İçerik Başlıkları
- 1 Hibrit Araçlarda ÖTV İadesi
- 1.1 Türkiye’deki Araç Vergilendirme Sistemi ve ÖTV Farklılıkları
- 1.2 Yanlış Vergilendirmenin Temel Nedenleri: E-POWER Teknolojisi Örneği
- 1.3 Fazladan Ödenen ÖTV’nin İadesi İçin Hukuki Süreç
- 1.4 Emsal Yargı Kararları
- 1.5 İade Tutarı ve Faiz Uygulaması
- 1.6 Zaman Aşımı Süresi ve Kimler Başvurabilir?
- 1.7 Sonuç ve Öneriler
Hibrit Araçlarda ÖTV İadesi
Türkiye’de sıfır araç alımında karşılaşılan en ilginç durumlardan biri, birebir aynı teknik özelliklere sahip araçların, yakıt sistemleri ve uygulanan vergi oranlarındaki farklılıklar nedeniyle çok büyük fiyat farklarıyla satılmasıdır. Bu durum, özellikle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) hesaplamalarındaki hatalardan kaynaklanmakta ve araç sahiplerinin fazladan vergi ödemesine yol açabilmektedir. Ancak bu adaletsiz durum karşısında, haksız yere tahsil edilen vergilerin yargı yoluyla iadesi mümkündür. Özellikle “elektrikli motoru olan hibrit” olarak yanlış sınıflandırılan ancak aslında tamamen elektrik motoruyla hareket eden araçlar, fazladan ÖTV ödemiş olabilirler. Bu makale, hibrit araçlarda ÖTV iadesi sürecini detaylandırmakta, hukuki dayanaklarını açıklamakta ve emsal yargı kararlarıyla konuyu aydınlatmaktadır.
Not: Bu makale, doğrudan elektrik motoruyla (örneğin e-power teknolojisi) hareket eden hibrit araçlar için hazırlanmıştır.
Türkiye’deki Araç Vergilendirme Sistemi ve ÖTV Farklılıkları
Türkiye’de araç fiyatlarının temel belirleyicilerinden biri olan ÖTV oranları, aracın yakıt sistemine ve motor gücüne göre önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar, aynı modelin farklı motor konfigürasyonlarına sahip versiyonları arasında ciddi fiyat uçurumları yaratabilmektedir.
Araçların ÖTV’li fiyatı üzerinden %20 KDV de alınmaktadır. Bu, verginin de vergisi ödendiği için ciddi bir vergisel farklılık yaratmaktadır. Örneğin, %10 ÖTV’li bir araç ile %80 ÖTV’li birebir aynı aracın fiyatı iki katına çıkabilmektedir.
Hibrit araçlarda ÖTV oranları motor hacmine ve elektrik motorunun gücüne bağlı olarak farklılaşır. Elektrik motoru da bulunan hibrit araçlarda ÖTV oranları 2025 yılı itibariyle şöyledir:
- 50 kW’ı geçip, 1800 cm³’ü geçmeyen ve vergisiz satış tutarı 228.000 TL’yi aşmayan araçlar için %45 ÖTV ve %20 KDV.
- 50 kW’ı geçip, 1800 cm³’ü geçmeyen ve vergisiz satış tutarı 228.000 TL ile 350.000 TL arasında olan araçlar için %50 ÖTV ve %20 KDV.
- 50 kW’ı geçip, 1800 cm³’ü geçmeyen ve vergisiz satış tutarı 350.000 TL üzeri araçlar için %80 ÖTV ve %20 KDV.
- 100 kW’ı geçip, 2000 cm³ – 2500 cm³ arasında motor hacmine sahip ve vergisiz satış tutarı 170.000 TL’yi aşmayan araçlar için %130 ÖTV ve %20 KDV.
- 100 kW’ı geçip, 2500 cm³’ü geçmeyen araçlar için %150 ÖTV ve %20 KDV. Diğer tüm araçlar için ÖTV oranı %220 ve KDV oranı %20’dir.
Yanlış Vergilendirmenin Temel Nedenleri: E-POWER Teknolojisi Örneği
Yanlış vergilendirmenin temel sebepleri arasında yanlış sınıflandırma, matrah hesaplama hataları, mevzuat değişikliklerinin takip edilmemesi ve gümrük vergisi hataları yer almaktadır. Ancak son dönemde en çok gündeme gelen ve yargıya taşınan durum, özellikle Nissan’ın e-POWER teknolojisine sahip araçlarının vergilendirilmesindeki hatalı kategorilendirmedir.
Nissan Qashqai e-POWER ve X-Trail e-POWER (e-Force olarak da bilinen) modelleri, hibrit sistem olarak nitelendirilip %80 ÖTV oranına tabi tutulmuştur. Oysaki bu araçlar teknik olarak farklı bir yapıya sahiptir: Bu sistemde benzinli motor doğrudan tekerleklere güç iletmez, yalnızca elektrik motoruna enerji sağlamak için bir jeneratör görevi görür. Yani, aracın hareketini sağlayan tek motor elektrik motorudur.
Bu araçların ruhsatlarında “silindir hacmi 0 cm³” ve yakıt cinsi “elektrik” olarak belirtilmiştir. AT Uygunluk Belgesinde de “Sadece Elektrikli: Evet”, “Hibrit (Elektrikli) araç: Hayır” ve “Yakıt türü: Elektrikli” ifadeleri yer almaktadır. Ticaret Bakanlığı’nın bağlayıcı tarife bilgilerinde de aracın hareketi için gerekli tahrik gücünün sadece elektrik motoru ile sağlandığı, içten yanmalı motorun ise sadece jeneratörü tahrik etmek için kullanıldığı belirtilmektedir.
Maliye Bakanlığı ve vergi daireleri ise, e-POWER araçlarda benzinli motor bulunmasından hareketle, bu motorun doğrudan tekerleklere güç verip vermemesine bakılmaksızın araca %80 ÖTV uygulanması gerektiğini savunmuşlardır. Ancak yargı, bu yaklaşımın hatalı olduğunu belirtmiştir. Elektrik motorlu araçların daha düşük ÖTV oranına tabi tutulması, çevre kirliliğiyle mücadele ve enerji tasarrufuna yönelik bir teşvik uygulamasıdır. Dolayısıyla, aracın tekerleklerine güç veren esas mekanizma elektrik motoru olduğunda, aracın “sadece elektrik motorlu” olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Fazladan Ödenen ÖTV’nin İadesi İçin Hukuki Süreç
Fazladan ödenen verginin iadesi için yasal yollara başvurmak mümkündür. Bu süreç, belirli adımları ve teknik detayları içerir:
1. Vergilendirme Hatasının Tespiti: İlk adım, aracın ÖTV’sinin yanlış hesaplandığını ve ödendiğini belirlemektir. Bunun için araç satış sözleşmesi, araç faturası, vergi dairesi kayıtları ve güncel yasal mevzuat incelenmelidir. Özellikle faturada ödenen ÖTV oranının doğru olup olmadığı kontrol edilmelidir.
2. Vergi Dairesine Başvuru: Yanlış alınan ÖTV’nin iadesi için öncelikle ilgili vergi dairesine bir düzeltme talebi dilekçesi ile başvurulmalıdır. Dilekçede araç bilgileri, ÖTV oranı ve hesaplama hatası açıkça belirtilmeli, fazla ödenen tutarın iadesi talep edilmelidir. Dilekçeye araç faturası örneği, ÖTV’nin ödendiğine dair makbuz veya ödeme dekontu ve aracın teknik özelliklerini gösteren belgeler eklenmelidir.
3. Vergi İdaresinin Yanıt Süreci: Vergi idaresi başvuruyu değerlendirir. Bu süreç genellikle birkaç hafta ile birkaç ay sürebilir. Vergi daireleri genellikle bu talepleri reddeder veya hiç cevap vermez (zımnen reddetmiş kabul edilir).
4. Vergi Mahkemesinde Dava Açma: Vergi idaresinden olumsuz bir yanıt alınması veya başvurunun sonuçsuz kalması durumunda, vergi mahkemesine dava açma hakkı doğar. Dava dilekçesi hazırlanırken, ÖTV oranı hatası ve tüketicinin uğradığı zarar belgelerle açıklanmalıdır. Araç faturasından ödeme makbuzlarına kadar tüm belgeler mahkemeye sunulmalıdır. Sürecin karmaşıklığı nedeniyle, vergi hukuku alanında deneyimli bir avukattan destek alınması önemle tavsiye edilir. Vergi mahkemeleri, bilirkişi raporları alarak aracın mekanik yapısını inceler.
5. Üst Mahkeme Süreci (Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay): Vergi mahkemesi kararı aleyhte sonuçlanırsa, Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusu yapılabilir. Bölge İdare Mahkemesi kararı da tüketici aleyhine olursa, bir üst mahkeme olan Danıştay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Bugüne kadar bu konuda açılan davaların bir kısmı, üst mahkemeler tarafından da onanarak tüketiciler lehine sonuçlanmıştır.
6. ÖTV İadesinin Alınması: Hukuki süreç olumlu sonuçlandığında, fazla alınan ÖTV ve KDV tutarı davacıya iade edilir.
Emsal Yargı Kararları
Yargı, özellikle e-POWER motoruna sahip araçların vergilendirilmesindeki hatalı uygulamaları tespit etmiş ve tüketiciler lehine önemli kararlar vermiştir. Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri’nden çıkan bu kararlar, hukuki mücadelenin başarı şansını artırmaktadır.
1. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi Kararı (Esas No: 2024/…, Karar No: 2025/…): Bu kararda, Nissan Qashqai e-Power Skypack 2WD model bir aracın özel tüketim vergisinin %10 üzerinden hesaplanması gerekirken, hibrit olarak değerlendirilerek %80 üzerinden tahsil edildiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan bilirkişi incelemesinde, aracın seri hibrit olmasına rağmen hareketinin tamamen elektrik motoru tarafından sağlandığı, benzinli motorun sadece bataryayı şarj etmek için jeneratör görevi gördüğü ve tekerleklerle mekanik bir bağlantısının olmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, aracın ruhsatında silindir hacminin “0 cm³”, yakıt cinsinin “elektrik” olarak belirtilmesi ve AT Uygunluk Belgesinde “Sadece Elektrikli evet” ve “Hibrit(Elektrikli) araç hayır” ibarelerinin bulunması gibi resmi belgeleri esas almıştır. Ticaret Bakanlığı’nın bağlayıcı tarife bilgilerinde de aracın tahrik gücünün sadece elektrik motoruyla sağlandığı belirtilmiştir. Davalı idarenin “Elektrik motorunun yanı sıra başka bir motora da sahip olan taşıtlar” hakkındaki tebliği gerekçe göstermesine rağmen, Mahkeme, bu tebliğin verginin yasallığı ilkesini ihlal edebileceğini ve aracın fiilen sadece elektrik motoruyla hareket ettiği gerçeğini değiştirmeyeceğini belirtmiştir. Sonuç olarak, araç “sadece elektrik motorlu olanlar” başlığı altında sınıflandırılması gerektiği sonucuna varılarak, fazla tahsil edilen ÖTV ve buna bağlı KDV’nin faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
2. Danıştay Yedinci Daire Kararı (Esas No: 2019/3070, Karar No: 2022/506): Bu emsal karar, daha önceki bir Vergi Mahkemesi kararını onamıştır. Kararda, bir aracın benzinli motoru olsa dahi, bu motorun sadece menzil uzatımı için elektrik motoruna enerji üretme işlevine sahip olduğu ve tekerleklerle mekanik bir bağlantısının olmadığı durumlarda, aracın “sadece elektrik motorlu” olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu, Maliye Bakanlığı’nın tebliğiyle çelişen ancak aracın gerçek çalışma prensibine dayanan önemli bir ilkenin üst mahkeme tarafından da onaylandığını göstermektedir.
3. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi Kararı (Esas No: 2024/845, Karar No: 2024/1066): Bu karar da, Davacının satın aldığı elektrikli araç için %10 yerine %80 ÖTV tahakkuk ettirilmesinin bir vergilendirme hatası olduğuna hükmetmiştir. Mahkeme, aracın tüm belgelerinde tek yakıtlı ve yakıt türünün elektrik olduğu belirtilmesine rağmen, benzin motorunun bulunmasından dolayı yüksek ÖTV uygulandığını, ancak idarenin araç üzerinde fiziki inceleme yapmadığını ve aracın gerçekte hibrit olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir. Karar, aracın hareketini sağlayan benzin motoru olmaması nedeniyle %10 ÖTV oranının uygulanması gerektiğini onaylamıştır.
4. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi Kararı (T: 18.02.2025, E: 2025/472, K: 2025/436): Bu çok güncel kararda da benzer bir aracın ruhsat ve uygunluk belgelerindeki “elektrikli” ibareleri ve benzinli motorun sadece jeneratör görevi görmesi dikkate alınmıştır. Mahkeme, aracı hareket ettiren motorun elektrik motoru olduğu ve araçtaki benzin motorunun aracı hareket ettiremeyeceği, aracı hareket ettiren enerjinin benzinden değil, benzinle üretilen elektrikten kaynaklandığı tespitini yapmıştır. Elektrikli araçlara daha düşük ÖTV uygulanmasının çevre kirliliğiyle mücadele ve enerji tasarrufu teşviki olduğu belirtilerek, söz konusu aracın “sadece elektrik motorlu” olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, %80 ÖTV uygulanmasının açık bir vergilendirme hatası olduğu ve fazla ödenen ÖTV ile KDV’nin iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu karar, 1497 cm³ motor hacmine sahip aracın, motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenler sınıfında yer almasına rağmen “sadece elektrik motorlu olanlar” kapsamında vergilendirilmesi gerektiğini de belirtmiştir.
Bu emsal kararlar, vergi idaresinin yaklaşımının aksine aracın teknik ve fiili çalışma prensibini temel almaktadır.
İade Tutarı ve Faiz Uygulaması
Fazladan ödenen verginin iadesi sadece ana para ile sınırlı değildir; aynı zamanda yasal faiziyle birlikte talep edilebilir.
- İade Edilecek Vergi Farkı: Öncelikle, %80 olarak uygulanan ÖTV’nin %10’a düşürülmesiyle oluşan ÖTV farkı talep edilebilir. Ayrıca, KDV aracın ÖTV’li fiyatı üzerinden hesaplandığı için, ÖTV oranındaki düşüş KDV’de de bir indirime yol açar ve aradaki KDV farkı da iade edilebilir.
- Basit Hesaplama Formülü: Toplam vergi iadesi miktarını tahmin etmek için, aracı satın aldığınız faturadaki fiyatın yaklaşık %38,88’ini hesaplayabilirsiniz. Bu, toplam iade alabileceğiniz tutara denk gelmektedir.
- Faiz Uygulaması: İade tutarına, faturanın kesildiği tarihten yani ödemenin yapıldığı tarihten iadenin size yapılacağı tarihe kadar tecil faizi oranında faiz işletilir. Şu anda tecil faizi oranı yıllık %48 olarak uygulanmaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesine göre, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanmaması halinde, verginin tahsil tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için tecil faizi oranında faiz hesaplanarak iade edilir.
Zaman Aşımı Süresi ve Kimler Başvurabilir?
Vergi Usul Kanunu’na göre, haksız veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesi için, işlemi takip eden yılın başından itibaren 5 yıllık bir zaman aşımı süresi bulunmaktadır. Bu sürenin aşılması durumunda iade hakkı kaybedilir. Örneğin, 2022 yılında satın alınan bir araç için 2027 yılının sonuna kadar talepte bulunulması gerekmektedir.
Kimler İade Hakkına Sahiptir? ÖTV iadesi hakkı, aracı bayiden sıfır kilometre olarak ilk satın alan kişiye aittir. Yani, Nissan Qashqai e-POWER veya X-Trail e-POWER (e-Force) model bir aracı bayiden ilk tescil ettiren kişi bu iade hakkından faydalanabilir. Aracı daha sonra ikinci el olarak satın alan kişilerin bu iade hakkı bulunmamaktadır. Aracın ilk satın alındıktan sonra satılmış olması da iade hakkını ortadan kaldırmaz; önemli olan aracın bayiden ilk alındığına dair belgeleri ibraz edebilmektir.
Sonuç ve Öneriler
Türkiye’deki araç vergilendirme sisteminde yaşanan yanlış sınıflandırma ve hatalı ÖTV uygulamaları, özellikle e-POWER gibi teknolojik olarak gelişmiş araç sahipleri için önemli maddi kayıplara yol açmıştır. Ancak, Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri’nden çıkan emsal kararlar sayesinde, bu fazladan ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte geri alınması mümkün hale gelmiştir. Konuyla ilgili olarak tüm mahkemeleri bağlayan bir içtihatı birleştirme kararı henüz çıkmadığından, açılan her davanın kesin olarak kabul edileceği yönünde bir beklenti içinde olmamak gerektiğini de ayrıca belirtmek gerekir. İdari yargıdaki dava masraflarının, iade potansiyeli bulunan ÖTV rakamlarının çok daha altında olduğu dikkate alındığında, dava yoluna başvurmak mantıklı bir seçenek olabilir.
Bu süreç, vergi hukuku alanında uzmanlık ve dikkatli bir takip gerektirmektedir. Başvuru dilekçelerinin hazırlanmasından, vergi dairesi yanıtlarına karşı dava açılmasına, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesinden, üst mahkemelerdeki temyiz süreçlerine kadar her adımda hukuki destek almak, hak kaybı yaşanmaması ve sürecin hızla sonuçlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Genel bir tahminle, davanın kazanılması halinde bu iadelerin 7-8 ay ile 1 yıl gibi bir sürede alınabilmesi mümkün olabilir. Bu gibi davaların kesinleşmesi için 3-4 yılı bulabilir.