Vergi Usul Kanunu VUK Madde 15 – Mücbir sebeplerle gecikme:
13 üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemiyen süreler kadar uzar.
Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malüm olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi lazımdır.
Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilân etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilir.
VUK Madde 15 – Mücbir sebeplerle gecikme ile ilgili Danıştay kararları:
Karar 1:
DANIŞTAY
- Daire
Esas Yıl/No: 2000/830
Karar Yıl/No: 2001/2680
Karar tarihi: 04.07.2001
DEPREM FELAKETİNDEN ETKİLENEN MÜKELLEF – MÜCBİR SEBEP – DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE SEVKEDİLEMEMESİ
ÖZET : Deprem felaketinden etkilenen kimselerin mücbir sebep halinden yararlanması gerekmektedir.
(213 S. K. m. 13, 15)
İstemin Özeti : Davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 256. maddesinde; mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter ve belgeleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz etmeye mecbur olduklarının belirtildiği, Kanunun mükerrer 355. maddesinde ise bu zorunluluğa uymayanlar hakkında özel usulsüzlük cezası kesileceğinin hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden defter ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin 15.10.1998 gün ve 1998/12-100 sayılı yazının 104.11.1998 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi üzerine kesilen özel usulsüzlük cezasının; ibrazı istenilen defter ve belgelerin şirket ortağı …’ın muhasebe işlemlerini yürüttüğü idare binasının 27.6.1998 tarihinde meydana gelen depremde yıkılması nedeniyle zayi olduğu, olayda mücbir sebep halinin bulunduğu ileri sürülerek dava konusu edildiğinin anlaşıldığı, ancak defter ve belgelerin deprem nedeniyle zayi olduğu yolunda herhangi bir tespit veya mahkeme kararı bulunmadığından ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı kurum adına kesilen cezada isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin 7.3.2000 gün ve E: 1999/959, K: 2000/216 sayılı kararının; deprem nedeniyle ibraz yükümlülüğünün yerine getirilemediği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacının 1997 yılı defter ve belgelerini verilen sürede inceleme elemanına ibraz etmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13. maddesinde mücbir sebepler; vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler, kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler, sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi haller olarak sayılmış, 15.maddesinde de 13. maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangibirinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlenemeyeceği belirtilerek bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır.
İncelenen olayda da 1997 yılı defter ve belgelerinin 27.6.1998 tarihinde meydana gelen depremde zayi olduğu ileri sürülerek ibraz edilememesi üzerine kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan dava, konuyla ilgili tespit veya mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de çok sayıda insanın ölmesine ve yaralanmasına neden olan deprem de bir çok binanın yıkıldığı ya da oturulamaz hale geldiği, halkın uzun süre çadırlarda yaşadığı, kişilerin normal zamanlarda yapabildikleri işleri yapamayacak bir ortamda bulunduklarının dikkate alınması durumunda mücbir sebebin malum olduğunun ve davacının defter ve belgelerini ibraz etmesi için tanınan sürenin mücbir sebep nedeniyle işlemediğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda defter ve belgeleri süresi içinde ibraz etmeme fiili gerçekleşmediğinden kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin 7.3.2000 gün ve E: 1999/959, K: 2000/216 sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderini yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 4.7.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)
Karar 2:
DANIŞTAY
- Daire
Esas Yıl/No: 2001/2314
Karar Yıl/No: 2002/2436
Karar tarihi: 11.06.2002
DEPREM NEDENİYLE VERGİ BORÇLARININ VADESİNDE ÖDENEMEMESİ – MÜCBİR SEBEP
ÖZET : Dosyanın incelenmesinden; gelir ( stopaj ) vergisi yönünden mükellefiyet kaydını …’da tesis ettiren davacının üretim tesislerinin … İlinde Bulunduğu, … da bulunan kanuni merkezinin zarar gördüğüne ilişkin bir belge ibraz etmediği, deprem bölgesinde bulunan tesislerinin ise zarar gördüğünü Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ekiplerince düzenlenmiş bir hasar tespit raporu ile belgelendiremediği ödeme emrine konu 1999.7 nci dönem gelir ( stopaj ) vergisi borcunun vadesinin ise 20.8.1999 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda anılan düzenlemeler uyarınca mükellefiyet kaydı …’da bulunan mükelleflerin ödeme süresi uzatımından yararlanabilmeleri için depremden zarar gördüklerini Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ekiplerince düzenlenmiş hasar tespit raporlarıyla belgelemeleri ve vergi borçlarının vade tarihin 17.8.1999 – 1.11.1999 tarihleri arasında olması ve bu iki koşulunda birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Olayda tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenen gelir ( stopaj ) vergisi yönünden mükellefiyet kaydı …’da bulunan davacının, söz konusu vergi borcunun vade tarihi her ne kadar 406 ve 407 no’lu Tahsilat Genel Tebliğlerinde açıklanan 17.8.1999-1.11.1999 tarihleri arasında bulunmakta ise de, anılan ilde bulunan kanuni merkezinin depremden zarar gördüğünü hukuken geçerli belgelerle kanıtlayamaması karşısında, davacının ödeme süresi uzatımından yararlanamayacağı anlaşıldığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
(213 S. K. m. 13, 15)
İstemin Özeti: 1999.Temmuz ayı muhtasar beyannamesini veren davacının tahakkuk eden vergileri ödememesi üzerine ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi 28.4.2000 günlü ve E: 1999.1523, K: 2000.602 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13 üncü maddesinde mücbir bir sebep hallerinin sayıldığı, 15 inci maddede sözü edilen hallerin varlığı halinde bu sebepler ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlemeyeceği, 227 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde de, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremin mücbir sebep sayıldığı belirtilen bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin bu süre içerisine rastlayan beyannameleri vermek ve tahakkuk eden vergileri ödemek zorunda olmadıkları, daha önce verilen beyannameler üzerinden tahakkuk eden, ancak afet tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan vergilerin mücbir sebep nedeniyle uzayan beyanname verme süresinin sonuna kadar ödenebileceğinin belirtildiği, kanuni merkezi …’da olmakla birlikte, üretim tesisi deprem bölgesinde bulunan davacının muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergileri ödememesi üzerine ödeme emri düzenlendiği, kanuni merkezi nedeniyle mükellefiyet tesisini davalı idare nezdinde gerçekleştirdiği ancak ticari faaliyetin yürütülmesinden doğan kazancın üretim tesisinden elde edildiği, dolayısıyla bu tesislerde meydana gelen zararın şirketin ödeme kabiliyetini zayıflatacağı, dosyaya sunulan bilirkişi raporuyla deprem nedeniyle oluşan hasarın belirlendiği, bu durumda her ne kadar sözü edilen Tebliğde, depremin meydana geldiği bölgeler etkilenme derecesine göre iki gruba ayrılacak 2. grupta yer alan bölgelerde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerden sadece depremden zarar görenlerin mücbir sebep halinin bulunduğunun kabul edileceğinin belirtildiği ve davacı şirketin de kanuni merkezinden dolayı …’da mükellefiyet kaydı olması nedeniyle ikinci derece etkilenen bölgelerde faaliyet gösterenler arasında nitelendirilmesi gerekiyorsa da, üretim tesisinin …’nde olduğu dikkate alındığında, tebliğdeki düzenlemelerden yararlanması gerektiği, dolayısıyla mücbir sebep nedeniyle tahsili kabil hale gelmeyen vergi borçlarının tahsili için ödeme emri düzenlenemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, davacının ikinci grupta sayılan bölgelerde mükellefiyet kaydı bulunması nedeniyle sadece depremden zarar görmesi durumunda mücbir sebep halinin kabul edilebileceğini, davacının ise böyle bir başvurusu bulunmadığı ve bu konuda bir belge ibraz etmediğini, ödeme emri ile istenen borçların mücbir sebep halinin öncesinde tahakkuk eden vergilere ait olduğunu ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Mükellefiyet kaydı …’da bulunan davacının anılan ildeki kanuni merkezinin ve deprem bölgesinde bulunan üretim tesislerinin zarar gördüğünü 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede açıklandığı şekilde kanıtlayamadığının anlaşıldığı, bu durumda, davacının 277 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde öngörülen mücbir sebebin kalktığı tarihe kadar ödeme süresi uzatımından yararlanması mümkün olmadığından mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
1.9.1999 günlü ve 23803 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 277 no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremin Vergi Usul Kanununun 13 ncü maddesi uyarınca mücbir sebep hali kapsamına girdiği, depremden yoğun olarak etkilenen Kocaeli, Sakarya, Yalova İllerinin Merkez ve İlçeleri, Bolu İlinin Düzce, Gölyaka, Gümüşova, Cumayeri ve Çilimli İlçelerinde depremden zarar görmüş olsun ve olmasın mükellefiyet kaydı bulunan tüm mükelleflerin, İstanbul, Eskişehir ve Bursa İllerinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerden ise sadece depremden zarar gören mükelleflerin mücbir sebep halinin bulunduğunun kabul edileceği, belirtilen yerlerde faaliyet gösteren mükelleflerin, mücbir sebep hali sayılan süre içerisine rastlayan beyannameleri vermek ve bu beyannamelere göre tahakkuk edecek vergileri ödemek zorunda olmadığı, 406 no’lu Tahsilat Genel Tebliğinde vade tarihi 17.8.1999 ila 30.9.1999, 407 nolu Tahsilat Genel Tebliğinde ise vade tarihi 1.10.1999 ila 1.11.1999 tarihleri arasına rastlayan, her türlü vergi, harç, fon payları ile bunların ferileri ve cezalarının ödeme süresinin uzatıldığı, umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 13 üncü maddesinde, 17 Ağustos 1999 tarihinde vuku bulan deprem dolayısıyla genel hayata etkili afete maruz kalanların, hasar tespiti işlerinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığının yetkili olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; gelir ( stopaj ) vergisi yönünden mükellefiyet kaydını …’da tesis ettiren davacının üretim tesislerinin … İlinde Bulunduğu, … da bulunan kanuni merkezinin zarar gördüğüne ilişkin bir belge ibraz etmediği, deprem bölgesinde bulunan tesislerinin ise zarar gördüğünü Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ekiplerince düzenlenmiş bir hasar tespit raporu ile belgelendiremediği ödeme emrine konu 1999.7 nci dönem gelir ( stopaj ) vergisi borcunun vadesinin ise 20.8.1999 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda anılan düzenlemeler uyarınca mükellefiyet kaydı …’da bulunan mükelleflerin ödeme süresi uzatımından yararlanabilmeleri için depremden zarar gördüklerini Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ekiplerince düzenlenmiş hasar tespit raporlarıyla belgelemeleri ve vergi borçlarının vade tarihin 17.8.1999 – 1.11.1999 tarihleri arasında olması ve bu iki koşulunda birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Olayda tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenen gelir ( stopaj ) vergisi yönünden mükellefiyet kaydı …’da bulunan davacının, söz konusu vergi borcunun vade tarihi her ne kadar 406 ve 407 no’lu Tahsilat Genel Tebliğlerinde açıklanan 17.8.1999-1.11.1999 tarihleri arasında bulunmakta ise de, anılan ilde bulunan kanuni merkezinin depremden zarar gördüğünü hukuken geçerli belgelerle kanıtlayamaması karşısında, davacının ödeme süresi uzatımından yararlanamayacağı anlaşıldığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin 28.4.2000 günlü ve E: 1999.1523, K: 2000.602 sayılı kararının bozulmasına 11.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)