İçerik Başlıkları
Vergi Borcu Tahsil Zamanaşımı
Vergi borçların takibinde, hukuka aykırı ve haksız bir takibin önüne geçilmesinde, takibin başlangıç noktası olan ödeme emrine yapılan itirazlar son derece kritik bir öneme sahiptir.
Bu bağlamda, bahsedilen itirazlardan biri de zamanaşımı itirazıdır. Vergi borcu zamanaşımı itirazlarından biri olan “tahsil zamanaşımı itirazı”, üzerinde durulması gereken önemli bir konuyu oluşturmaktadır ve bu makalede detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Vergi Borcu Zamanaşımı İtirazı
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nun 58. maddesi, ödeme emri tebliğ edilen kişinin idari davada alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasında bulunabileceğini belirtmektedir. Bu vergi borcu zamanaşımı süresi, kamu alacağının tahakkuk ettiği, yani tahsil edilebilir hale geldiği aşamadan sonra başlamaktadır. Tahakkuk zamanaşımında, kamu alacağının hukuki düzenleme ile doğmasına rağmen, tahsil zamanaşımına uğrayan kamu alacağı, sadece tahsil edilemez hale gelir. Yani, borç hala varlığını sürdürür, fakat doğal olarak ödenmez. Bu tür bir borcun rızaen ödenmesi durumunda, ödeme geçerli olur. Bu tür bir borç için ödeme emri düzenlenmez
Ödeme emrinin borçluya tebliği ve buna karşılık borçlu tarafından vergi borcu zamanaşımı itirazında bulunulması, ödeme emrinin sebep unsuru yönünden hukuka aykırılığını iddia etmektir. Ödeme emrinde, eğer ödeme emrine konu kamu alacağı tahsil zamanaşımına uğramışsa, idareyi o işlemi yapmaya yönlendiren etkenin hukuken var olmaması, işlemi sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale getirecektir.
Tahsil zamanaşımı, vergiler ve diğer tüm kamu alacakları için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda (AATUHK ) düzenlenmiştir. Bu Kanuna göre kamu alacağı, vadesinin rastladığı yılı izleyen takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse vergi borcu zamanaşımına uğrar. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda, zamanaşımının kesilmesi ve durdurulması ile ilgili hükümler de bulunmaktadır. AATUHK 103. maddesinde zamanaşımının kesilmesiyle ilgili durumlar düzenlenirken, 104. maddesinde ise zamanaşımının işlememesi hali ele alınır.
Kamu alacakları vade tarihlerini belirlemek için özel kanunlarına bakmak gerekir. Örneğin, Kurumlar Vergisi Kanununa göre vade tarihi, beyannamenin verildiği ayın sonudur. Buna göre, vadesi 30 nisan 2024 olan kurumlar vergisi alacağı, 1 ocak 2025 tarihinden başlayarak 5.yılın sonunda, yani 31/12/2030 yılında zamanaşımına uğrayacaktır.
Gecikme zammının durumuna da bu noktada değinmek gerekmektedir. Gecikme zammı, feri bir alacak olması sebebiyle asıl alacağın zamanaşımına uğramasıyla birlikte zamanaşımına uğrayacaktır.
Vergi Borcu Zamanaşımını Durduran Haller
Borçlunun yabancı ülkede bulunması, hileli iflas etmesi veya terekenin tasfiyesi nedeniyle hakkında takibat yapma imkanının olmaması durumunda vergi borcu zamanaşımı duracak, yani işlemeyecektir.
Vergi Borcu Zamanaşımını Kesen Haller
Vergi borcu zamanaşımının kesilmesine yol açan haller şunlardır: Borcun kısmen ödenmesi, borçlu hakkında haciz tatbik edilmesi, cebren tahsilat ve takip sırasında yapılan her türlü tahsilat, borçlu kişiye ödeme emri tebliği olunması, borçlu tarafından mal bildiriminde bulunulması ve mal edinme ya da artmalarının idareye iletilmesidir.
Bu belirtilen haller, hem borçlu açısından hem de asıl borçlu adına kefil olan kişileri ve ayrıca yabancı şahıs ve kurumların temsilcilerini bağlamaktadır. Zamanaşımını kesen diğer haller ise; ihtilaflı amme alacaklarında yargının idare lehine bozma kararı vermesi, alacağın teminata bağlanması, yargı yerlerince icranın tehirine veya yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi, amme idareleri arasında borcun ödenmesi için yazılı başvuruda bulunulması, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaat yapılması ve/veya ödeme planına bağlanmasıdır.
Tahsil zamanaşımını kesen durumlar, ödeme emrine konu kamu alacaklarının takibinde alacağın tahsil edilmesi açısından önemlidir. Tahsil zamanaşımı süresi, 103. maddede belirtilen durumların meydana gelmesi üzerine kesilir. Kesilen zamanaşımı, kesilmenin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlar. Eğer kesilme:
- Yargı kararıyla olmuşsa, yeni zaman aşımı; bu kararın ardından yapılacak işlemlerden sonra olacak yeni vade gününün;
- Kamu alacağının teminata bağlanması veya yürütmenin yargı kararıyla durdurulması sebebiyle olmuşsa, teminatın kalktığı veya yürütmenin durdurulması kararının kalktığı tarihin;
rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılının ilk gününden başlar.
AATUHK md. 104 uyarınca, borçlunun yabancı ülkede bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi nedeniyle takibat yapılmasına imkan yoksa, bu durumların devam ettiği süre boyunca vergi borcu zamanaşımı işlemeyecektir. Bununla birlikte, zamanaşımının işlemesini durduran sebebin ortadan kalkmasından itibaren vergi borcu zamanaşımı tekrar işlemeye başlar ve durmadan önceki süre de toplam zamanaşımı süresinde dikkate alınır (AATUHK md.102).
Zamanaşımı Konusunda İhtilaflı Hususlar
Uygulamada zaman zaman Vergi Dairesi’nin tahsil zamanaşımını kesmek için mükellefin hesabına küçük meblağlar yatırdığına rastlanmaktadır. Bu nedenle belirtmek isteriz ki, ödemeyle kastedilen mükellefin kendi istek ve iradesi ile olan ödemedir. Vergi dairesinin yapacağı ödemeler zamanaşımını kesmeyeceği gibi bu tür ödemeler kamu görevlisinin adli ve idari suç işlemesi sonucunu doğuracaktır.
Banka hesabına haciz konulması tek başına zamanaşımı süresinin kesilmesi için yeterli değil, ayrıca tahsilatın yapılması gerekir.
Ödeme emri gönderilmesi durumunda, zamanaşımının kesilebilmesi için ödeme emrinin hukuka uygun düzenlenmesi ve tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu kurallara uyulmaması halinde zamanaşımının kesilmesinden bahsedilemez.
Yükümlünün birden fazla borcu olması halinde, hangi borca ilişkin ödeme emri gönderilmişse o borç ile ilgili tahsil zamanaşımı kesilmektedir. Dolayısıyla her ödeme emri, borçlunun tüm borçları için zamanaşımını kesmez.
Yine zamanaşımını kesen sebeplerin “ancak asıl borçlunun nezdinde” gerçekleşmesi halinde zamanaşımı kesileceği ve kanuni temsilciler nezdinde yapılan işlemlerin zamanaşımını kesmeyeceği yönünde Danıştay kararları mevcuttur.
Sonuç
Borçlunun ödeme emrine karşı ileri sürebileceği itirazlardan biri, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nun 58. maddesinde belirtilen borcun zamanaşımına uğradığı itirazdır. Tahsil zamanaşımı meydana geldiğinde, ödeme emri sebep unsuru açısından hukuka aykırı hale gelir. Zamanaşımına rağmen vergi dairesi tarafından ödeme emri tebliğ edilir ve haciz işlemi uygulanırsa uzman bir vergi avukatı ile Vergi Mahkemesinde dava açılması gerekebilir.