0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

VUK Madde 4- Vergi dairesi:

vergi hukuku avukatı

VUK Madde 4- Vergi dairesi:

Vergi dairesi mükellefi tesbit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden dairedir. (Mükelleflerin, vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı oldukları vergi kanunları ile belirlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğü hallerde; mükelleflerin iş yeri ve adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresleri ile il ve ilçelerin idari sınırlarına bağlı kalmaksızın elektronik ortamda kurulanlar dahil olmak üzere vergi daireleri ve bölge bilgi işlem merkezleri kurmaya, vergi dairelerine bağlı şubeler açmaya, vergi dairelerini diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlemeye, şubelerin yetki, görev ve sorumluluklarını tespit etmeye, vergi dairelerinin yetki alanı ile vergi türleri, meslek ve iş grupları itibarıyla mükelleflerin bağlı olacakları vergi dairesini belirlemeye, bağlı olunan vergi dairesi tarafından yapılan işlemlerin diğer vergi daireleri tarafından yapılabilmesine ve vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, vergi dairesince bu Kanun ile diğer kanunlar kapsamında yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırmaya, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanmasına, mühürlenmesine veya onaylanmasına izin vermeye, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye yetkilidir. Vergi daireleri tarafından düzenlenen ve imzalanması gereken belgelerin, Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanması durumunda belgeler vergi dairesi tarafından imzalanmış, mühürlenmiş veya onaylanmış sayılır.

İlgili Danıştay Kararları:

DANIŞTAY 4. Daire

Esas Yıl/No: 2008/9108

Karar Yıl/No: 2011/590

Karar tarihi: 09.02.2011

VERGİ ZİYAI CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ – YETKİ KURALININ TAKİP KONUSU VERGİNİN MÜKELLEFİNE GÖRE BELİRLENDİĞİ – DAVACININ VERGİ ZİYAINA İŞTİRAK NEDENİYLE SORUMLU TUTULDUĞU – VERGİNİN BAŞKA VERGİ DAİRESİNCE DÜZENLENMESİNDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI

ÖZET: Davacı adına, şirketin vergi ziyaı fiiline iştirak ettiği ileri sürülerek kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Verginin mükellefinin bağlı olduğu vergi dairesinin tahsil ve diğer işlemlerde yetkili olduğu, buna göre yetki kuralının kişiye göre değil takip konusu verginin mükellefine göre belirlendiği, davacının vergi ziyama iştirak nedeniyle sorumlu tutulduğu vergi ve cezanın mükellefinin şirket olduğu, dolayısıyla yetkili olan vergi dairesince işlem yapılması gerekirken, başka vergi dairesince ihbarname düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın onanması gerekir.

(213 S. K. m. 4) (6183 S. K. m. 5) (2577 S. K. m. 49)

İstemin Özeti: Davacı adına, … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi ziyaı fiiline iştirak ettiği ileri sürülerek kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 5. Vergi Mahkemesi’nin 09.07.2008 günlü ve E:2007/3817, K:2008/2469 sayılı kararıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4’ncü maddesinde, vergi dairesinin mükellefi tespit, vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden daire olduğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nun 5’nci maddesinde, tatkibatın alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılacağı hükmünün yer aldığı, bu düzenlemelere göre, verginin mükellefinin bağlı olduğu vergi dairesinin tahsil ve diğer işlemlerde yetkili olduğu, buna göre yetki kuralının kişiye göre değil takip konusu verginin mükellefine göre belirlendiği, davacının vergi ziyama iştirak nedeniyle sorumlu tutulduğu vergi ve cezanın Küçükköy Vergi Dairesi’nin mükellefi… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, dolayısıyla yetkili olan vergi dairesince işlem yapılması gerekirken, Tuna Vergi Dairesi’nce ihbarname düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, işlemlerin yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Erkan Kunduracı’nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A. Kemal Terlemezoğlu’nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden birisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, İstanbul 5. Vergi Mahkemesi’nin 09.07.2008 günlü ve E:2007/3817, K:2008/2469 sayılı kararının onanmasına 09.02.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

DANIŞTAY 4. Daire

Esas Yıl/No: 2005/2360

Karar Yıl/No: 2006/2683

Karar tarihi: 18.12.2006

ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ – DAVA KONUSU AMME ALACAĞININ TAHSİLİNDE YETKİLİ OLMAYAN DAVALI İDARE TARAFINDAN DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNİN İPTALİ GEREĞİ

ÖZET: Dava konusu amme alacağının tahsilinde yetkili olmayan davalı idare tarafından düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekir.

(3568 S. K. m. 12) (213 S. K. m. 4) (6183 S. K. m. 5)

İstemin Özeti: Yeminli mali müşavir olan davacı adına müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; yeminli mali müşavir olan davacının Nuraydın İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin işlemlerini tasdik ederek haksız yere vergi iadesine sebebiyet verdiği ileri sürülerek müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla takip edildiği, anılan borçların tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılarak kesinleştiği ve ödenmemesi üzerine, borçlunun işlemlerini tasdik eden davacıdan istendiği, karşıt inceleme yetkisini kullanmayarak haksız yere vergi iadesine sebebiyet veren davacının takibinde kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, düzenlenen ödeme emrinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Davacı adına müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12. maddesinin dördüncü fıkrasında, yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu oldukları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziya uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. Anılan maddeye dayanılarak çıkarılan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesinde de, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, denilmektedir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, takibatın alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılacağı, borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, tahsil dairesinin borçlunun veya malların bulunduğu mahalde yapılacak takipleri o mahaldeki aynı nevinden amme idaresinin tahsil dairelerine niyabeten yaptıracağı belirtilmiştir.

Anılan Kanun maddelerine göre, yetki kuralı takip edilmesi gereken kişiye göre değil, takip konusu vergi ve cezanın mükellefi olan borçluya göre belirlenmiştir. Bir vergi veya ceza nedeniyle başka kişilerin takibinin de gerektiği hallerde asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu açıktır. Bu suretle, özellikle aynı amme alacağı için birden fazla kişinin takip edilmesi gereken hallerde, takipte birlik sağlanacak ve tahsil karmaşasının önüne geçilebilecektir.

İncelenen olayda, Kavaklıdere Vergi Dairesi mükellefi olan (…) İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin vergi ve ceza borçları için müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacının bağlı olduğu Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. Bu haliyle, dava konusu ödeme emrinin yetkili olmayan tahsil dairesi tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla, dava konusu amme alacağının tahsilinde yetkili olmayan davalı idare tarafından düzenlenen ödeme emrinin bu nedenle iptali gerekirken, işin esası incelenerek davanın reddine karar veren mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

 

fatih aras

Diğer Makaleler

1 Yorum
Call Now Button