Ecrimisil esas itibariyle, Hazineye ait taşınmazların Devletin izni olmadan fuzuli şagil tarafından işgali sonucu Devletin işgalciden talep ettiği tazminattır. Ecrimisil talep edilebilmesi için işgalcinin kusurlu olması ya da Hazinenin zarara uğraması şartları aranmaz.
Hazine taşınmazlarından kiraya verilen, irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilenlerin dışında kalanların fiilî durumları, İdarece hazırlanan program dâhilinde mahallinde tespit edilir. Taşınmazların tespitleri yılda en az bir defa yapılır, ancak tespit programlarının süresi beş yıldan fazla olamaz. Bu tespitlerin yapılması konusunda illerde defterdarlar, ilçelerde ise malmüdürleri veya varsa milli emlak müdürleri gerekli tedbirleri alırlar. Tespitten önceki sürelere ait işgal ve tasarruflar sebebiyle ecrimisil takip ve tahsilatı yapılarak bu taşınmazlar denetim ve idare altına alınır.
Hazine taşınmazlarının kişilerce işgale uğradığının tespit edilmesi hâlinde, tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde “Taşınmaz Tespit Tutanağı”na dayanılarak, tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere bedel tespit komisyonunca ecrimisil tespit ve takdir edilir.
Gelir İdaresi Başkanlığının B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-1485 sayılı özelgesinde, “ecrimisil her ne kadar tazminat olarak tanımlanmışsa da kira ödemesi niteliği taşıyan ecrimisil ödemelerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.” ifadelerine yer vermiştir. Diğer bir özelgede ise, ecrimisil bir tazminat olarak nitelendirilmiş ve Gelir Vergisi Kanununun indirilecek giderlerle ilgili 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan veya tazminatların, safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edileceği belirtilmiştir. Kanaatimce de ecrimisillerin tazminat olarak değerlendirilerek vergi matrahından indirilebilmesi gerekmektedir.
Hesaplanan ecrimisil bedeline ilişkin gecikme zammının ise vergi matrahından indirimi mümkün değildir. Çünkü, Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin gider olarak indiriminin kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
NOT: Tüm hakları yazarına aittir. fatiharas.com adresindeki aktif linki belirtilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Ancak ilgili yazı aynen başka bir ortamda yayınlanamaz.
Fatih ARAS