VUK Madde 262 Maliyet Bedeli
Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilümum giderlerin toplamını ifade
eder.
Aşağıda sayılan giderler de maliyet bedeline dâhil edilir:
a) İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri,
b) İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri,
c) İktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler (Faiz giderleri ile kur farklarının diğer kısımlarını maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.),
ç) İktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri,
d) Gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilir.
İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
VUK Madde 262 Maliyet Bedeli ile İlgili Danıştay Kararları
T.C. Danıştay 4.DAİRE Esas:2006-5182 Karar:2007-2065 Karar Tarihi:14.06.2007
ÖZET: İnceleme elemanınca, sabit kıymetin işletmenin aktifine alındığı tarihi takip eden vergilendirme dönemleri için hesaplanan kur farklarının bir kısmının doğrudan gider yazılması bir kısmının ise amortisman yoluyla itfa edilmesi eleştirilerek, kur farklarının tamamı aktife alınmak suretiyle amortisman ayrılarak, kur farkı gelirleri ise dönem kazancına eklenmek suretiyle matrah farkı bulunmuş, söz konusu tutarın kurumun yararlanma hakkı bulunan yatırım indirimi tutarından mahsup edilmesi sonucu yararlanılan yatırım indirimi nedeniyle gelir (stopaj) vergisi salınıp, fon payı hesaplanmış ve vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının nasıl değerleneceği hususunda Kanunda herhangi bir düzenleme ve sınırlama olmadığı görülmektedir. Tamamen uygulamaya yön vermek amacıyla yayımlanan tebliğ ile davacının bu hakkının kullanımının sınırlanması ve vergi ziyaı cezası verilmesini gerektiren bir suçun işlendiğinin kabulü ilkesi ile bağdaşmayan bu durumdur.
T.C. Danıştay 3.DAİRE Esas:2001-2390 Karar:2002-2891 Karar Tarihi:24.09.2002
ÖZET : Davacının faaliyetinin niteliği itibarıyla ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için gerekli olan dikiş makinalarına ait borçtan doğan kur farkının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesi uyarınca genel giderler arasına dahil edilmesine engel bir yasa hükmü de bulunmadığı, bu nedenle, söz konusu kur farkının 163 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca iktisadi kıymetin maliyetine dahil edilmesi gerektiğinden bahisle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek yurt dışından borçlanılarak satın alınan iktisadi kıymetlere ilişkin kur farkı nedeniyle hesaplanan matrah farkı üzerinden salınan vergi ve kesilen cezaları kaldıran … Vergi Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.