İçerik Başlıkları
GİRİŞ
Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı birimler, limited şirketlerin ödenmemiş prim ve diğer ödemeleri (damga vergisi, eğitime katkı payı, vb.) ile ilgili olarak, limited şirket ortaklarına ödeme emri düzenleyip tebliğ etmektedir. SGK’nın bazı müdürlükleri, limited şirketlerin ödenmemiş prim borçları için, şirket ortaklarını borcun tamamından sorumlu tutup ödeme emri göndermektedir. Diğer SGK müdürlükleri ise, prim borçlarının tahsili için limited şirket ortağına şirketteki hissesi oranında hesaplanan miktarları içeren ödeme emri göndermektedir.
Bu çalışmamızda, limited şirket ortağının SGK borcundan sorumluluğu konusunda, şirketteki hissesi oranında sınırlı sorumlu olup olması gerektiği veya ortağın şirketteki hissesine bakılmaksızın tüm şirket borçlarından sınırsız bir şekilde sorumlu olması gerektiğini açıklamaya çalışacağız.
LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ KAMU BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
Limited şirketler, bir sermaye şirketi türü olup, ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olması gerekmektedir. Ortağın asıl borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemektir. Sermaye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğu sona erer. Türk hukukunda, ortaklar, limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Başka bir ifade ile, limited şirket, bir ticaret ünvanı altında iki veya daha fazla gerçek ve tüzel kişi tarafından kurulan ve ortaklık borçları sadece ortaklığın malvarlığı ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğu bir şirkettir.
Ortakların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır. İlgili kanunlar, genellikle ortaklarla limited şirket alacaklıları arasında bir ilişki kurmamış ve alacaklılara gerektiğinde ortaklara başvurma hakkı tanımamıştır. Bu ilkenin üç istisnası bulunmaktadır: Birincisi, Türk Ticaret Kanunu’nun 532/f.3 maddesindeki açığı kapama yükümü, ikincisi, selef sıfatıyla sorumluluk (TTK. 529, 530 ve 531 maddeleri) ve üçüncüsü ise kamu borçlarından ortakların sorumluluğudur.
LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ SGK BORCUNDAN SORUMLULUĞU VE YASAL DÜZENLEMELER
5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesinde, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, Sosyal Güvenlik Kurumu, limited şirketlerin ödenmemiş sigorta primi ve diğer ödemeleri tahsil etme yetkisine sahiptir ve bir icra müdürlüğü gibi icra takibi ve borç tahsilatı yapabilir.
6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesinde, limited şirket ortağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduğu ve takip edildiği belirtilmektedir.
5510 sayılı Kanun’un “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 88. maddesinde ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmektedir.
Yukarıdaki yasal hükümlere göre, limited şirket ortağı, şirketin ödenmemiş prim borçlarından tamamen sorumlu tutulmayıp, şirketteki hisseleri oranında sınırlı sorumlu olmaları gerekmektedir.
LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ SGK BORCUNDAN SORUMLULUĞUYLA İLGİLİ SGK MEVZUATI
Limited şirketlerin ödenmemiş prim borçlarından sorumlulukları konusunda, SGK’nın “İcra takip, haciz ve satış işlemleri” başlıklı 2011/53 sayılı Genelgesi’ne göre işlem yapılmaktadır. Bu genelge, limited şirket ortaklarının şirketteki hisseleri oranında hesaplanan borç miktarından sorumlu tutulmaları ve bu miktarın temel alınarak ödeme emri gönderilmesi gerektiğini belirtmektedir.
KONUYLA İLGİLİ EMSAL VE ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
Özetle, yasal düzenlemeler ve SGK mevzuatına göre, limited şirket ortağının SGK borcundan sorumluluğu, sadece şirketteki sermayeleri oranındadır. Bu durum, SGK müdürlükleri tarafından da aynı şekilde uygulanmalıdır. Bu noktada, örnek yargı kararları da bu prensibi doğrulamaktadır.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/14123 E. 2017/8638 K. sayılı ilamının ilgili kısmında; “…bu durumda davacının amme alacağından şirketteki hissesi oranında sorumlu olabileceği, …” belirtilmektedir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/20746 E. 2018/1499 K. sayılı ve 27.02.2018 günlü ilamının ilgili kısmında; “… Davacının şirketten 6183 Yasa’nın 35. maddesine göre tahsili mümkün olmayacağı anlaşılan Kurum alacakları bakımından ortak olduğu dönemle ilgili olarak, hissesi ile sınırlı olmak üzere sorumlu olması doğal ve yasal gerekliliktir. …” denilmektedir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/11969 E. 2017/8807 K. sayılı ve 12.12.2017 günlü ilamının ilgili kısmında; “…ortak sıfatı ile ve 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesi gereğince 2010/7. ay ile 2011/11. aylar arasında doğmuş prim borçlarından hissesi oranında sorumlu olacağının, dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmektedir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/16300 E. 2018/143 K. sayılı ve 16.01.2018 günlü ilamının ilgili kısmında; “… davacının şirketten tahsili mümkün olmayacağı anlaşılan Kurum alacakları bakımından, 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesi kapsamında, devralan ortak sıfatı ile payı oranında sorumluluğu yerine, sorumsuzluğuna dair kabulle karar verilmesi de isabetsizdir.” denilmektedir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2018/5397 E. 2019/4478 K. sayılı ve 16.05.2019 günlü ilamının ilgili kısmında; “…Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, davacının kanuni temsilciliği ve hisse oranı belirlenip bu çerçevede sorumluluğu irdelenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/10095 E. 2018/8641 K. sayılı ve 30.10.2018 günlü ilamının ilgili kısmında; “…Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan 2012/12-2013/5 döneme ilişkin amme alacağından (prim borçlarından); davacı, şirket ortaklığındaki hissesi oranında sorumlu olduğu gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile sınırsız sorumlu olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” denilmektedir.
Yargı kararlarından çıkan sonuç, limited şirketlerin ödenmemiş prim borçları için limited şirket ortaklarına, şirketin ödenmeyen tüm borçları için ödeme emri düzenlenmemesi gerektiğidir. Bunun yerine, limited şirket ortağının şirketteki hissesinin ticaret sicil gazetesinden tespit edilip, borç hisse oranına göre belirlenmeli ve ona göre ödeme emri gönderilmelidir.
SONUÇ
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlükleri ile Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlükleri, limited şirketlerin ödenmemiş prim borçları için ödeme emri düzenleyip takip başlatmaktadır. Ancak, SGK tarafından limited şirket ortakları hakkında düzenlenen ödeme emirlerinde, ödeme emrine konu borcun, şirket ortağının şirketteki payına göre sınırlı mı olacağı, yoksa şirket ortağının şirketteki payı gözetilmeden borcun tamamı için mi sınırsız sorumlu sayılacağı konusunda bir uygulama birliği bulunmamaktadır.
Bu makalede verilen kanunlar, SGK’nın 2011/53 sayılı Genelgesi ile örnek Yargıtay kararlarına göre, limited şirketlerin ödenmemiş prim borçları için şirket ortağının şirketteki hissesi neyse, ona göre borç miktarının belirlenip ödeme emri düzenlenmesi ve sınırlı sorumluluk ilkesi çerçevesinde icra takibi yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca, SGK tarafından kendilerine limited şirketteki hisse oranından daha fazla borç miktarı içeren ödeme emri gönderilen kişilere hatırlatılmaktadır ki, ödeme emrinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde iş mahkemelerine ödeme emri iptal davası açabilir. Bu sayede kişiler, hem ödeme emrini iptal ettirebilecekler hem de ödeme emri konu borçtan kurtulabileceklerdir.