İçerik Başlıkları
- 1 Ortaklığın Giderilmesi Davasını Kimler Açabilir?
- 2 Ortaklığın Giderilmesi Davasında Usul ve Esaslar
- 3 Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
- 4 Kat Mülkiyeti Kurulması Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
- 5 Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi Davası
- 6 Miras Nedeniyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
- 7 Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili Mahkeme
- 8 Ortaklığın Giderilmesi Davası ve Zorunlu Arabuluculuk
- 9 Ortaklığın Giderilmesi Davasının Sonuçları
- 10 Ortaklığın Giderilmesi Davası ve Satış
Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?
Ortaklığın giderilmesi davalarına, ortakların ya da paydaşların, ortak mülkiyetin sona ermesi konusunda anlaşamadıkları durumlarda, ya da kamu tüzel kişileri ilgili yasalara uygun olarak yetkilerini kullandıklarında, ortak mülkiyetin mahkeme kararıyla sona erdirilmesi yoluna başvurulur. Sadece elbirliği mülkiyetine tabi mallarda, ortaklardan birinin alacaklısı olup, alacağı için icra takibi başlattığı durumda, İcra ve İflas Kanunu madde 121’e göre icra mahkemesinden aldığı yetki belgesi ile ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
Ortaklığın giderilmesi davası, birden fazla kişinin taşınmaz ya da taşınır mallara paylı veya iştirak halinde sahip olması durumunda, ilgili malın paylı veya iştirak halindeki mülkiyetinin sona erdirilmesini amaçlayan bir dava türüdür.
Ortaklığın Giderilmesi Davasını Kimler Açabilir?
Her bir paydaşın belirli bir sebep göstermeksizin ortaklığın giderilmesini isteme hakkı vardır. Ancak, Medeni Kanunun 698. maddesine göre, paylaşmanın sürekli bir amaca yönelik olması, paylaşmanın sürekliliğine dair bir sözleşmenin yapılması ve paylaşmanın uygun olmadığı bir dönemde yapılamayacağı durumlarında paylaşma talebi kabul edilmez. Ayrıca, geçerli bir paylaşma sözleşmesi bulunduğunda da ortaklığın giderilmesi davası açılamaz.
Paylı mal sahipleri yanı sıra, miras ortakları da paylaşma talebinde bulunabilir. Paylaşma talebi üzerine, tarafların rıza göstermesiyle rızai ya da mahkeme kararıyla kazai paylaşma yapılabilir. Ortaklığın rızai yolla sona erdirilmesi için, talepte bulunan dışındaki tüm ortaklar veya paydaşların bu duruma rıza göstermesi gereklidir. Böylece dava açmadan, anlaşarak veya yazılı bir paylaşma sözleşmesi yaparak ortaklık sona erdirilir. Ancak, ortaklar veya paydaşlardan bazıları, paylaşma talebine rağmen bu yükümlülüğü yerine getirmezse, talepte bulunan kişi veya kişiler sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açabilirler. Davanın kabul edilmesi durumunda, mal paylaşılır. Davanın reddedilmesi durumunda ise ortaklık devam eder.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Usul ve Esaslar
Davacının, ortaklığın aynen paylaşılmasını ya da satış yoluyla giderilmesini talep etmiş olmasına bakılmaksızın, mahkemece aynen taksimin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer aynen paylaşmanın mümkün olduğu belirlenirse, ortaklığın satış suretiyle sona erdirilmesine karar verilemez. Eğer aynen paylaşma mümkünse ve davacının böyle bir talebi varsa, kat mülkiyeti kurulması yoluyla paylaşma gerçekleştirilmelidir. Ancak davacının aynen paylaşma talebi bulunmuyorsa, davanın reddine karar verilmelidir.
Eğer aynen paylaşma mümkün görülmezse ve satış talebi de bulunmuyorsa, yine davanın reddedilmesi gerekir. Bu durum, hakimin taleplere bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, bu davaların iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğurması nedeniyle, hakim sadece davacının değil, aynı zamanda davalının talebiyle de bağlıdır. Bu nedenle, bu davalarda iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı bulunmamaktadır. Çünkü davalı taraf daha sonradan talebini genişleterek veya değiştirerek davacının talebini etkileyebilir.
Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
Aynen paylaşmanın mümkün olup olmadığı incelenirken, teknik bilirkişi tarafından hazırlanan ifraz krokisi onay makamına sunulur. Burada onay alınmadan aynen paylaşma gerçekleştirilemez. Aynen paylaşmada temel olan, her bir paydaşın ya da ortağın bir taşınmaza veya taşınmazın bir kısmına sahip olmasıdır. Aynen paylaşmada esas olan, tarafların anlaşması doğrultusunda gerçekleşmesidir. Ancak taraflar bu konuda anlaşamazlarsa, kura çekimiyle taşınmazlar belirlenir. Taşınmazlar arasında değer farkı varsa, bu fark ivaz ilavesiyle kapatılır. Aynen paylaşma kararı verildiğinde, mahkeme kararının kesinleşmesiyle taraflar taşınmazların sahibi olur.
Kat Mülkiyeti Kurulması Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
Bir taşınmazın kat mülkiyetine dönüştürülmesi için aynen paylaşma talebi yeterlidir, ayrıca bunun için ayrı bir talepte bulunmaya gerek yoktur. Bir taşınmazın kat mülkiyetine dönüştürülebilmesi için binanın tamamlanmış, kâgir nitelikte olması ve her bir paydaşın ya da ortağın bağımsız bir bölüme sahip olması gerekir. Kat mülkiyeti, tapu dairesinde resmi bir sözleşmeyle veya mahkeme kararıyla kurulabilir. Davalı tarafın dava yoluna başvurması durumunda, tarafların kesinleşen mahkeme kararıyla tapu dairesine başvurarak kat mülkiyetine geçiş işlemi tamamlanır.
Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi Davası
Ortaklığın satış yoluyla sona erdirilmesine, yalnızca aynen taksimin mümkün olmadığı durumda karar verilebilir. Malın satışı genellikle açık artırma yöntemiyle gerçekleştirilir. Ancak tüm paydaşlar veya ortaklar talep ettiği takdirde artırma, paydaşlar arasında yapılabilir. Artırmanın paydaşlar arasında yapılabilmesi için tarafların rızası yeterli değil, aynı zamanda bu durumun tüm tarafların menfaatine olması gerekir. Eğer satılacak mal üzerinde üçüncü bir kişiye ait olduğu iddia edilen bir eklenti bulunuyorsa, bu kişi davaya dahil edilmelidir veya bu kişiye satıştan pay verilmelidir. Satış kararı verildiğinde ise, kararın kesinleşmesine ve satışın gerçekleşmesine kadar birlikte mülkiyet devam eder.
Miras Nedeniyle Ortaklığın Giderilmesi Davası
Miras ortaklığı, elbirliği mülkiyeti türündedir ve burada paylaşma rızai olarak veya mahkeme aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Mirasçılar oybirliğiyle anlaşırlarsa, miras taksim sözleşmesiyle miras ortaklığını sona erdirebilir veya elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete dönüştürebilirler. Mirasçılar arasında yapılacak miras paylaşma sözleşmesi ile paylı mülkiyetteki paydaşların yapacakları paylaşma sözleşmesi, farklı geçerlilik koşullarına tabidir. Miras paylaşma sözleşmesinin, taşınır veya taşınmaz mallar için geçerli olabilmesi, sözleşmenin yazılı olmasına bağlıdır. Ancak paylı maliklerin yapacakları bir paylaşma sözleşmesi taşınmazlara dairse, bu sözleşmenin resmi yazılı şekilde yapılması gerekir. Mirasçılar anlaşamazsa, her biri paylaşma için bir engel olmadığı sürece, dilediği zaman sulh hukuk mahkemesine başvurarak ortaklığın giderilmesini talep edebilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili Mahkeme
HMK madde 4/1-b uyarınca, ortaklığın giderilmesi davalarında sulh hukuk mahkemeleri yetkilidir. Bu nedenle, bu tür davalar basit yargılama usulüne tabidir. Ortaklığın giderilmesi davası konusunda yetkili mahkemenin belirlenmesi için birden fazla hususa dikkat edilmelidir. Eğer dava konusu mal taşınır ise, genel yetki kuralı uyarınca davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Taşınmaz malın konusu ise, HMK madde 12 uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Birden fazla taşınmaz varsa, bunlardan birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ayrıca, terekenin paylaşılmasına ilişkin ortaklığın giderilmesi davasında, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Satış yoluyla paylaşmaya karar verilmesi durumunda yetkili mahkeme, kararı veren sulh hukuk mahkemesidir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında ilk olarak, tüm paydaşların veya ortakların davaya dahil olmalarını sağlamak için taraf teşkilatı oluşturulmalıdır. Bu tür davalar, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olurken, davalılar arasında maddi mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası ve Zorunlu Arabuluculuk
5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesiyle, ortaklığın giderilmesi davalarında zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir.
Bu düzenlemeyle birlikte, ortaklığın giderilmesi davalarında zorunlu arabuluculuk süreci 01.09.2023 tarihinden itibaren başlamıştır. Uygulamanın yürürlüğe girdiği 1 Eylül tarihinden önce açılan ortaklığın giderilmesi talepli davalarında ise zorunlu arabuluculuk yoluna başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasının Sonuçları
Bu davaların sonucunda kaybeden bir taraf olmadığından dolayı, taraflar dava masrafları, harçları ve AAÜT uyarınca hükmedilen vekalet ücretinden payları oranında sorumlu tutulmaktadır. Ortaklığın sonlandırılmasına dair kararın uygulanabilmesi için öncelikle kararın yerine getirilebilir olması yani dava konusunun devam etmesi veya başka bir engel olmaması gerekmektedir. Ayrıca dava konusu mal taşınmaz ise kararın kesinleşmiş olması, satış yoluyla paylaşmaya karar verildiyse kararın zaman aşımına uğramamış olması ve her durumda dava konusu hakkında mülkiyet hakkını etkileyecek bir dava açılmamış olması gerekmektedir.
Eğer aynen paylaşma kararı verilirse, ilgili karar mahkemece tapu sicil müdürlüğüne bildirilerek şerh düşülür, kanun yoluna başvurulması sonucunda karar bozularak daha önce lehine şerh verilen kişinin aleyhine sonuçlanır ve kesinleşirse, mahkemece bu durum tapu sicil dairesine hemen bildirilir. Taşınmaz mala ilişkin ortaklığın sonlandırılma kararının kesinleşmesiyle birlikte, ortak veya paydaşlardan birinin ilgili tapu sicil müdürlüğüne başvurması üzerine, gerekli işlemler yapılarak ayrı tapu senedi verilecektir.
Aynen paylaşma kararının taşınır mala ilişkin olması durumunda ise, zilyetliğin devriyle birlikte karar yerine getirilmiş olacaktır. Ortaklığın satış yoluyla sonlandırılmasına karar verilmesi halinde ise, ilamlı icraya ilişkin ortak hükümler dikkate alınarak niteliğine uygun düştüğü ölçüde, satışa ilişkin ilamın icrasına uygulanacaktır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası ve Satış
Satış kararının icrası için öncelikle satış talebinde bulunulması ve gerekli masrafların ödenmesi gerekmektedir. Satış talebi üzerine sulh hukuk mahkemesince bir satış memuru atanarak satış işlemleri başlatılır. Satılacak malın taşınır olması durumunda, satış memuru taşınır malın satış işlemlerini İİK 112 ve devamı maddeleri ile İİK md. 47 ve 48’e göre yapacaktır. Buna göre, öncelikle satış ilanını yapan satış memuru, ikinci olarak satışa esas olacak kıymet takdirini yapar. Son olarak artırma şartnamesi düzenlenerek hazırlık işlemleri tamamlanır. Ardından taşınır malın satışı gerçekleştirilir. Taşınır malın ihale edilmesiyle birlikte mülkiyet alıcıya geçer. Ancak ihale bedeli ödenmediği sürece ve hatta ihale kesinleşmediği sürece, taşınır mal alıcıya teslim edilemez.
Satışa tabi mal taşınmaz ise, satış memuru İİK 123 ve sonrasındaki maddeler ile İİK md. 49 ve 50’ye göre taşınmazın satış işlemlerini gerçekleştirecektir. Satış memuru ilk olarak satış ilanını hazırlar. Satış ilanının paydaşlara ve sınırlı ayni hak sahiplerine tebliğ edilmesi gereklidir. Ayrıca, tapu kayıtlarında adresi bulunmayanların kayıt sistemlerindeki adreslerinin tespiti de zorunlu kılınmıştır.
Satış memuru ikinci olarak, satışına karar verilen taşınırın fiziki ve hukuki durumunu tam olarak içeren artırma şartnamesini düzenleyecektir. Bu sebeple, satış memuru taşınmazın tapu kaydının bir örneğini, çap örneğini ve tapu sicilinde kaydedilmiş olan haciz ve ipotekler ile alacaklı bilgilerini tapu sicil müdürlüğünden talep ederek mükellefiyetler listesini hazırlar. Mükellefiyetler listesinin kesinleşmesiyle, ehil bir bilirkişi tarafından kıymet takdiri yapılır.
Ortaklığın sonlandırılması davalarında mahkemece yapılan kıymet takdiri ile satışa geçilmesi, tek başına ihalenin feshi nedenidir. Bilirkişi raporu tamamlandıktan sonra bir örneği ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ edilen bu rapora karşı tarafların itirazları bulunması halinde, yedi gün içinde satış memurluğunun bağlı olduğu sulh hukuk mahkemesine şikayette bulunmaları gereklidir. Mahkemece şikayet üzerine verilen karar kesindir. Bu aşamaların tamamlanmasının ardından taşınmaz malın satışı yapılır.
İhalenin feshini İİK md. 133 uyarınca satış memuru veya İİK md. 134 uyarınca satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve ihaleye katılarak artırma ile satılacak mal için fiyat teklifinde bulunanlar talep edebilir. İhalenin feshi, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde talep edilebilir. İİK md. 135/1 uyarınca, taşınmazın alıcıya ihale edilmesi ile satış bedeli alınarak, malın alıcı adına tescili için ilgili tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazılır. Mahkemece tevzi listesi hazırlanarak, satış ile elde edilen paranın paydaş ve ortaklar arasında paylaştırılmasıyla satış işlemi sona erer.
Satış neticesinde elde edilen para, malın paylı mülkiyete tabi olması durumunda tapudaki paylarla orantılı olarak, elbirliği mülkiyetine tabi olması durumunda ise mirasçılık belgesinde belirtilen paylar dikkate alınarak dağıtılacaktır. Davayı İİK md. 121’e dayanarak açan alacaklının durumunda, borçlu tarafından alacağa karşılık alacaklıya para verilmesine hükmedilemez.
Satışı yapılan taşınmazda bütünleyici bir parça bulunuyorsa, bu durum paranın dağıtımında dikkate alınacaktır. Bütünleyici parçanın paydaş veya ortaklardan birine ait olması durumunda, bütünleyici parçanın değeri ayrıca belirlenerek, toplam değer üzerinden yüzdelik oranlama yapılır. Bu oranlama ile elde edilen miktarın ne kadarının muhdesata ne kadarının dava konusu taşınmaza denk geldiği belirlenir. Bütünleyici parçanın denk geldiği yüzdelik miktar, sahibi olan paydaşa verildikten sonra, kalan miktar paydaşlar arasında payları oranında bölünür.
Eğer muhdesat üçüncü bir kişiye aitse, bu kişi arz üzerindeki muhdesat sebebiyle davada taraf olma veya satış sonrası elde edilen paradan pay alma hakkına sahip değildir. Bu kişi, paydaşlara karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat ve alacak davası açabilir.