Kooperatiflerde Tasfiye
Kooperatiflerde tasfiye süreci, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda sınırlı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu süreç, genellikle mevcut varlıkların paraya dönüştürülmesi, borçların ödenmesi ve kalan kısmın ortaklar arasında bölüştürülmesini içerir. Kooperatifler, belirli nedenlerle dağılabilir:
- Ana sözleşme hükümlerine uygun olarak,
- Genel Kurul kararıyla,
- İflas durumunda,
- Kanunda belirtilen diğer hallerde, ilgili bakanlık mahkeme kararıyla,
- Başka bir kooperatif ile birleşme veya devralma,
- Üç yıl boyunca olağan genel kurul toplantısı yapmama,
- Amacına ulaşamama durumunda ilgili bakanlıkça tespit edilerek mahkeme kararıyla.
Kooperatif, ana sözleşmede belirtilen işlerin tamamlanması ve konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaştığında dağılabilir. Ancak, tescilin ardından altı ay içinde ana sözleşme değişikliği yapılarak amacın değiştirilmesi halinde dağılma hükmü uygulanmaz. Ayrıca, tüm ortakların hakları gözetilmeden kooperatiflerde tasfiye yapılamaz.
Tasfiye sürecinde, kooperatifin genel kurulu toplantılarında nisap aranmaz ve kararlar oy çokluğuyla alınır. Tasfiye kurulu, ana sözleşmede belirtilen görevleri yerine getirir ve tasfiye işlerinin hızlı bir şekilde tamamlanması için çalışır. Mahkeme veya genel kurul tarafından tasfiye memurları atanmazsa, yönetim kurulu bu işleri yürütür. Tasfiye kurulu üyelerine, atanmayı yapan makam tarafından belirlenen ücret ödenir.
Amacına ulaşan ve dağılma sürecine giren kooperatiflerden ayrılan eski ortaklar, konut veya işyerlerini geri alamazlar, ancak olası tasfiye masraflarına katkıda bulunurlar. Konut kooperatiflerinde, yapı kullanma izni alındıktan sonra ortakların ferdi mülkiyet işlemleri bir yıl içinde tamamlanır.
Kooperatiflerde Ek Tasfiye
Kooperatiflerde ek tasfiye, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına rağmen daha sonra başka tasfiye önlemlerinin alınmasının zorunlu olduğu durumlarda başvurulan geçici bir tedbirdir. 6102 sayılı Kanun’un 547. maddesi, eski kanunda bulunmayan ancak uygulamada ihtiyaç duyulan bir hukuki kavramı düzenlemektedir.
Ek tasfiye gerekebilecek durumlar şunlardır:
a) Kooperatifin aktiflerinden bazıları dağıtım sırasında göz ardı edilmişse,
b) Anlaşmazlık konusu olan bir borç, kooperatif lehine çözülmüş ve karşılıkları boşa kalmışsa,
c) Malvarlığının dağıtımı sırasında yasalara uyulmamışsa,
d) Pay sahipleri haksız bir şekilde tasfiye payları almışsa,
e) Organlara karşı sorumluluk davası açılması gerekiyorsa,
f) Kooperatifin yararına olacak bir dava açılması gerekiyorsa,
g) Kooperatifin bir davada davalı olması veya aleyhine icra takibi yapılması durumunda.
Ek tasfiye talebinde bulunulabilmesi için üç ana şartın yerine getirilmesi gerekir:
a) Talep korunmaya değer bir menfaate dayanmalıdır.
b) Talep, amaca ulaşmanın tek yolu olmalıdır.
c) Sicil memuru, ek tasfiye için talepte bulunma yetkisine sahip değildir.
Ek tasfiye, kooperatifin tescilini yeniden talep etmek için mahkemeye başvurulan bir süreçtir. Mahkeme, talebin doğruluğunu inceledikten sonra kooperatifin yeniden tesciline karar verebilir veya talebi reddedebilir. Tescil, kooperatifin tüzel kişiliğini yeniden kazanmasını sağlar ve organlar yeniden faaliyete geçer. Ancak, bu durum kooperatifin tasfiye halinde olduğu gerçeğini değiştirmez. Ek tasfiye tamamlandıktan sonra, yeni bir kapanış bildirimi yapılmalı ve tasfiye memurları atanmalıdır. Mahkeme, tasfiye memurlarını atar ve tescil işlemleri gerçekleştirilir.
Ek tasfiye prosedürü zorunludur ve sözleşme hükümleri veya genel kurul kararları ile değiştirilemez.
Kooperatiflerde Tasfiyeden Dönme
Tasfiyeden dönme, bir kooperatifin tasfiye kararından vazgeçerek normal ticari faaliyetlerine geri dönmesi durumunu ifade eder. Bu kavram, 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nun 548. maddesiyle düzenlenmiş olup, eski Ticaret Kanunu’nda bulunmayan ancak uygulamada ihtiyaç duyulan bir hukuki kavram olarak benimsenmiştir.
Tasfiyeden dönme, genel kurul kararıyla gerçekleşir ve şirketin tasfiye amacından çıkıp normal faaliyetlerine devam etmesini sağlar. Tasfiyeden dönme kararı alınabilmesi için şirket varlıklarının dağıtımına başlanmamış olması gerekmektedir.
Tasfiyeden dönme iki durumda gerçekleşebilir:
- Sürenin dolmasıyla,
- Genel kurul kararıyla.
Ancak, diğer sona erme hallerinden dolayı tasfiye kararı alınmışsa, tasfiyeden dönme kararı alınamaz.
Genel kurul, tasfiyeden dönme kararını nitelikli çoğunlukla almalıdır. Genellikle esas sermayenin en az yüzde altmışının oyu gereklidir, ancak esas sözleşmede farklı bir çoğunluk öngörülebilir. Kooperatifin iflas etmiş olması durumunda bile iflasın kaldırılması veya konkordatonun sona ermesiyle şirket tekrar faaliyet gösterebilir. Bu durumlar, zımni bir tasfiyeden dönme olarak kabul edilir.
Tasfiyeden dönme kararı, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tescil edilir ve bu tescil kurucudur. Ticaret siciline yapılan bildirim, tasfiye memurları tarafından gerçekleştirilir ve pay sahipleri arasında dağıtım yapılmadığını gösteren belgeler eklenir.
Sonuç
Kooperatiflerde tasfiye süreci, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda belirli prosedürlere tabi olarak gerçekleşir. Dağılma genellikle varlıkların satılması, borçların ödenmesi ve kalan kısmın ortaklar arasında bölünmesini içerir. Dağılma, ana sözleşme hükümleri, genel kurul kararı, iflas veya diğer yasal durumlar doğrultusunda gerçekleşebilir. Tasfiye sürecinde, genel kurul kararlarıyla yönetilir ve tasfiye kurulu belirli görevler üstlenir. Ek tasfiye durumunda, kooperatifin tescilinin yeniden talep edilmesi gerekebilir. Kooperatiflerde tasfiyeden dönme, genel kurul kararıyla şirketin normal faaliyetlerine geri dönmesini sağlar. Ancak, bu karar için özel prosedürler izlenmelidir ve genellikle nitelikli çoğunluk gereklidir. Kooperatiflerde tasfiyeden dönme kararı, ticaret siciline tescil edilir ve tasfiye memurları tarafından ilgili belgelerle birlikte bildirilir.