0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Tarımsal Arazilerin Mirasçılar Arasında Devrinde Tapu Harcı Muafiyeti

tapu harcı muafiyeti

Tarımsal Arazilerin Mirasçılar Arasında Devrinde Tapu Harcı Muafiyeti

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu uyarınca tarımsal arazilerin devri konusunda mirasçılara birtakım muafiyetler tanınmıştır. Ancak, ilgili tapu müdürlükleri arasında muafiyet bakımından, tarımsal arazilerin mülkiyetinin bir kısmının mı yoksa tamamının mı devredilmesi gerektiği hususunda uygulama farklılıkları bulunmakla birlikte, yürürlükteki mevzuat ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın anılan konu hakkındaki görüşleri tereddüt yaşanan hususlara açıklık getirmektedir.

TARIMSAL ARAZİLERİN MİRASÇILARA DEVRİ

Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılır. Ayrıca Bakanlık tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili farklı sınıflandırmalar yapabilir. Tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek, yine Bakanlık tarafından belirlenir.

  • Mutlak Tarım Arazisi:

Ülke ya da bölge açısından yerel önemi bulunan, hâlihazırda tarımsal faaliyette kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan arazilere denir.

  • Dikili Tarım Arazisi:

Bitki yetiştiriciliği yapılamayan; ancak ağaç, çalı gibi ürünlerin yetiştirildiği arazi çeşidine denir.

  • Özel Ürün Arazisi:

Bitki türlerinin tamamına ait tarımın yapılamadığı, fakat özel bitkilerin yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği arazilerdir.

  • Marjinal Tarım Arazisi:

Üzerinde yalnızca geleneksel toprak işletmeciliği yapılabilen, verimli olmayan toprak parçalarına denir.

vergi hukuku avukatı

Türkiye’de tarım arazilerinin kullanımı ile ilgili ilk mevzuat düzenlemesi 11.03.1989 tarihinde yapılmıştır. Ülkemizdeki tarım arazilerinin korunması, kullanılması ve zorunlu hallerde amaç dışı kullanımı ile ilgili yasal düzenlemeyi içeren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu 19.07.2005 tarih 25880 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun’un amacı; toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak, plânlı arazi kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir. Tarım arazileri; hukuki, sosyal, ekonomik, teknik, çevresel gibi nedenlerle atıl kalmaktadır. Bahse konu Kanun, yürürlüğe girmeden önce miras yolu ile bölünen araziler verimli bir şekilde kullanılamamaktaydı. Kanun ile bu parçalanmanın önüne geçilmesi hedeflemiştir.

Öte yandan, tarımsal arazilerin miras yolu ile intikali durumunda ise araziyi kimin işleyeceği, paylaşımın ne şekilde gerçekleşeceği, arazinin bölünebilir olup olmaması gibi bir takım uyuşmazlıklar nedeniyle çoğu mirasçı problem yaşamaktadır.  Miras bırakanın vefatının sonrasında miras bırakanın mirasçılarının kim olduğunun ve bu kimselerin paylarının ne oranda olduğunun tespiti veraset ilamı, diğer adıyla mirasçılık belgesinin alınması ile belirlenir. Ardından miras bırakanın mal varlıkları tespit edilmeli ve intikal işlemleri gerçekleştirilir. Mirasçıların mal varlıklarının ne şekilde paylaşılabileceği konusunda anlaşma sağlayabilmesi halinde ilgili kurumlarda devir işlemleri gerçekleştirilebilir. Ancak anlaşma sağlanamaması halinde ortaklığın giderilmesi davası açılarak Mahkeme yolu ile satış yapılması gerekir.

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 6537 sayılı Kanun’un 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 5. maddesi ile eklenen 8/I maddesinin 7255 sayılı Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun ile değişmeden önceki üçüncü fıkrasında,

“Yeter gelirli tarımsal arazilerin mülkiyetinin devri konusunda anlaşmaları durumunda mirasçılar, bu taşınmazların devri ile ilgili yapılacak işlemlere ilişkin harçlardan ve bu işlemlerle ilgili düzenlenecek kâğıtlara ilişkin damga vergisinden muaftır.”

hükmü yer almaktaydı ve söz konusu madde, Kanun’un yürürlüğe girdiği 15.05.2014 tarihinden sonra gerçekleşen ölümler sonucu yapılacak olan intikal işlemlerini kapsadığından, 15.05.2014 tarihinden sonra gerçekleşen ölüm nedeniyle elbirliği halinde mülkiyet esaslarına göre intikali yapılmış yeter gelirli tarımsal arazilerin devri nedeniyle yapılacak işlemlerde, devir konusunda anlaşan mirasçılara terettüp eden harçların 5403 sayılı Kanun’un 8/I maddesi gereğince aranılmamaktaydı.

04.11.2020 tarih ve 31294 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarih itibarıyla yürürlüğe giren 7255 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile 5403 sayılı Kanun’un 8/I maddesinin üçüncü fıkrası, Tarımsal arazilerin mülkiyetinin devri konusunda mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde anlaşmaları durumunda mirasçılar, bu taşınmazların devri ile ilgili yapılacak işlemlere ilişkin harçlardan ve bu işlemlerle ilgili düzenlenecek kâğıtlara ilişkin damga vergisinden muaftır. şeklinde değiştirilmiştir.

Dolayısıyla, 5403 sayılı Kanun’un 8/I maddesinin üçüncü fıkrasında 7255 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, tarımsal arazilerin mülkiyetinin devrine yönelik olarak “yeter gelirli” olma şartı kaldırılmış, mirasçıların, mülkiyetinin devri konusunda mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde anlaşmaları şartı getirilmiş olup, maddenin uygulanmasına ilişkin diğer esaslarda değişiklik yapılmamıştır.

Konu hakkında, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün görüşü kapsamında; 5403 sayılı Kanun, Tarım Arazilerinin Mülkiyetinin Devrine ilişkin Yönetmelik ve 01.04.2021 tarih ve 262581 sayılı Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine ilişkin Genelge gereğince, murisin ölüm tarihinden itibaren bir yıl içinde, murise ait tarım arazilerinden aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazilerinin birlikte değerlendirilerek aynı anda, ekonomik bütünlük oluşturmayanların farklı zamanlarda aynen pay ve paydaş sayısının artırılmadan devrinin mümkün bulunduğu, Bakanlıkça yapılan ekonomik bütünlük hesabında, murise ait aynı ilçe sınırları içindeki tarım arazilerinden, aralarında 3 km mesafe bulunan örtü altı tarım arazilerinde 1 dekar, dikili tarım arazilerinde 5 dekar, sulu ve kuru tarım arazilerinde 10 dekar ve üzerindeki araziler arasında ekonomik bütünlük oluştuğunun kabul edildiği belirtilmiştir.

Sivas Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 01.07.2022 tarih ve 17810 sayılı özelgesine göre, 5403 sayılı Kanun’un 8/I maddesinin 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7255 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile değişik üçüncü fıkrası kapsamında, tarımsal arazilerin elbirliği mülkiyet halinde mirasçılara intikal etmiş olması ve mirasçıların mirasın açılmasından itibaren bir yıllık süre içerisinde anlaşması durumunda, tarımsal arazilerin tamamının bir mirasçıya devrinde istisna uygulanması gerektiği gibi söz konusu tarımsal arazilerden ekonomik bütünlük oluşturanların aynı anda, ekonomik bütünlük oluşturmayanların farklı zamanlarda devredilmesi işlemlerinde de anılan fıkra hükmüne göre harç aranılmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, murise ait tarımsal araziler üzerinde bulunan kamulaştırma, icra, vb. şerhler nedeniyle arazi devrinin yapılmasında hukuki bir engel olması ve bu engelin kaldırılması imkânı bulunmaması durumunda, murise ait geriye kalan tarımsal arazilerin varislere devrinin yapılmasında da 5403 sayılı Kanun’un 8/I maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan istisna hükmünün uygulanması mümkün bulunmaktadır.

fatih aras

Önceki GönderiSonraki Gönderi

Diğer Makaleler

Call Now Button