0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Sahte Fatura Düzenleme Suçu

sahte fatura düzenleme suçu

Sahte Fatura Düzenleme Suçu

Sahte fatura düzenleme suçu Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde düzenlenmiştir.  Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi, “Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme” başlığını taşır. Bu maddeye göre; sahte fatura düzenleme suçu veya kullanma gibi suçlar, vergi kaçakçılığına veya vergiye tabi işlemleri yanıltmaya yönelik eylemler olarak kabul edilir. Suçlu bulunan kişilere çeşitli cezai yaptırımlar uygulanabilir, bunlar arasında para cezaları ve hapis cezaları bulunmaktadır.

Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, Hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir

Sahte Fatura Düzenleme Suçu Cezası

Faturaların asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler hakkında ise on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur Ayrıca hesaplanacak matrah farkı üzerinden 3 kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılır.

Sahte Faturanın Tanımı

Sahte belge; VUK’un 359’uncu maddesinde, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge olarak tanımlanmıştır. 28 Seri numaralı KDV Genel Tebliği4’nde ise, hukuki geçerliliğini sağlayan zorunlu ve yeterli unsurlara sahip olmayan belgeler “sahte belgeler” olarak ifade edilmiştir. Ayrıca bir mal hareketi veya hizmet söz konusu olmadığı halde düzenlenen, belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen ve başkası adına bastırılıp kullanılan belgelerin, sahte belge olarak kabul edileceği açıklanmıştır.

Naylon Fatura 

Naylon fatura, genellikle “sahte fatura” anlamına gelir. Yani, işlemleri ya da harcamaları hileli bir şekilde göstermek veya vergi kaçırmak amacıyla düzenlenmiş olan sahte bir faturayı ifade eder.

Sahte Fatura Nasıl Anlaşılır

Sahte faturaları anlamak ve tanımak zor olabilir çünkü düzenleyiciler, bu tür faturaları gerçek gibi görünmesi için dikkatli bir şekilde hazırlarlar. Ancak sahte faturaları tanımak ve onlardan kaçınmak için aşağıdaki ipuçlarına dikkat etmek önemlidir:

  • İnceleme ve Karşılaştırma Yapmak
  • Gönderen Bilgileri Teyidi
  • İşlem Tarihi ve Detaylarının Teyidi
  • Banka Ödeme Bilgilerinin İncelenmesi

Sahte Fatura Düzenleme Suçunun Unsurları

Söz konusu kanun gerekçesinde; bazı fiillerin doğrudan mali sistemin, belge düzeninin ve mali otoritenin zayıflatılmasına hatta çökertilmesine yönelik bireysel veya örgütlü suç niteliğinde olabileceği, sahte veya içerik açısından yanıltıcı belge düzenleyip kullanmak fiillerinin bu kategoride sayılabileceği, bu nevi fiillerin ortak özelliğinin niyet, amaç ve plan unsurlarını taşımaları olduğu belirtilmiştir. Bu belirtilmiş olan üç fiilin de (niyet, amaç, plan) kastın varlığını ortaya koyduğu madde gerekçesinde açık olarak belirtilmiştir.

Bu suçun oluşabilmesi için temel şartları (suçun unsurlarını) şu şekilde saymak mümkündür.

– Maddi Unsur: Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belgenin sahte olarak düzenlenmesi,

– Manevi Unsur: Söz konusu belgenin kısmen veya tamamen sahte olarak düzenlenmesi fiilinin kasıtlı olarak işlenmesi,

– Hukuka Aykırılık Unsuru: Söz konusu belgeyi düzenlemek fiili VUK’da suç olarak sayılması.

Sahte belge de 4369 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe kadar Vergi Usul Kanunu’nda tanımlanmamıştı. Katma Değer Vergisi iadesi uygulaması açısından 28 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile 01.12.2001 tarihinde yürürlükten kaldırılan (D) bölümünde bu kavramlar tanımlanmaya çalışılmıştı. Söz konusu genel tebliğde sahte belge hukuki geçerliliğini sağlayan zorunlu ve yeterli unsurlara sahip olmayan belgeler olarak açıklanmış ve bu genel tanıma bağlı olarak;

– Bir mal hareketi veya hizmet söz konusu olmadığı halde düzenlenen belgeler,

– Belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen belgeler,

– Başkası adına bastırılıp kullanılan belgeler,

Sahte belge olarak kabul edilmiştir.

4369 sayılı Kanunla değiştirilen VUK’un 359. maddesinde sahte belge parantez içinde “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak ifade edilmiş ve bu hali ile yukarıda belirtilen Genel Tebliğ’e göre sahte belge sayılanlardan sadece (i) de belirtileni (bir mal hareketi veya hizmet söz konusu olmadığı halde düzenlenen belgeleri) kapsamıştır(5).

Bu suçun niteliğini kavrayabilmek için “vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belge” kavramının açıklanması gerekmektedir.

VUK’un 359/b-1 kapsamında sahte belge düzenleme suçunun oluşabilmesi için söz konusu belgenin vergi kanunları uyarınca düzenlenen bir belge olması gerekmektedir. Buradaki “vergi kanunları” ifadesini geniş olarak yorumlamak gerekmektedir. Maliye Bakanlığı’nın yapmış olduğu düzenlemeler uyarınca da düzenlenmesi zorunlu olan belgeler de bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Ayrıca, söz konusu belgenin vergi kanunları uyarınca tekemmül etmiş bir belge olması da zorunludur. Vergi kanunları uyarınca tam anlamıyla tekemmül etmemiş bir belge VUK’un 227. maddesi uyarınca hiç düzenlenmemiş sayılır. Dolayısıyla söz konusu belge yok hükmündedir. Yok hükmünde olan bir belgeden dolayı VUK md. 359/b-1’deki sahte belge düzenleme suçu ise oluşmaz. Ancak bir fiil nedeniyle VUK md. 359/b-1’deki suç oluşmamasına rağmen TCK’da düzenlenmiş olan evrakta sahtekârlık suçunun unsurları oluşabilmektedir.

Sahte Belge Düzenleme Ve Mükellefiyetin Vergi Dairesince Terkin Edilmesi

Günümüzde bazı kişi veya kurumlar sahte fatura düzenlemektedir. Düzenledikleri belgede belirtilen tutarların üzerinden belirli oranlar dahilinde komisyon geliri elde etmektedirler. Sahte belgeleri kullanan mükellefler gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını aşındırmakta, haksız yere Katma Değer Vergisi iadesi almaktadırlar. Bu şekilde ortaya çıkan vergi kayıp ve kaçağı ekonomimizde ticari hayatı olumsuz etkilemektedir. Sahte belge düzenleyen ve kullananlara yönelik kanunlarımızda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

VUK’un 359’uncu maddesinde sahte belge düzenleyenler ve kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananların iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 360’ıncı maddesinde 359’uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısının indirileceği; birden fazla kişi 359 uncu maddede sayılan fiillerin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri bundan ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla o fiile mahsus ceza ile cezalandırılacağı ve söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere de aynı cezalar hükmolunacağı ve bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere ise fiile mahsus cezanın dörtte biri hükmolunacağı ifade edilmiştir. Yine aynı Kanun’un 344’üncü maddesinde; vergi ziyaına 359’uncu maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanacağı belirtilmiştir.

 VUK’un 160’ıncı maddesinde ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi durumunda, mükellef işi bırakmış addolunacağı ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edileceği belirtilmiştir.

Sahte Fatura Komisyon Geliri

Her sahte veya yanıltıcı belge düzenlemede komisyon geliri yoktur. Bu nedenle, sahte belge düzenleme nedeniyle elde edilen komisyon gelirinin vergilendirilmesi için önce bu fiil dolayısıyla komisyon geliri elde edildiğinin tespit edilmesi gerekir. Bazı durumlarda, düzenlenen sahte veya yanıltıcı belgelerin komisyon karşılığı düzenlendiği anlaşılmakta ancak gerçekte elde edilen komisyon tutarının belirlenmesinde zorluklar yaşanmaktadır. Zira, her durumda komisyon tutarının somut olarak belirlenmesi mümkün olmayabilir. Her ne kadar sahte veya yanıltıcı belge düzenleme komisyon oranı bu işin piyasasının şartlarına bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor olsa da, daha yüksek bir oranda tespit yapılmadığı takdirde, bu oranın asgari, düzenlenen fatura miktarının KDV dahil tutarının % 2’si olarak alınabileceğine işaret eden çok sayıda yargı kararı vardır. Bu yargı kararlarına yukarıda yasal mevzuat bölümünde yer verilmiştir.

Vergi müfettişleri incelemelerini defter ve belgeler ile harici diğer doneleri kullanarak yürütmektedirler. Vergi müfettişleri yaptıkları sahte belge düzenleme konusuna ilişkin incelemeler sonucunda mükellefin tamamen sahte belge düzenledikleri veya kısmen sahte belge düzenledikleri kanaatine vardıklarında vergi tekniği raporları ile bu durumu ortaya koymaktadırlar. Mükelleflerin bu faaliyetleri sonucunda komisyon geliri elde edip etmedikleri bu raporlarda açıkça ortaya konmalıdır. Komisyon geliri elde edilmediği kanaatine varılırsa takdir edilecek bir komisyon geliri de olmayacaktır. Eğer bu raporlarda sahte belge düzenleme faaliyeti sonucunda bir komisyon geliri elde edildiği tespiti yapılmışsa bu durumda 2 farklı seçenekle karşılaşılmaktadır. Eğer üzerinde inceleme yapılan defter ve belgelerden elde edilen komisyon gelirinin hesaplanması mümkünse bu durumda vergi müfettişi tarafından komisyon gelirinin takdiri yapılarak gerekli inceleme raporları yazılacaktır. Aksi durumda bu faaliyetten elde edilen komisyon geliri nedeniyle gerekli matrah takdirlerinin yapılması için, takdir komisyonuna sevk işlemi yapılacaktır.

Yine defter ve belgenin ibraz edilmediği durumlarda veya mükellefe ulaşılamadığı durumlarda bu faaliyetten elde edilen komisyon geliri nedeniyle gerekli matrah takdirlerinin yapılması için, takdir komisyonuna sevk işlemi yapılacaktır. “Defter ve belge” ifadesinden kasıt, 213 sayılı Kanun uyarınca tutulan veya düzenlenen, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgelerdir. Sahte fatura düzenleme suçu nedeniyle elde edilen komisyon gelirinin hesaplanmasında defter ve belge üzerinde yapılacak olan tespit düzenlenen satış faturası tutarıyla sınırlı olacaktır. Eğer defter ve belgelere herhangi bir nedenle ulaşılamazsa bu durumda Gelir idaresi başkanlığı yönetim bilgi sistemleri (GİBYBS) üzerinden yapılacak Ba-Bs sorgulamaları sonucunda mükellefin vermiş olduğu bildirimler üzerinden satış faturası tutarı tespit edilebilecektir. Görüleceği üzere defter ve belgenin elimizde olması ile olmaması durumunda aksine bir durum yoksa satış tutarı haricinde bir bilginin elde edilme imkanı hemen hemen yoktur. Mükellefin düzenlemiş olduğu bu satış faturaları karşılığında ne kadar bir komisyon geliri elde ettiğinin cevabını bulmak çoğu kez imkansızdır. Bu komisyon gelirine ilişkin olarak bir banka hareketi vb. bir durumla karşılaşılabilmesi mümkündür. Her ne kadar yargı kararlarında komisyon gelirine ilişkin % 2’lik bir asgari oran belirlenmiş ise de bu oran gerçek durum itibariyle piyasa şartlarına göre değişebilmektedir.

Sahte Fatura Ceza Zamanaşımı

15/04/2022 tarihinden sonra işlenen sahte fatura suçlarında, sahte fatura düzenleme suçu için belirlenen hapis cezası için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Zamanaşımını kesen hallerin meydana gelmesi halinde olağanüstü zamanaşımı süresi 22,5 yıla kadar uzayabilir.

15/04/2022 tarihinden önce işlenen sahte fatura suçlarında, sahte fatura düzenleme suçu için belirlenen hapis cezası için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Zamanaşımını kesen hallerin meydana gelmesi halinde olağanüstü zamanaşımı süresi 12 yıla kadar uzayabilir.

Vergi tarhiyatı için belirlenen zamanaşımı süresi ise 5 yıldır.

danıştay

Sahte Fatura Düzenleme Suçu Danıştay Kararları

Matrah artırımı yapılan dönemlerden önceki sahte fatura düzenleme suçu, matrah artırımı yapılan yıllara ilişkin yapılmış tespit yoksa, artırım yapılan yıllara sirayet ettirilerek yapılandırmanın iptal edilemeyeceği. (Danıştay 9.Daire K:2021/4923)

Soyut ve genel ifadelerle, sadece mal alışları bulunulan şirket hakkında sahte fatura düzenleme suçu nedeniyle inceleme yapıldığından bahisle bu firmadan alışlardan kaynaklı KDV indirimlerinin reddedilemeyeceği. (Danıştay 4.Daire K:2022/8437)

Sahte fatura düzenleme suçu açısından devir tarihinden sonra gelen ortaklarla ilgili olumsuzluklar devir tarihinden öncesi için değerlendirmeye alınamaz. (Danıştay 4. Daire K: 2021/1683)

Sahte Fatura Düzenleme Suçu Yargıtay Kararları

Sahte belge düzenleme veya kullanma suçunda, suç tarihinin beyannamenin hazırlanması ya da sunulması ile ilişkilendirilmesi hukuka uygun olmayıp deftere kayıt esas alınmalıdır. (Yrg. 11. CD, T:11.12.2014, E:2013/2593, K:2014/21446).

Keza bir şirketin çalışanı, muhasebecisi veya mali müşaviri olmak, tek başına suça iştirak edildiği anlamına gelmeyecektir. İştirakin varlığına dair somut tespitin yapılması bakımından birçok hususun araştırılması gerekmektedir . Nitekim konuyla ilgili bir Yargıtay kararında şu şekilde karar verilmiştir: …, sahte faturaları kullanan şirket yetkililerinden bu faturaları kimden aldıklarının sorulması, yalnızca şirketin muhasebeciliğini yapmanın suça iştirak etmek anlamına gelmeyeceği de gözetilerek R.C.’nin suça iştirakinin tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekir.” (Yrg. 11. CD, T:25.09.2014, E:2014/12950, K:2014/15695.)

“… vergi suçu raporunda belirtildiği gibi şirket müdürü A.Y. olup, sanık Ş.F. sadece şirketin ortağı ise, sahte fatura düzenleme suçuna ne şekilde iştirak ettiği karar yerinde tartışılıp gösterilerek sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir.” (Yrg. 11. CD, T:26.09.2014, E:2014/16309, K:2014/15824).

yargıtay

Sahte Fatura Düzenleme Savunma Dilekçesi

Sahte fatura düzenleme suçu ile ilgili taslak bir savunma dilekçesi aşağıda yer almaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki, her bir vergi incelemesi sonucunda yüzlerce sayfayı bulabilen vergi tekniği raporları tanzim edilebilmekte ve bu raporların her bir detayının incelikle analiz edilmesi ve buna göre profesyonel bir savunma geliştirilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Bu nedenle gerek ceza davalarında gerekse vergi davalarında uzman bir vergi avukatından hukuki yardım alınması tavsiye edilmektedir.

…… CEZA MAHKEMESİ’NE,

DOSYA NO :  …/… E.

SANIK :

MÜDAFİİ :

MÜŞTEKİ :

VEKİLİ :

KONU : Esasa İlişkin Savunmalarımızı İçerir Dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkilimiz hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının …/…./… tarihli …/…. Soruşturma ve …/… Esas sayılı iddianame ile “…-… takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçu ve Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunda” kamu davası açılmış olup müvekkilimizin cezalandırılması istemine karşı savunmalarımız şöyledir;

Öncelikle müvekkilimize isnat edilen “Defter ve belgeleri ibraz etmeme” suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluşacağı açıktır. Bu kapsamda VUK’nin “tebliğ yapılacak kimseler“ başlıklı 94. maddesinin 3. fıkrası‘nın “Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)” hükmü değerlendirildiğinde gönderilmiş olan defter ve belgelerin ibrazı talebini içerir …/…/…. tarihli ve ….. sayılı yazının, müvekkilimizin ikamet adresi olan “… Mah. …. … Sitesi … Evleri…/…” adresinde …/…/… tarihinde tebligat tarihinde 18 yaşından küçük olan kızına tebliğ edilmiş olup ayrıca tebligat parçası üzerine görünüşüne nazaran 18 yaşından büyük olduğuna dair herhangi bir şerh düşülmeksizin tebliğ edilmesi karşısında, müvekkilin reşit olmayan kızına yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı gözetilerek atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığından müvekkilimizin ilgili suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği açıktır.

Müvekkilimize isnat edilen bir diğer sahte fatura düzenleme suçu ise isnat edilen eylem bakımından dosyanın diğer sanığı tarafından  kendisine haftada …. TL ödeme yapılacağı vaadiyle …/…/…. Tarihinde şirketin % .. ortağı olmuş ise de ilgili tarihler bakımından müvekkilimizin sahte fatura düzenlemediği açık olup bu durum dosyanın diğer sanığı olan … nın ifadesinde de belirttiği üzere şirketin kendisince kurulduğu, bütün işlemlerin kendisi tarafından yapıldığı beyanıyla da sabittir. Bu kapsamda maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;

1- Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilmesi ve müvekkilimize gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını başka bir kişiye ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,

2- Dosyanın diğer sanığının faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde müvekkilden ve diğer sanıktan temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,

3- Faturalardaki yazı ve imzaların müvekkilimize ya da diğer sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;

  1. a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
  2. b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
  3. c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, müvekkili tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda müvekkilin bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması neticesinde müvekillimizin ilgili suç ile bağlantısının olmadığı ispat edilecektir.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, öncelikle müvekkilimize isnat edilmiş olan defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu bakımından yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraatine, sahte fatura düzenleme suçu ise yukarıda belirtmiş olduğunuz hususlar araştırılarak müvekkilimizin ilgili suçla bağlantısının olmadığı açığa çıkacağından sahte fatura düzenleme suçundan beraatine, mahkemenizce yapılacak değerlendirme sonunda aksi kanaate ulaşılırsa, sanık müvekkilimiz hakkında lehe olan yasa maddeleri ile yasal indirim nedenlerinin uygulanmasına karar verilmesini, vekaleten talep ederiz.…/…/…

 Sanık Müdafii

Av.

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button