0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Boşanma Davasında Şirket Değerlemesi

yargıtay kararı

Özet: Edinilmiş mal tasfiyesinde şirket değerlemesine ilişkin Yargıtay kararı aşağıdadır:

Boşanma Davasında Şirket Değerlemesi

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ

Esas:2023-5357 Karar:2023-3909 Karar Tarihi:13.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1661 E., 2023/643 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/142 E., 2022/9 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tekstil mühendisi olarak davalının iş yaşantısına tekstil ürünleri perde pazarlaması ile başladığını, evlilik birliğinin devam ettiği süreçte müvekkilinin desinatörlük, renk ve desen tasarlama yetisine dayalı çalışmaları, dizayn editörlüğü, yurt dışı satışları, fuarlarda temsilcilik, mağaza müdürlükleri yapmak suretiyle çalışma ve katkılarıyla fabrikatör olarak devam ettirdiğini, kurulan şirketlerde müvekkili lehine herhangi bir düzenleme yapılmadığını, sadece zaman zaman işyerlerinde çalışan sigortalı bir işçi olarak gösterildiğini ancak bunun karşılığı olarak kendisine hiçbir bedel ödenmediğini, davalının ise yüksek kazanç elde ettiğini, mal varlıkları edindiğini, şirketlerin değerinin arttığını, malların hangisinin davalının mülkiyetinde olduğunun müvekkili tarafından bilinmediğinden, elden çıkarılan malların eklenecek değer olarak da dikkate alınması gerektiğini, davalının Pehlivan Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.,… Tekstil Döşemelik Kumaş San. Tic. Ltd. Şti., Pehlivan Mensucat Ltd. Şti., … parakende döşemelik kumaş ticarethanelerinin, … ve… adi ortaklığının ve … Tekstil Mobilya Ltd. Şti.’ nin sahibi olduğunu ve davalının 2002 ve 2003 yıllarında Aydın ili vergi rekortmenleri arasında yer aldığını, davalının edinilmiş malların bir kısmını borç ödeme bahanesi ile sattığını, satışa çıkardığını, bir kısmını da üçüncü şahıslara devrettiğini, ticari alım ilişkisi içerisinde bulunduğu kişilere borcu varmış gibi kambiyo senetleri düzenlediğini, bunların bedellerini öder görünerek mal varlığını eksilttiğini, döşemelik kumaş fabrikasının tüm makine ve aksamını sadece müvekkilinden mal kaçırmak kastı ile sattığını, bedeli olarak almış bulunduğu kambiyo senetlerini bu alım satım ile ilgisi ve hiçbir ticari bağlantısı olmayan kişilere tahsil ettirdiğini, müvekkilinin katılma alacağı yanında davalının edinilmiş ve bireysel mallarında değer artış payının bulunduğunu belirterek taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kaydıyla katılma alacağı ve değer artış payı olmak üzere 500.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 24.11.2005 tarihli dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazları, araçları, makineleri, şirket hisseleri ile hak ve alacakları açıklamıştır.

3. Davacı kadın vekili 30.09.2010 ile 06.07.2011 tarihli dilekçelerinde ve 30.10.2010 tarihli (50) nolu celsedeki beyanında; 01.01.2002 tarihinden öncesinde davalının ortağı ve sahibi olduğu şirket, taşınmaz ve diğer mallarla ilgili olarak müvekkilinin evlilik devam ettiği süreçte bizzat çalışarak madden ve fiilen destek olarak sağladığı katkı ile ilgili dava ve taleplerini … bıraktıklarını açıklayarak dilekçede belirtilen 7 adet taşınmaz yönünden davaya devam edilmesini diğer mallar yönünden talep ve davayı … bıraktıklarını beyan etmiş; davalı vekili 04.12.2014 tarihli (86) nolu celsedeki beyanında, 7 adet taşınmaz dışındaki mallar yönünden davacı tarafın davaya … bırakmalarına muvafakat etmediklerini beyan etmiştir.

4. Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı aleyhine … 1. Aile Mahkemesinin 2005/749 Esas sayılı dava dosyasında açmış oldukları dava sonunda bilirkişice müvekkilinin 1.385.721,92 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, taleple bağlı kalınarak 500.000,00 TL’nin tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına dair verilen hükmün Bölge Adliye Mahkemesinin kararıyla kaldırıldığını, davanın yeni esasa kaydedildiğini, boşanma ilamının 13.03.2008 tarihinde kesinleştiğini, zamanaşımı süresi dolmadan işbu ek davayı açtıklarını, davalının evlilikten sonra sahibi olduğu ve yine 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği ve bir kısmını elden çıkardığı mal varlıklarının olduğunu, dava dilekçesinde ayrıntısı yazılı mallarda müvekkilinin hakkı olduğunu belirterek davanın … 1. Aile Mahkemesinin 2018/142 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davanın bu dosya üzerinden devamını, ek davanın kabulü ile, 500.000,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

5. Davacı kadın vekilinin kaldırma kararı gereğince sunduğu 07.09.2018 tarihli açıklama dilekçesinde; asıl davadaki alacak talebinin 1.000,00 TL’sinin katkı payı, 498.000,00 TL’sinin katılma, 1.000,00 TL’sinin de değer artış payı alacağı; birleşen davadaki alacak talebinin de 1.000,00 TL’sinin katkı payı, 41.604,33 TL’sinin katılma, 457.395,67 TL’sinin de eklenecek değer nedeniyle katılma alacağı olduğunu açıklamıştır.

6. Davacı kadın vekilinin kaldırma kararı gereğince sunduğu 20.11.2018 tarihli açıklama dilekçesinde de; asıl davadaki alacak talebinin 3078 ada 95 parsel yönünden 215.500,00 TL, 3080 ada 142 parsel yönünden 250.000,00 TL, 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 13.500,00 TL, … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 29.000,00 TL, eklenecek değer olan 3078 ada 94 parsel yönünden 250,00 TL, 30238 ada 7 parsel yönünden 250,00 TL, 10450 ada 31 parsel yönünden 250,00 TL, 10450 ada 42 parsel yönünden 250,00 TL; birleşen davadaki alacak talebinin 3078 ada 95 parsel yönünden 18.500,00 TL, 3080 ada 142 parsel yönünden 20.000,00 TL, 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 710,00 TL, … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 2.394,33 TL, eklenecek değer olan 3078 ada 94 parsel yönünden 246.750,00 TL, 30238 ada 7 parsel yönünden 122.750,00 TL, 10450 ada 31 parsel yönünden 164.750,00 TL, 10450 ada 42 parsel yönünden 123.145,67 TL olduğunu açıklamıştır.

7. Davacı kadın vekili 02.03.2021 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin davalının 01.01.2002 tarihinde önce edindiği malları ile ilgili talebi bulunmadığını beyan etmiştir.

yargıtay

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının eşine ait mal ve değerlerin edinilmesinde, iyileştirilmesinde ve korunmasında olumlu bir katkıda bulunmadığı gibi aksine gerek çok aşırı israf sayılacak harcamalar gerekse kendi aile yakınlarına farklı biçimlerde aktardığı paralarla eşinin mal varlığında ciddi azalmalara neden olduğunu, davacının desinatörlük, renk desen tasarımcılığı, dizayn editörlüğü, yurt dışı satış ve fuar temsilciliği gibi işlerle ilgili istek ve hevesten öte uzmanlığı ve çalışmasının söz konusu olmadığını, mağaza müdürlüğünün sadece … Alsancak’da açılan mağazada söz konusu olduğunu ancak kısa bir süre sonra ciddi zararlar sonunda mağazanın kapandığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, dava tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, davacının götürdüğü mal ve varlıklar ile gerek adına kayıtlı malları, gerekse elden çıkardığı taşınmazın değerlendirmeye (takas) alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekili 07.03.2006 tarihli dilekçesinde; davacı adına kayıtlı 35 S 916 plakalı aracın tasfiyede dikkate alınarak davacının hesaplanacak alacağından takas edilmesini talep etmiştir.

3.Davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının çalışma iddialarının doğru olmadığını, davacının edinilen mallara katkısının olmadığını, taşınmazlar üzerinde bulunan hacizlerin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin borçları dikkate alındığında artık değerin bulunmadığını, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, borçların ödenmesi için satılan taşınmazların eklenecek değer olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2017 tarih ve 2005/749 Esas, 2017/300 Karar sayılı kararı ile, mal rejiminin sona erdiği 02.05.2005 tarihinde davalının edinilmiş mal varlığının 3078 ada 95 parsel, 3080 ada 142 parsel ve 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm le mal rejiminin sona erdiği tarihte davalıya ait olmayan ancak mal rejimi sona ermeden önce satış suretiyle üçüncü kişilere devredilen taşınmazların ise yine 3078 ada 94 parsel, 30238 ada 7 parsel, 10450 ada 31 parsel, 10450 ada 42 parsel olduğu, yine davacının bir kısım gayrimenkul ve şirketlerdeki hisseler yönünden davasını … bıraktığı ancak daha sonra bunlar yönünden de davaya devam edildiğinden bu … bırakılmış olan varlıkların 298 ada 58 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 687 ada 2 parsel 4 nolu bağımsız bölüm, 351 ada 5 parsel 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler, 351 ada 5 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 351 ada 5 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 492 ada 21 parsel 5 nolu bağımsız bölüm, 298 ada 58 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 275 ada 8 parsel, 471 ada 1 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 472 ada 1 parselin 1/13 hissesi, Pehlivan Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.,… Tekstil Mobilya Tur. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti., … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu; mükellefleri …’ın şahsi ve ticari faaliyetinden dolayı 02.08.2005 tarihinde vergi aslı 134.723,16 TL, vergi aslına bağlı gecikme zammının 65.059,82 TL olmak üzere toplam vergi borcunun 199.782,98 TL olduğu, 19.11.2015 tarihi itibariyle 119.371,45 TL vergi aslı ve vergi aslına bağlı olarak 329.617,58 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 448.989,03 TL vergi borcu olduğu; tasfiyeye konu taşınmazlara ilişkin katılma alacaklarının hesabında taşınmazlara ait olmayan borçların taşınmaz değerinden düşülmesinin mümkün olmadığı, yine hesaplamada malın eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla devredilmesi durumundan, malın sürüm değerinin malın devredildiği tarihteki değerinin esas alınacağından devredilen taşınmazların devir tarihindeki değerlerine göre katılma alacağı hesaplandığı; mal rejimi sona erdiğinde Efeler Vergi Dairesine 134.723,16 TL asıl, 65.059,82 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 199.782,98 TL, Sigorta İl Müdürlüğüne 145.020,38 TL, Akbank’a 5.059,00 TL, Garanti Bankası’na 107.180,70 TL (Ödenen 56.309,74 TL) olmak üzere toplam borç miktarı 401.118,69 TL’ olduğu, borçların edinilmiş mal olan taşınmazların borcu olmayıp davalıya ait şahsi ticari faaliyetler sebebiyle doğduğu, 22.12.2009 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, Pehlivan Tekstil San. ve Ltd. Şti.,… Tekstil Mobilya Tur. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti., … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İthalat ve İhracat San. Tic. Şti.’nin aktif ve pasiflerinin tespit edildiği, öz varlıklarının hesaplandığı, şirketlerin pasif kaynaklarında banka kredileri, borç senetleri, diğer ticari borçlar, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri vs. borçlar tespit edilmiş olup davalının şahsi ticari borçları, şirket pasifinde gösterilmiş ve ayrıca şirketin bu sebeple net zararı belirtilmiş olup şirket pasifinde gösterildiğinden söz konusu 401.118,69 TL edinilmiş mal borcu şirketlere ilişkin hesaptan düşüldüğü; … Tekstil yönünden öz varlık mevcut olduğundan ve şirket edinilmiş mal olduğundan katılma alacağı hesaplandığı; … bırakılması talep edilen taşınmazlar yönünden 31.08.2016 tarihli raporda belirtildiği üzere davacının alacağının bulunmadığı, şirketler yönünden mal rejiminin sona erdiği tarihte borçlarının olduğu Gelir Dairesi Başkanlığı Efeler Vergi Dairesi yazısıyla sabit olduğundan mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut gelir olmadığından davacının şirketler yönünden de katılma alacağının bulunmadığı; hükme esas alınan 10.03.2017 tarihli hesap bilirkişi raporuna göre, 31.08.2016 tarihli önceki raporda ayrıntısı hesaplanmış olmakla davalının mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle 3078 ada 95 parsel yönünden 234.000,00 TL, 3080 ada 142 parsel yönünden 260.000,00 TL, 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 14.210,00 TL, … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 31.394,33 TL olmak üzere toplam 539.604,33 TL katılma alacağı olduğu; davalının mal rejimi sona ermeden önce devrettiği taşınmazların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesi uyarınca edinilmiş mallara eklenmesi gerektiği, 3078 ada 94 parsel yönünden 86.689,34 TL, 30238 ada 7 parsel yönünden 226.358,44 TL, 10450 ada 31 nolu parsel yönünden 304.611,32 TL, 10450 ada 42 nolu parsel yönünden 228.458,49 TL olmak üzere toplam 846.117,59 TL artık değer katılma alacağı hesaplandığı, netice itibariyle davacının davalıdan toplam 1.385.721,92 TL artık değer katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle, davacının toplam 1.385.721.92 TL alacaklı olduğu, taleple bağlı kalınarak 500.000.00 TL alacağın karar tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2018 tarih ve 2017/2771 Esas, 2018/449 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, davacının tasfiye konusu olduğunu bildirdiği taşınmaz ve şirketlerden sadece 7 adet taşınmaz ve 1 adet şirket yönünden davanın kabulüne karar verildiği, tasfiye konusu edilen diğer taşınmazlar ve şirketler yönünden hüküm kurulmadığı halde; kararın gerekçe kısmında, ayrıca davalıya ait 2 adet şirket ve davacının tasfiye konusu olup, yargılama sırasında önce … bıraktığı, sonra davalının rızası olmaması üzerine, yargılamaya devam edilen bir kısım taşınmazlar yönünden davacının katılma alacağının bulunmadığından bahsedilerek, kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen taşınmazlar ve şirket dışında da bir kısım malvarlığına ilişkin olarak katkı payı, katılma alacağı ve değer artış payı isteğinde bulunduğu halde İlk Derece Mahkemesince talep edilen 500.000,00 TL dava değerinin hangi mal varlığı için hangi nedenle ne miktar alacak isteğinde bulunduğu yönünde duraksamaya yer bırakmayacak şekilde davacı tarafa açıklattırılmadan bilirkişi raporunda belirlenen alacak miktarının talepten daha fazla olduğu göz önüne alınıp taleple bağlı kalınarak 500.000,00 TL’nin tamamının kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı; davalıya ait iken tasfiye tarihinden önce üçüncü kişilere devredildiği anlaşılan 4 adet taşınmaz yönünden 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesi uyarınca eklenecek değer olarak davacının katılma alacağı talebinin olduğu, İlk Derece Mahkemesince davacının bu talebi yönünden her hangi bir gerekçe açıklanmayarak bilirkişi raporundaki açıklamaya yollama yapılarak ve davacının davalıya ait bulunan 3 adet taşınmaz yönünden hesaplanan alacak miktarının dava değerinden fazla olduğu belirtilerek hüküm kurulmuş olmasının da doğru olmadığı; hüküm sonucunda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği; davalı vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde dava konusunun tam olarak açıklağa kavuşmasından sonra takas talebinde bulunacaklarını belirttiği, 07.03.2006 tarihli dilekçesi ile 35 SP 916 plakalı araç yönünden takas talebinde bulunduğu, 4721 sayılı 236 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca takas def’inin emir niteliğinde olduğu, harçsız dava açılamaz kuralına takılmadan isteğin (takas defi’nin) değerlendirilmesi, davalı lehine katılma alacağı doğup doğmayacağının tesbit edilerek davacı lehine alacak hakkının doğduğunun kabul edildiği takdirde hesaplamada gözetilerek takas ve mahsubun da değerlendirilmesi, bu konudaki görüşün ortaya konulması sonucunda işin esasına ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçede açıklandığı şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,şirketler yönünden; 22.12.2009 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; Pehlivan Tekstil San. ve Ltd. Şti.,… Tekstil Mob. Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti, … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İnş. İth. ve İhrc. San. Tic. Şti.’nin aktif ve pasifleri tespit edildiği, öz varlıkları hesaplanmış, şirketlerin pasif kaynaklarında banka kredileri, borç senetleri, diğer ticari borçlar, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri vs. borçlar tespit edildiği, davalının şahsi ticari borçları, şirket pasifinde gösterildiği ve ayrıca şirketin bu sebeple net zararı belirtildiği, şirket pasifinde gösterildiğinde söz konusu 401.118,69 TL edinilmiş mal borcu şirketlere ilişkin hesaptan düşüldüğünde … Tekstil Mob. Otelcilik Sey. Tur. İnş. İth. ve İhrc. San. Tic. Şti. yönünden öz varlık mevcut olduğundan ve şirket edinilmiş mal olduğundan bu şirket yönünden katılma alacağı hesaplandığı; 27.05.2005 tarihinde tescil edilen söz konusu şirketin 200.000,00 YTL sermayeli şirkette …’ın 199.975,00 YTL hissesi bulunduğu, şirketin tescil tarihi itibariyle …’ın %99,9875 hissesinin edinilmiş mal kapsamında olduğu, davacının talebinin 29.000,00 TL olup mal rejimi tasfiyesine konu edilen mallar boşanma davasının açıldığı tarihte mevcut bulunan malların o tarihteki mevcut halleri ile tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri üzerinden hesaplanması gerektiği; raporda şirketin 31.12.2005 tarihi itibariyle öz sermayesinin 62.796,51 TL olarak hesaplandığı ve davacının 20.11.2018 tarihli dilekçede asıl dava yönünden 29.000,00 TL, birleşen dava yönünden 2.394,33 TL olmak üzere toplam 31.394,33 TL talep ettiğinden ve davacının talebinin şirket öz sermaye bedeli üzerinden olduğu anlaşıldığından bu değer üzerinden hesaplama yapılarak 31.12.2005 tarihi itibariyle şirket öz sermayesinin 62.796,51 TL olduğu, bunun Mayıs 2021 güncel değerinin tüketici fiyat endeksi üzerinden hesap bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplama ile 62.796,51 TL x 4,5850 = 287.921,10 TL’nin 1/2’si 143.960,55 TL davacının katılma alacağı olarak hesaplandığı, diğer şirketler olan Pehlivan Tekstil San. ve Ltd. Şti. ve … Tekstil Mob. Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti, yönünden mal rejiminin sona erdiği tarihte borçlarının olduğu Gelir Dairesi Başkanlığı Efeler Vergi Dairesi yazısıyla sabit olduğundan mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut geliri olmadığından davacının diğer şirketler yönünden katılma alacağının olmadığına karar verilmiştir.

2. Mal rejimi sona erdiği tarihte davalı adına kayıtlı olan taşınmazlar (3078 ada 95 parsel, 3080 ada 142 parsel ve 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm) yönünden; bu taşınmazların edinilmiş mal olduğu, taşınmazların tasfiye (karar) tarihindeki değerleri üzerinden davacı eşin 1/2 oranında katılma alacağı bulunduğu, davalı vekilince vergi dairesi, SGK ve banka borçlarının davalı müvekkilinin mesleki faaliyetten kaynaklandığını ileri sürerek bu borçların edinilmiş mal grubuna dahil edilerek paylaşımda malların değerinden düşülmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, 02.08.2005 tarihi itibariyle Efeler Vergi Dairesine 134.723,16 TL asıl, 65.059,82 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 199.782,98 TL, Sigorta İl Müdürlüğüne 145.020,38 TL, Akbank’a 5.059,00 TL, Garanti Bankasına 107.180,70 TL (ödenen 56.309,74 TL) olmak üzere toplam borç miktarı 401.118,69 TL’ olduğu, borçların davalının mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle şahsi ticari faaliyetlerinden doğan borçlar olduğu, katılma alacağı hesabında tasfiye konusu malın edinilmesine ilişkin olmayan borçların tasfiye hesabında dikkate alınmayacağı, açıklanan nedenle bu borçların işbu 3 adet taşınmaz bakımından katılma alacağı hesabında taşınmazların değerinden düşülmediği; buna göre 3078 ada 95 parselin bilirkişi raporunda güncel değerinin 26.03.2021 tarihi itibariyle 1.100.000,00 TL olarak hesaplandığından bu değerin 1/2’si olan 550.000,00 TL davacının katılma alacağı olduğuna (davacı vekilinin bu parsel yönünden talebinin asıl davadaki talebinin 215.500,00 TL, birleşen davadaki talebinin 18.500,00 TL); aynı şekilde 3080 ada 142 parseldeki taşınmazın bilirkişi raporundaki güncel değerinin 1.200.000,00 TL olarak hesaplandığından bunun 1/2’si olan 600.000,00 TL davacının katılma alacağı olduğuna (davacı vekilinin bu parsel yönünden asıl davadaki talebinin 240.000,00 TL, birleşen davadaki talebinin 20.000,00 TL); 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden davacı vekili 30.09.2015 tarihli celsede daha önceden bu taşınmazla ilgili keşif yapılmış olduğundan keşif tarihindeki değeri olan 14.210,00 TL’nin esas alınmasını kabul ettikleri ve bu taşınmaz yönünden tekrar keşfe gerek olmadığını beyan ettiğinden bu taşınmazın sürüm değeri olarak belirlenmiş olan 14.210,00 TL’nin 1/2’si olan 7.105,00 TL davacının katılma alacağı olduğuna (davacı vekilinin bu parsel yönünden de asıl davadaki talebinin 13.500,00 TL, birleşen davadaki talebinin 710,00 TL) karar verilmiştir.

3. Davalının mal rejimi sona ermeden önce devrettiği taşınmazlar yönünden; 3078 ada 94 parsel in edinilmiş malı olduğu, işbu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği 02.08.2005 tarihinden yaklaşık 5 ay önce 22.03.2005 tarihinde satıldığı; 30238 ada 7 parselin edinilmiş mal olduğu, işbu taşınmazın da mal rejiminin sona erme tarihinden yaklaşık 6 ay önce üzerindeki hacizlerle birlikte 16.02.2005 tarihinde satıldığı; 10450 ada 31 parselin edinilmiş mal olduğu, mal rejiminin sona erme tarihinden yaklaşık 8 ay önce 03.12.2004 tarihinde ipotekli olarak satıldığı; 10450 ada 40 (42) parselin de edinilmiş mal olduğu, işbu taşınmazın da mal rejimi sona erme tarihinden yaklaşık 8 ay önce 10.12.2004 tarihinde satıldığı; hesap bilirkişi heyeti raporunda bu dört taşınmazın gerçek satış kabul edilmesi halinde mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut bulunmayan bu taşınmazlardan dolayı davacının katılma alacağı bulunmadığının belirtildiği, taşınmazların satışının davacının tasfiye alacağına azaltma kastıyla satıldığının kabul edilmesi halinde ise; 3078 ada 94 parselin bilirkişi raporunda tasfiye tarihine en yakın tarih itibariyle belirlenen 728.000,00 TL değerin 1/2’si olan 364.000,00 TL davacının katılma alacağı olduğu (davacının asıl davadaki talebinin 250,00 TL, birleşen davadaki talebinin 46.750,00 TL), 30238 ada 7 parselin bilirkişi raporunda belirlenen 1.040.000,00 TL değerin 1/2’si olan 520.000,00 TL katılma alacağı olduğu (davacının asıl davadaki talebinin 250,00 TL, birleşen davadaki talebinin 122.750,00 TL), 10450 ada 31 parselin bilirkişi raporunda belirlenen 1.560.000,00 TL değerin 1/2’si olan 780.000,00 TL katılma alacağı olduğu (davacının asıl davadaki talebinin 250,00 TL, birleşen davadaki talebinin 164.750,00 TL), 10450 ada 40 (42) parselin bilirkişi raporunda belirlenen 3.120.000,00 TL değerin 1/2’si olan 1.560.000,00 TL katılma alacağı olduğu (davacının asıl davadaki talebinin 250,00 TL, birleşen davadaki talebinin 123.145,67 TL) hesaplanmış ise de, mal rejiminin tasfiye tarihi olan 2005 yılında davalının ekonomik çöküş yaşaması, dosyaya ibraz edilen banka kayıtları ve icra takiplerinden anlaşılacağı üzere borçlarının olması, taşınmazların satış değeri ve mal rejiminin sona ermesinden önce yakın tarihlerde satılması nedeniyle davalının borçlarını ödeyebilmek üzere bu taşınmazları satmak zorunda kaldığı, karşı tarafın artık değere katılma alacağını azaltma kastının olmadığı, satışların gerçek satış olduğu kanaatine varıldığından bu taşınmazların değerinin edinilmiş mallara eklenecek değer olmadığına ve mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut bulunmayan işbu dört taşınmaz yönünden davacının katılma alacağı olmadığına karar verilmiştir.

4. Takas konusu araç yönünden; 01.07.2003 – 28.07.2006 tarihleri arasında davacı adına kayıtlı olan 35 SP 916 plakalı aracın edinilmiş mal olduğu, taraflar arasındaki mal rejiminin 02.08.2005 tarihinde sona erdiği tarihte mevcut olması nedeniyle tasfiyeye dahil edilmesi gerektiği, 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen aracın tasfiye tarihindeki değerinin 135.000,00 TL 1/2’si olan 67.500,00 TL davalının katılma alacağı olduğundan davacının hüküm altına alınacak katılma alacağından mahsup edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

5. Diğer taşınmazlar ve şirketler yönünden; davacı vekili 298 ada 58 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 687 ada 2 parsel 4 nolu bağımsız bölüm, 351 ada 5 parsel 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler, 351 ada 5 Parsel 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler, 492 ada 21 parsel 5 nolu bağımsız bölüm, 298 ada 58 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 275 ada 8 parsel, 471 ada 1 parsel, 3 nolu bağımsız bölüm, 472 ada 1 parselin 1/13 hissesi, Pehlivan Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.,… Tekstil Mob. Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., … Tekstil Mob. Otelcilik Sey. Tur. İnş. İth. İhrc. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ilgili taşınmazlar ve şirketlerdeki hisseler yönünden davasını … bırakmış ise de, davanın … bırakılması için karşı tarafın muvafakati gerektiğinden ve karşı taraf muvafakat vermediğinden söz konusu taşınmaz ve şirketler yönünden değerlendirme yapıldığı, sadece … Tekstil Mob. Otelcilik Sey. Tur. İnş. İth. İhrc. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden katılma alacağı hesaplandığı, ancak diğer şirketler yönünden dosyaya yeterli bilgi ve belge ibraz edilmediği, şirketlerin öz sermayesinin de tespit edilemediği, davacı vekilinin asıl dava ve birleşen (ek) davasında alacak talebinin 1.000,00’er TL’sini katkı payı olarak açıkladığı, söz konusu taşınmazlar 01.01.2002’den önce edinilmiş olduğundan davalının kişisel malı olması nedeniyle davacının bu malların edinilmesine yaptığı katkıyı ispat etmesi gerekirken davasını … bıraktığı gibi müvekkilinin 2002 yılından önce herhangi bir mal varlığına dair hasretmediğinden katkı payı talebini ispat edemediği gerekçesiyle hükmün (1) ve (2) nolu bendinde belirtilen taşınmazlar ve şirket dışında kalan diğer taşınmazlar ve şirketler (… bırakılanlar) yönünden davacının katkı payı alacağı sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.

6. Sonuç olarak, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüyle, asıl ve birleşen davada, mal rejimin sona erdiği tarihte davalı adına kayıtlı olan 3078 ada 94 parsel; 30238 ada 7 parsel; 10450 ada 31 parsel ve 10450 ada 42 parsel yönünden davacının katılma alacağı bulunmadığından bu parseller yönünden asıl ve birleşen davanın reddine; mal rejimini sona erdiği tarihte davalı adına kayıtlı olan 3078 ada 95 parsel, 3080 ada 142 parsel, 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm ve … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden asıl dava ve birleşen davanın kabulüyle, 24.08.2021 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacının katılma alacağı toplamı 1.301.065,55 TL olarak hesaplanmış ise de taleple bağlı kalınarak 3078 ada 95 parsel için (215.500,00 TL + 18.500,00 TL = 234.000,00 TL), 3080 ada 142 parsel için (240.000,00 TL + 20.000,00 TL = 260.000,00 TL), 492 ada 21 parsel 1 nolu bağımsız bölüm için (13.500,00 TL + 710,00 TL = 14.210,00 TL) ile … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. için (29.000,00 TL + 2.394,33 TL = 31.394,33 TL) olmak üzere toplam 539.604,33 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının 35 SP 916 plakalı araç yönünden takas mahsup talebi bulunduğundan 01.11.2021 tarihli araç bilirkişi raporunda aracın tasfiye tarihindeki değeri 135.000,00 TL olarak tespit edilmiş olup bunun 1/2’si olan 67.500,00 TL davalının katılma alacağı olduğundan davacı kadının hüküm altına alınan 539.604,33 TL katılma alacağından davalı erkeğin 67.500,00 TL katılma alacağının mahsup edilmesine, davacının … bırakmış olduğu taşınmazlar ve şirketler yönünden (hüküm fıkrasının (1) ve (2) nolu bendinden belirtilen taşınmazlar ve şirket dışında kalan) davacının subut bulmayan katkı payı alacağının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; mevcut üç taşınmaz bakımından katılma alacağı kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin mesleki faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarla aldıkları malların edinilmiş mal sayılması durumunda borçların da edinilmiş mal grubuna dahil olduğundan tasfiyede taşınmazların değerinden düşülmesi gerektiğini, bu hususun dosyada görev yapan hesap bilirkişinin raporlarında da belirtildiğini, borçlar düşüldüğü takdirde davacının katılma alacağı olmayacağını; şirket bakımından katılma alacağı kabulünün de usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Tekstil Ltd. Şti.’nin mal rejiminin sona erdiği 02.08.2005 tarihi itibariyle bu şirkete ait hukuken bir öz sermaye belirlemesi yapılamadığını, bilirkişi raporunda şirketin mal rejiminin sona erme tarihi itibariyle stokları sayılmak suretiyle kar ve zararı belirlenemediğinden, aktif ve pasiflerinin de tespit edilemediğinin ifade edildiğini, dolayısıyla bu şirketin gerçeği yansıtan bir öz sermaye belirlemesi olmadığı halde, tahmini rakam üzerinden ve TÜFE verileri esas alınarak yapılan sürüm değeri doğrultusunda katılma alacağına hükmedilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takas konusu edilen aracın değerinin düşük belirlendiğini, bu sebeple müvekkili aleyhine daha fazla katılma alacağına hükmedildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın 01.01.2002 tarihinden öncesi edinilenlerle ilgili olarak katkı payı, sonrası içinde katılma alacağı yanında davalının edinilmiş mal olup da davalı tarafından elden çıkarılan mallar hakkında 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesine uyarınca edinilmiş mallara eklenecek değerlerle ilgili olduğunu, yargılama sırasında 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen 7 adet taşınmaz dışındaki mallarla ilgili taleplerini … bıraktıklarını, ancak davalının bu taleplerini kabul etmediğini, İlk Derece Mahkemesince, eklenecek değerlerle ilgili taleplerini reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, malların katılma alacağını azaltma kastıyla devredildiğini, davalı tarafından devredilen bu taşınmazların katılma alacağını azaltmak kastıyla yapıldığından tasfiyede eklenecek değer olarak dikkate alınması gerektiğini; İlk Derece Mahkemesince takas konusu edilen 35 SP 916 plakalı araçla ilgili davalının katılma alacağı olduğunun kabulünün hatalı olduğu gibi tespit edilen miktarın da bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer yerine İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınması gereken 539.604,33 TL’den mahsup edilmesinin hatalı olduğunu; keşif tarihi olan 26.03.2021 tarihi itibariyle belirlenen değerler dikkate alınarak hüküm oluşturulduğundan, katılma alacağına karar tarihinden itibaren değil en azından keşif tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere göre tasfiye konusu taşınmazlar üzerinde boşanma dava tarihi itibariyle toplam değeri 401.118,69 TL olan vergi ve prim borçları ile Akbank ve Garanti Bankası’na ait hacizlerin bulunduğu, ödenmemiş bir borcun bir denkleştirme unsuru olarak tasfiye hesabında dikkate alınabilmesi için borcun tasfiyeye tabi tutulacak malın borcu olması gerektiği, davalıya ait edinilmiş mal olan ve katılma alacağına hükmolunan … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 27.05.2005 tarihinde tescil edildiği, diğer şirketlerin 01.01.2002 tarihinden önce tescil edilmekle birlikte Pehlivan Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve… Tekstil Mob. Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin faaliyetine 03.06.2005 tarihinde son verildiği, bu şirketlerin 01.01.2002 tarihinden sonraki gelirlerinin edinilmiş mal olduğu, katılma alacağına hükmolunan taşınmazların ediniminde şirket gelirlerinin kullanılmış olabileceği, bununla birlikte bu 2 şirketin ve edinilmiş mal konusu olan … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin boşanma dava tarihi itibariyle defterlerine ulaşılmadığından aktif ve pasifleri tespit edilememiş ise de; 23.12.2009 tarihli mali müşavir bilirkişinin raporunda her 3 şirketin 31.12.2005 tarihli aktif ve pasiflerine göre şirket öz sermayesinin tespit edildiği, öz sermaye belirlenirken davalının bildirdiği borçların da düşümünün yapıldığı, bunun sonucunda tasfiye konusu … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin öz sermayesinin 62.796,51 TL olarak belirlendiği, dolayısıyla anılan borçların şirketin katılma alacağı hesabından düşüldüğü, İlk Derece Mahkemesince üç taşınmaz ve bir şirket yönünden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde herhangi bir yanlışlık görülmediği; mali müşavir bilirkişi raporunda … Tekstil Mobilya Otelcilik Sey. Tur. İn. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin aktif ve pasiflerinin düşülerek hesaplama yapıldığı, şirketin boşanma dava tarihinde henüz 3 aylık bir şirket olduğu, davacı tarafından şirket öz sermayesine uygun olarak yapılan hesaplama şekline itiraz edilmediği, davacının karar tarihine en yakın tarihteki değeri değil, şirketin 31.12.2005 tarihindeki belirlenen değerini talep konusu ettiği, bu değer üzerinden bilirkişice TÜFE oranında karar tarihine en yakın tarihteki değer yönünden güncelleme yapılmış ise de; İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğu, kaldı ki İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın davacı istinaf etmediğinden davalı lehine 31.12.2005 tarihli değerin kazanılmış hak oluşturduğu; davalının takas konusu yaptığı 35 SD 916 plakalı aracın 01.07.2003 tarihinde davacı adına tescil edildiği, boşanma dava tarihinden sonra devredildiği, bu aracın tasfiye tarihi itibariyle mevcut olması nedeniyle davalı lehine katılma alacağının konusunu oluşturduğu, araçla ilgili oto ekspertiz uzmanı tarafından düzenlenen raporda; aracın internet sitesinden alınan emsal satış ilamlarıyla karşılaştırılması yapılarak, 01.11.2021 tarihindeki değerinin 135.000,00 TL olarak belirlendiği, anılan değerin emsal karşılaştırması yapılarak tespit edilmesi nedeniyle düşük olmadığı, davalının da araç bedelinin daha yüksek olması gerektiğine ilişkin somut bir veri ortaya koymadığı, aracın değerinin tespitinden kısa bir süre sonra kararın verildiği, buna göre araç değerinin tasfiye tarihine yakın bir değer olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacı vekili istinaf dilekçesinde katkı payı talebine konu taşınmazlar ve şirketlere ilişkin verilen ret kararını da istinaf ettiğini belirtmiş ise de, katkı payı alacağına konu talepleri ile ilgili açık istinaf sebebi göstermediği gibi davacı vekilinin 02.03.2021 tarihli dilekçesinde 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mallarla ilgili taleplerinin olmadığını bildirdiği, hatta bu taleplerini geri almış ise de, geri alma işlemine davalı muvafakat etmediğinden, İlk Derece Mahkemesince bu döneme ilişkin mallarla ilgili olarakda inceleme yapılarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği, davacının bu döneme ilişkin açık istinaf itirazı olmadığından kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, kamu düzenine aykırı bir durum tespit edilmediği; davacının davalının, 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesi uyarınca, katılma alacağını azaltma kastıyla devrettiğini iddia ettiği dört adet taşınmazın 10.02.2004, 03.12.2004, 16.02.2005 ve 22.03.2005 tarihlerinde satıldığı, boşanma davasının 02.08.2005 tarihinde açıldığı, dava açılmasından önce taraflar arasında sorunlar bulunmakta ise de, davalının bu taşınmazları ticari faaliyetlerinden kaynaklanan borçlarını ödemek için sattığını savunduğu, dosyadaki bilgi ve belgelere, özellikle Akbank, İş Bankası yazı cevapları, davalıyla dava dışı kişiler arasında şirket ortaklığına ilişkin yapılan sulh sözleşmesi, aralarında bu taşınmazların ve 01.01.2002 tarihinden önce edinilen diğer taşınmazların satışından elde edilen ticari kazancın beyan edilmemesi nedeniyle davalı hakkında verilen usulsüzlük cezasının terkini istemiyle Aydın Vergi Mahkemesinde açılan davalar sonucunda davacının bu satışları kazanç sağlamak koşuluyla değil, ortağı olduğu şirketin borçlarının tasfiyesi amacıyla zorunlu bir takım etkenlerden kaynaklandığı anlaşılan arızi nitelikteki bir kısım gayrimenkul satışlarından elde edilen gelirin ticari kazanç olarak değerlendirilmesi imkanı bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ilişkin verilen kararların Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz edilmesi üzerine Danıştay 9. Dairesinin 2009/111-112 Esas, 2011/453-454 Karar sayılı kararları ile, Vergi Mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmesi göz önüne alındığında, İlk Derece Mahkemesince davalının savunmasına itibar edilerek davalının dört adet taşınmazın satışının davacının katılma alacağını azaltma kastıyla değil, ticari borçlarını ödemek için yaptığına yönelik kabulde ve bu taşınmazların tasfiyede eklenecek değer olarak kabul edilmesine ilişkin isteğin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı; takasa konu aracın edinim tarihi itibariyle edinilmiş mal olduğu, bu nedenle araçla ilgili davalı lehine hesaplanan katılma alacağının davacının katılma alacağından takas mahsup edilmesinde bir yanlışlık görülmediği gibi, takas mahsup işleminin davacı tarafça harçlandırılan dava değeri üzerinden yapılması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan alacak üzerinden yapılmasında da bir yanlışlık bulunmadığı; hüküm altına alınan katılma alacağına, tasfiye tarihi olan karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

ticaret hukuku avukatı

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; eklenecek değer olarak dikkate alınması gereken dört adet taşınmazına tasfiyede dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, taşınmazların alacağın azaltılması kastıyla devredildiğini, davalının taşınmazların alacağın azaltılması kastıyla devredilmediğini ispatlayamadığını, tasfiye konusu mala ait olmayan borçların tasfiyede düşülemeyeceğini, devredilen taşınmazların tasfiye konusu malların borcu için satılmadığını; takasın hatalı yapıldığını, takasa konu araç yönünden davalının katılma alacağının bulunduğunun kabulünün hatalı olduğunu, araç yönünden belirlenen alacağın müvekkili lehine kabul edilen alacaktan değil, bilirkişi tarafından hesap edilen alacak miktarından mahsup edilmesi gerektiğini; faizin karar değil, alacağın keşif tarihindeki değerden belirlendiğinden keşif tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; mevcut üç taşınmaz bakımından katılma alacağı kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin mesleki faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarla aldıkları malların edinilmiş mal sayılması durumunda borçların da edinilmiş mal grubuna dahil olduğundan tasfiyede taşınmazların değerinden düşülmesi gerektiğini, bu hususun dosyada görev yapan hesap bilirkişinin raporlarında da belirtildiğini, borçlar düşüldüğü takdirde davacının katılma alacağı olmayacağını; şirket bakımından katılma alacağı kabulünün de usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Tekstil Ltd. Şti.’nin mal rejiminin sona erdiği 02.08.2005 tarihi itibariyle bu şirkete ait hukuken bir öz sermaye belirlemesi yapılamadığını, bilirkişi raporunda şirketin mal rejiminin sona erme tarihi itibariyle stokları sayılmak suretiyle kar ve zararı belirlenemediğinden, aktif ve pasiflerinin de tespit edilemediğinin ifade edildiğini, dolayısıyla bu şirketin gerçeği yansıtan bir öz sermaye belirlemesi olmadığı halde, tahmini rakam üzerinden ve TÜFE verileri esas alınarak yapılan sürüm değeri doğrultusunda katılma alacağına hükmedilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takas konusu edilen aracın değerinin düşük belirlendiğini, bu sebeple müvekkili aleyhine daha fazla katılma alacağına hükmedildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiyede denkleştirmede dikkate alınması gereken borçların doğru belirlenip belirlenmediği ve denkleştirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, eklenecek değer bulunup bulunmadığı, takasın doğru yapılıp yapılmadığı, faizin başlangıç tarihinin doğru belirlenip belirlenmediği, tasfiyede dikkate alınacak şirket bulunup bulunmadığı ve takas konusu aracın güncel değerinin doğru belirlenip belirlenmediği toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (4721 sayılı Kanun md. 229) ve denkleştirmeden (4721 sayılı Kanun md. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (4721 sayılı Kanun md. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (4721 sayılı Kanun md. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (4721 sayılı Kanun md. 236/1). Katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.

4. Kural olarak, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı Kanun md. 235/1). Ancak edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken \”eklenecek değerler\” de göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.

5. Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı eş tarafından 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinde sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır.

6. Somut olayda, taraflar, 26.10.1991 tarihinde evlenmiş, 02.08.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 13.03.2008 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun md. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md.10, 4721 sayılı Kanun md. 202/1). Tasfiye konusu 3078 ada 94 parsel sayılı taşınmaz edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 10.10.2003 tarihinde davalı eş adına satın alınmış, 22.03.2005 tarihinde üçüncü kişiye satılmış; 30238 ada 7 parsel sayılı taşınmaz edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 19.09.2003 tarihinde davalı eş adına satın alınmış, 16.02.2005 tarihinde üçüncü kişiye satılmış; 10450 ada 31 parsel sayılı taşınmaz edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 21.04.2003 tarihinde davalı eş adına satın alınmış, 03.12.2004 tarihinde üçüncü kişiye satılmış; 10450 ada 40 (42) parsel sayılı taşınmaz da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 21.08.2003 tarihinde davalı eş adına satın alınmış, 10.12.2014 tarihinde üçüncü kişiye satılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md.179).

7. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca, davacı kadın vekilinin 3078 ada 94 parsel, 30238 ada 7 parsel, 10450 ada 31 parsel ile 10450 ada 40 (42) parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece tasfiye konusu işbu dört taşınmaz yönünden taşınmazların boşanma dava tarihinde mevcut olmadığı ve eklenecek değer de olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, karara katılma olanağı yoktur. Şöyle ki, davalının tasfiye konusu işbu dört adet taşınmazı peyderpey boşanma davasından kısa süre önce sattığı, davalının taşınmazlardan elde edilen gelirle ödediğini iddia ettiği borçların taşınmazlardan kaynaklı değil, davalının şirketleri nedeniyle oluşan borçlar olduğu, dosya kapsamında alınan 22.12.2009 tarihli muhasebe raporuna göre, her ne kadar davalının hisse sahibi olduğu şirketlerin bir kısmının borçları olup zarar belirtmişlerse de, boşanma dava tarihinde şirketlerin öz sermayelerinin mevcut olduğu, borçlarının pasif kaydında gösterildiği, pasifinin aktifinden fazla olan şirket yönünden öz sermaye değeri bulunmasına rağmen davacının alacak talebinin kabul edilmediği, satılan taşınmaz bedelleri ile borçların ödendiğine dair dosya kapsamında somut bilgi olmadığı gibi, ödendiği kabul edilse bile şirketin kendi kaynaklarıyla borçların ödenmesi yerine davalının kendi tercihi ile mal varlığının satışı yoluyla borçlarını ödeme yoluna gittiği anlaşılmakla; tasfiye konusu işbu dört adet taşınmazın katılma alacağını azaltma kastıyla devredildiğinin kabulü gerekir. O halde, Mahkemece, tasfiye konusu işbu dört adet taşınmazın 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesi uyarınca eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının tasfiye konusu 3078 ada 94 parsel, 30238 ada 7 parsel, 10450 ada 31 parsel ile 10450 ada 40 (42) parsel sayılı taşınmazlar yönünden BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı …’a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı …’a iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

av. fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button