Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.
Yukarıki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.
VUK Madde 341 Vergi Ziyaı ile İlgili Danıştay Kararları
T.C. Danıştay 9.DAİRE Esas:2023-27 Karar:2023-1999 Karar Tarihi:25.05.2023
ÖZET: Davacı adına yeminli mali müşavir sıfatıyla tasdik raporu düzenlediği … Demir Çelik Kömür Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin komisyon geliri elde etmek için muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmek fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezalarıyla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 9. ve 13. maddeleri uyarınca adına kayıtlı taşıtlar ve banka hesaplarına uygulanan dava konusu işlemle aynı tarih ve sayılı ihtiyati haciz işleminin kaldırılması istemiyle açılan davada işlemin iptaline ilişkin verilen kararın Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 01/12/2022 tarih ve E:2022/1409, K:2022/6081 sayılı kararıyla onandığı da görüldüğünden, davacı hakkında tesis edilen ihtiyati tahakkuk işleminin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu kabul ederek, Vergi Mahkemesi kararını kaldırıp, davayı reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
ÖZET: Davacı adına yeminli mali müşavir sıfatıyla tasdik raporu düzenlediği … Demir Çelik Kömür Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin komisyon geliri elde etmek için muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmek fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezalarıyla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 9. ve 13. maddeleri uyarınca adına kayıtlı taşıtlar ve banka hesaplarına uygulanan dava konusu işlemle aynı tarih ve sayılı ihtiyati haciz işleminin kaldırılması istemiyle açılan davada işlemin iptaline ilişkin verilen kararın Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 01/12/2022 tarih ve E:2022/1409, K:2022/6081 sayılı kararıyla onandığı da görüldüğünden, davacı hakkında tesis edilen ihtiyati tahakkuk işleminin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu kabul ederek, Vergi Mahkemesi kararını kaldırıp, davayı reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
T.C. Danıştay 3.DAİRE Esas:2023-4692 Karar:2023-3174 Karar Tarihi:25.09.2023
ÖZET: Davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda, davacı tarafından söz konusu mükellefle ilgili olumsuz saptamaları bilmesi gerektiği ve yardımı olmadan sahte fatura düzenleme işini yapmayacağı belirtilerek bu fiile iştirak ettiğinden bahisle dava konusu vergi ziyaı cezası kesilmiş ise de 2017 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin beyannamelerini verdiği mükellefin sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğine yönelik somut bir tespitte bulunulmadığından ve sahte fatura düzenleme fiilinin gerçekleşmesinden sonra anılan faturaların davacı tarafından beyannameye konu edilmesi tek başına iştirak fiilinin sabit olduğunu ispata yeterli görülmediğinden adına kesilen cezanın hukuka aykırı düştüğü sonucuna varılmış olup aksi yöndeki gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
ÖZET: Davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda, davacı tarafından söz konusu mükellefle ilgili olumsuz saptamaları bilmesi gerektiği ve yardımı olmadan sahte fatura düzenleme işini yapmayacağı belirtilerek bu fiile iştirak ettiğinden bahisle dava konusu vergi ziyaı cezası kesilmiş ise de 2017 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin beyannamelerini verdiği mükellefin sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğine yönelik somut bir tespitte bulunulmadığından ve sahte fatura düzenleme fiilinin gerçekleşmesinden sonra anılan faturaların davacı tarafından beyannameye konu edilmesi tek başına iştirak fiilinin sabit olduğunu ispata yeterli görülmediğinden adına kesilen cezanın hukuka aykırı düştüğü sonucuna varılmış olup aksi yöndeki gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
T.C. Danıştay VD.VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2019-245 Karar:2019-322 Karar Tarihi:17.04.2019
ÖZET: Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar, sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu kapsamda bulunmamaktadır. Bu durumda, kararın, … Yapı Metal Ticaret Limited Şirketinin düzenlediği faturalara isabet eden katma değer vergisinin beyanlardan çıkarılması suretiyle tahakkuk eden katma değer vergileri, hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen hüküm fıkrasının, Danıştay Üçüncü Dairesinin yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulması gerekmektedir.
ÖZET: Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar, sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu kapsamda bulunmamaktadır. Bu durumda, kararın, … Yapı Metal Ticaret Limited Şirketinin düzenlediği faturalara isabet eden katma değer vergisinin beyanlardan çıkarılması suretiyle tahakkuk eden katma değer vergileri, hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen hüküm fıkrasının, Danıştay Üçüncü Dairesinin yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulması gerekmektedir.
T.C. Danıştay 3.DAİRE Esas:2015-12005 Karar:2019-1194 Karar Tarihi:20.02.2019
ÖZET: Sahte fatura düzenleme eylemini gerçekleştiren adı geçen mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlükleri tarafından ve bu mükelleflerin fiiline isabet eden tutarda ceza kesilmesi gerekirken, sadece davacının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünce ve tüm mükelleflerin fiillerini kapsayacak şekilde ceza kesilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
ÖZET: Sahte fatura düzenleme eylemini gerçekleştiren adı geçen mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlükleri tarafından ve bu mükelleflerin fiiline isabet eden tutarda ceza kesilmesi gerekirken, sadece davacının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünce ve tüm mükelleflerin fiillerini kapsayacak şekilde ceza kesilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
T.C. Danıştay 4.DAİRE Esas:2016-7216 Karar:2019-762 Karar Tarihi:04.02.2019
ÖZET: Yükümlülerin ancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabilecekleri, süresinden sonra iradi olarak verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açamayacakları açık olduğundan vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Davacı tarafından, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır. Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
ÖZET: Yükümlülerin ancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabilecekleri, süresinden sonra iradi olarak verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açamayacakları açık olduğundan vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Davacı tarafından, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır. Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
T.C. Danıştay VD.VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2010-682 Karar:2011-738 Karar Tarihi:21.12.2011
ÖZET: Verilmesi gereken süre geçtikten sonra pişmanlıkla beyanname verilmesi, verginin zamanından sonra tahakkuk etmesine de yol açmaktadır. Bu nedenle Vergi Usul Kanununun pişmanlığı düzenleyen 371’inci maddesinin birinci fıkrasına bağlı 5’inci bentte; mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesinde öngörülen gecikme zammı oranında bir zamla birlikte ve onbeş gün içinde ödenmesi, pişmanlığın kabulü için gerekli koşullar arasında sayılmıştır. Pişmanlıkla verilen beyanname üzerinden pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk yapılması ve koşullara uyulması halinde mükellefe ceza kesilmemekle, beyanname süresinde verilmiş beyanname gibi tahakkuka esas alındığına göre bu beyannamelerin de süresinde verilen beyannamelerle aynı hükümlere tabi olması gerektiği açıktır. Tahakkukun zamanında yapılmasını sağlayan ancak dava konusu yapılmasına olanak yaratan ihtirazi kaydın, tahakkuk zamanı geçtikten, resen tarh nedeni ve geç tahakkuktan dolayı vergi ziyaı doğduktan sonra pişmanlıkla verilen beyannameye konulmasının etkileyici sonuç yaratmasına olanak yoktur. Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesinin ikinci fıkrasında mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere dava açamayacaklarına ilişkin kural gözetilmeden, tahakkuk ve usulsüzlük cezası kaldırılarak, kurumlar vergisinin davacıya iadesi yolunda hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı temyizinin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
ÖZET: Verilmesi gereken süre geçtikten sonra pişmanlıkla beyanname verilmesi, verginin zamanından sonra tahakkuk etmesine de yol açmaktadır. Bu nedenle Vergi Usul Kanununun pişmanlığı düzenleyen 371’inci maddesinin birinci fıkrasına bağlı 5’inci bentte; mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesinde öngörülen gecikme zammı oranında bir zamla birlikte ve onbeş gün içinde ödenmesi, pişmanlığın kabulü için gerekli koşullar arasında sayılmıştır. Pişmanlıkla verilen beyanname üzerinden pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk yapılması ve koşullara uyulması halinde mükellefe ceza kesilmemekle, beyanname süresinde verilmiş beyanname gibi tahakkuka esas alındığına göre bu beyannamelerin de süresinde verilen beyannamelerle aynı hükümlere tabi olması gerektiği açıktır. Tahakkukun zamanında yapılmasını sağlayan ancak dava konusu yapılmasına olanak yaratan ihtirazi kaydın, tahakkuk zamanı geçtikten, resen tarh nedeni ve geç tahakkuktan dolayı vergi ziyaı doğduktan sonra pişmanlıkla verilen beyannameye konulmasının etkileyici sonuç yaratmasına olanak yoktur. Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesinin ikinci fıkrasında mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere dava açamayacaklarına ilişkin kural gözetilmeden, tahakkuk ve usulsüzlük cezası kaldırılarak, kurumlar vergisinin davacıya iadesi yolunda hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı temyizinin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.