydedilmesi ve aynı zamanda tamamen veya kısmen başka defter, belge veya kayıt ortamlarına kaydedilmesi anlamına gelmektedir. Bu eylem, doktrinde “çift defter tutma fiili” olarak adlandırılır ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu‘nun 359. maddesinde belirtilen vergi kaçakçılığına yol açan fiillerden biridir. VUK 359 maddesinde yar alan çift defter tutma suçunun yaptırımı on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezası ve üç kat vergi ziyaı cezasıdır.
Çift defter tutma fiilini gerçekleştiren mükellef, devletin kendisine yüklediği defter tutma yükümlülüğünü yerine getirmekte ancak kendi çıkarları doğrultusunda bu yükümlülüğü suiistimal etmektedir. Kanuni defterler, suçu işleyen mükellef tarafından tutulmakta, bununla birlikte ticari ve mali faaliyet sonuçları diğer kayıt ortamlarına da kaydedilmektedir.
Çift defter tutma suçu genellikle mükellefler tarafından gelirlerin az, giderlerin ise fazla gösterilerek vergi matrahının azaltılması amaçlanarak gerçekleştirilir. Bu fiilin geçerli olabilmesi için, kanuni defterlere kaydedilmeyen bu ek kayıtların vergi matrahını azaltması gereklidir. Çift defter tutma fiili, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen kaçakçılık fiilleri arasında, vergi matrahının azalmasına yol açma şartını taşıyan tek fiil olarak düzenlenmiştir. Bu açıdan diğer kaçakçılık fiillerinden ayrı bir yerde ve önemde bulunmaktadır.
Çift Defter Tutma Suçu Unsurları
Çift defter tutma suçunun gerçekleşebilmesi için dört önemli şartın yerine getirilmesi gerekmektedir. İlk olarak, yasal olarak tutulması gereken bir defterin bulunması gereklidir. Bu defter, vergi matrahını ilgilendiren kayıtların yapılması amacıyla yasal olarak tutulmalıdır. İkinci şart, bu kanuni defter dışında başka kayıt ortamlarına da vergi matrahını ilgilendiren bilgilerin kaydedilmiş olmasıdır. Üçüncü şart olarak, diğer kayıt ortamındaki bu kayıtların vergi matrahının azalmasına sebep olması gerekmektedir. Son olarak, diğer kayıt ortamındaki bu kayıtlar ile vergi matrahının azalması arasında uygun bir illiyet bağının bulunması gereklidir. Eğer sayılan bu şartlardan herhangi biri gerçekleşmezse, çift defter tutma suçundan bahsedilemez.
Çift defter tutma eyleminin gerçekleşmesi için, iki farklı kayıt ortamında yapılan kayıtların birbirinden farklı olması ve diğer kayıt ortamındaki kayıtların vergi matrahını azaltıcı nitelikte olması gerekmektedir. Eğer diğer kayıt ortamında yapılan kayıtların, yasal defterlerin lehine bir matrah farkı oluşturması durumunda, çift defter tutma eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediği konusu doktrinde tartışmalıdır. Çift defter tutma eylemi sonucunda oluşan matrah azalışında hangi verginin ve ne kadar bir matrah azalışına uğradığı önemli değildir.
Çift Defter Tutma Suçu Nasıl Tespit Edilir?
Çift defter tutma suçu, vergi mevzuatımızda düzenlenmiş olan vergi incelemesi, yoklama ve aramalı inceleme müesseseleri ile tespit edilebilir. Vergi denetimleri sırasında, zaman zaman rutin vergi incelemeleri ve yoklama işlemleri esnasında çift defter tutma eyleminin gerçekleştiği gözlemlenebilir. Çift defter tutma suçu ihbar neticesinde de tespit edilebilir. İhbarcıların bu konudaki genel amacı ihbar ikramiyesi alabilmektedir. Bununla birlikte, çift defter tutma fiiline ilişkin deliller genellikle aramalı vergi incelemeleri sırasında tespit edilmektedir. Aramalı incelemenin, mevzuatımızda belirtilen şartlara ve amaçlara uygun olarak gerçekleştirilmesi zorunludur. Aksi takdirde, kaçakçılık eyleminin gerçekleştiğine dair kanaat oluşsa bile cezalandırmaya hükmedilemeyebilir.
Mükellef üzerinde gerçekleştirilen arama, doğrudan özel hayata müdahale anlamına geldiğinden, bu müessese vergi mevzuatımızda sıkı şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Aramalı incelemenin amacı, vergi kaçakçılığı eyleminin varlığını ispat eden defter, belge ve bilgilerin ele geçirilmesiyle kaçakçılık eyleminin idari ve adli yoldan cezalandırılmasını sağlamaktır. Aramalı inceleme sonucunda ele geçirilen delillerin kanuna aykırı olmaması için de aramanın mevzuatta belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi önemlidir.
Aramalı inceleme sonucu ele geçen deliller, vergi inceleme uzmanları tarafından değerlendirilerek mükelleflerle ilgili vergi tekniği raporu, vergi inceleme raporu ve vergi suçu raporu hazırlanacaktır. Bu raporların hazırlanmasının ardından, şüphelenilen suç türüne uygun olarak, vergi mevzuatımızda belirtilen idari cezaları belirlemek amacıyla yetkili vergi idareleri tarafından tarhiyatlar gerçekleştirilecektir. Aynı zamanda, ilgili mercilerden mütalaa alınması gereken şartların oluşması durumunda ve Cumhuriyet savcısının gerekli gördüğü hallerde, kamu davası açılması ve adli cezaların yargılanması Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülecektir.
Çift Defter Tutma Suçu Yargı Kararları
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2016/7197 Esas no’lu209 emsal kararı ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3532 Esas no’lu210 emsal kararına göre, kolluk kuvvetleri tarafından yapılan aramalar esnasında ele geçirilen vergi kaçırıldığına dair kanıt teşkil eden defter, belge ve bilgilerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 142. maddesinde belirtilen aramanın özel şartlarına uyulmadan ele geçirilmesi nedeniyle bu bilgi ve belgelerin hukuka aykırı olarak elde edilen delil kapsamında değerlendirileceği ve mahkemece göz önünde bulundurulamayacağı açıkça belirtilmiştir.
Tapılan arama vergi idaresi tarafından yapılmış bile olsa, vergi incelemesi yetkisine haiz olanlar tarafından yapılmamış veya arama kararı talep edilmemiş, arama sonunda tutanak düzenlenmemiş ise, yine bu durumda da ele geçirilen bilgi ve belgeler vergi kaçırıldığına açıkça işaret ediyor olsa bile mahkemece sanığın beraatine karar verilebilir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2017/9621 Esas no’lu211 emsal kararına göre, … Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Koordinasyon Müdürlüğü’nce yapılan bir ihbarın değerlendirilmesi sonucu vergi dairesinde görevli memurlarca sanığın şubesi olan bir adreste davaya konu defter ve belgelere el konulup tutanak tutulduğu belirtilmiş ancak yapılan arama sulh ceza hakiminden talep edilmesi gereken arama kararı olmaksızın gerçekleştirildiğinden ele geçirilen defter ve belgeler vergi kaçırıldığına dair delil olarak mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiği gerekçesi ile göz önüne alınmamıştır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi de 06.02.1997 tarih ve 1996/5824 esas, 1997/830 karar sayılı kararında “sanığın özel deftere yazdıklarını yasal deftere kaydedip kaydetmediği ve böylece vergi zıyaına yol açıp açmadığı araştırılıp tesbit edilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,-yasaya aykırıdır” şeklinde belirtmektedir.
Yine Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 29.11.2000 tarih ve 2000/4878 esas, 2000/5508 karar sayılı kararında çift defter tutma suçunun oluşabilmesi için, özel defterlere kaydedilen hususların, ayrıca kanuni defterlere kaydedilmemiş olmaları ve böylece vergi matrahının azaltılmasına yol açılmış bulunması koşulunu aramaktadır.
Sonuç
Çift defter tutma suçu, vergi matrahını azaltacak şekilde işlemlerin iki farklı kayıt ortamına kaydedilmesini ifade eder. Bu suçun tespiti vergi incelemesi, yoklama ve aramalı inceleme ile mümkündür. Aramalı incelemenin mevzuata uygun yapılması önemlidir. Sonuçlarına göre vergi idareleri tarafından cezalar belirlenirken, adli yargılamalar Asliye Ceza Mahkemeleri’nde yapılır.