İçerik Başlıkları
- 1 Vergi Planlaması Danışmanlığı
- 2 Vergiden Kaçınma
- 3 Vergi Planlamasının Önemi
- 4 Uluslararası Vergi Planlaması
- 4.1 Borç Dağılımı (Thin Capitalization/Allocation of Debt)
- 4.2 Transfer Fiyatlandırması (Transfer Pricing)
- 4.3 Yeniden Yapılandırma (Reorganization/Contract Manufacturing)
- 4.4 Anlaşma Alışverişi (Treaty Shopping)
- 4.5 Vergi Cennetleri (Tax Havens), Kıyı Bankacılığı (Off-Shore)
- 4.6 Yapay Ortaklar veya Şirketler
- 5 Vergi Planlaması Danışmanlığının Rolü
- 6 Av. Dr. Fatih ARAS Kimdir?
Vergi Planlaması Danışmanlığı
Vergi planlaması, bireylerin veya şirketlerin yasalara uygun şekilde vergi yükümlülüklerini en aza indirmek veya optimize etmek için kullandıkları stratejik bir süreçtir. Bu süreç, vergi mevzuatının karmaşıklığı ve sürekli değişen yapısı nedeniyle önemli bir yer tutar. Vergi planlaması, mali durumu iyileştirmek, yatırım getirisini artırmak ve kaynakları etkin bir şekilde kullanmak isteyen herkes için kritik bir öneme sahiptir.
Vergi planlaması, öncelikle mevcut vergi yasalarını anlama ve yorumlama sürecini içerir. Bu, bir vergi uzmanının veya mali danışmanın tecrübesine ve uzmanlığına dayanır. Vergi kodlarındaki her bir detayın anlaşılması ve uygulanması gerekliliği, vergi planlamasının karmaşıklığını artırır. Ancak, doğru stratejilerle vergi ödemelerini minimize etmek veya ertelemek mümkündür.
Vergiden Kaçınma
Vergiden kaçınma, vergi yükünün dışında kalmak amacıyla vergi kanunlarına uygun davranarak vergiyi doğuran olaya neden olmamak veya mevzuattaki boşluklardan yararlanarak vergi ödememek ya da daha az vergi ödemek için çaba göstermek olarak tanımlanabilir. Bu, vergi kanunlarına uygunluğa odaklanır ve ceza gerektiren bir eylem değildir.
Vergiden kaçınmanın temel nedenleri arasında işletmenin daha fazla likit fon elinde bulundurma isteği, yüksek vergi oranları, işletmeye tanınan haklardan faydalanma ve rekabet gücünü sürdürebilme arzusu gibi faktörler sayılabilir. Ayrıca, vergiden kaçınan rakip işletmelerle rekabet edebilme isteği de önemli bir etkendir.
Vergi kanunları ve ayrı yasalarda düzenlenen sektörel veya bölgesel teşvik tedbirlerinden yararlanmak, mükelleflerin yasal olarak başvurabileceği bir yöntemdir ve vergiden kaçınma amacıyla kullanılabilir. İşletmeler, uygun durum ve koşullarda bu tür teşviklerden faydalanabilir ve vergi yükünü en aza indirebilirler. Bu şekilde, yatırımlar teşvik edilir ve işletmelerin mali yapıları güçlenir.
Vergi Planlamasının Önemi
Vergi planlamasının ana hedeflerinden biri, yasalara uygun bir şekilde vergi yükümlülüklerini azaltmaktır. Bu genellikle yasal boşluklardan yararlanmayı veya vergi indirimlerinden faydalanmayı içerir. Örneğin, vergi cenneti olarak bilinen ülkelerde şirketlerin faaliyet göstermesi ve vergi avantajlarından yararlanması yaygın bir stratejidir. Ancak, bu tür stratejilerin yasal ve etik sınırları vardır ve vergi kaçırma veya kaçakçılık olarak nitelendirilen uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Bir diğer vergi planlaması stratejisi, vergi indirimlerinden yararlanarak vergi yükünü azaltmaktır. Vergi mevzuatı genellikle belirli harcamaları veya yatırımları teşvik eden vergi indirimleri sağlar.
Bir başka vergi planlaması stratejisi de vergi ertelemedir. Vergi ödemelerini geleceğe ertelemek, mevcut nakit akışını artırabilir ve yatırım getirisini artırabilir.
Vergi planlaması stratejileri, bireylerin ve şirketlerin finansal hedeflerine göre özelleştirilebilir. Örneğin, bir şirketin büyüme odaklı bir stratejisi varsa, vergi planlaması stratejileri bu hedefi desteklemek için uyarlanabilir. Benzer şekilde, bir bireyin emeklilik planları vergi planlaması stratejilerini şekillendirebilir.
Ancak vergi planlaması her zaman risklerle birlikte gelir. Vergi mevzuatındaki değişiklikler, vergi planlaması stratejilerini etkileyebilir ve geçmişte avantajlı olan bir strateji gelecekte dezavantajlı hale gelebilir. Ayrıca, vergi idaresi vergi kaçırma veya kötüye kullanımı önlemek için sıkı denetimler yapabilir.
Uluslararası Vergi Planlaması
Kar maksimizasyonu hedefleyen firmalar, vergi maliyetlerini minimize etmek için çaba sarfederler. Uluslararası düzeyde, bu amaç genellikle yüksek vergi oranlarının olduğu ülkelerden düşük vergi oranlarının olduğu ülkelere karı aktarmak ya da yüksek vergi oranlarının olduğu ülkede değil, düşük vergi oranlarının olduğu bir ülkede kar elde etmek şeklinde uygulanır. Bu amaçla kullanılan uluslararası yöntemler aşağıda ana hatlarıyla ele alınmıştır. Ancak, bu yöntemler genellikle bir arada kullanılır ve tek başlarına değil, birbirleriyle ilişkilendirilerek uygulanırlar. Bazı vergi planlama araçlarının kullanımının engellemesi için Türk Vergi mevzuatında yasal düzenlemeler olduğunu belirtmek isteriz.
Borç Dağılımı (Thin Capitalization/Allocation of Debt)
Karı yüksek vergi uygulanan bir ülkeden düşük vergi uygulanan bir başkasına aktarmanın yollarından biri, yüksek vergi uygulanan ülkedeki bir grup şirketinden daha fazla borçlanmak ve düşük vergi uygulanan ülkedeki birinden daha az borçlanmaktır. Bu borç kaydırma işlemi, şirketler grubunun toplam borç yükünü ve karını değiştirmeden vergi yükünü azaltabilir.
Bu vergi planlaması yöntemi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlenen “Örtülü Sermaye” kavramı, belirli şartları taşıyan borçlanmalarda geçerlidir. Bu şartları sağlayan borçlanmaların faiz, kur farkı ve benzeri giderleri, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca vergi matrahından indirilemez. Ancak, kanun özsermayenin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye olarak tanımlar, bu nedenle özsermayenin üç katına kadar olan borçlanmalar vergi planlaması amacıyla kullanılabilir. Benzer bir düzenleme, Gelir Vergisi Kanunu’nun 41/3 ve 4. bentlerinde de bulunmaktadır.
Transfer Fiyatlandırması (Transfer Pricing)
Firmaların karlarını yüksek vergi uygulanan bir ülkeden düşük vergi uygulanan bir ülkeye aktarmasının ikinci bir yolu, grup şirketleri arasında yapılan mal ve hizmetlerin fiyatlandırılmasıdır. Türk Vergi Sisteminde transfer yoluyla örtülü kazanç dağıtımının vergi planlaması kapsamı dışında kalmasını sağlayacak yasal düzenlemeler mevcuttur.
Yeniden Yapılandırma (Reorganization/Contract Manufacturing)
Şirketlerin üretim maliyetlerinin nispeten düşük olduğu ülkelerde üretim tesislerini kurması, son yıllarda giderek yaygınlaşan bir uygulamadır. Ancak, bu ülkelerdeki düşük maliyetlerin yanı sıra yüksek vergi oranları, şirketlerin vergi maliyetlerini minimize etmelerini zorlaştırabilir. Bu durumda, şirketler, yüksek vergi oranlarının uygulandığı ülkedeki bir şirketle anlaşarak, maliyet artı tipik bir kar marjını içeren bir sözleşme imzalayabilir ve ürünlerin satışını vergi oranlarının daha düşük olduğu bir ülkeden gerçekleştirerek, grup şirketin ödeyeceği toplam vergi miktarını azaltabilirler.
Anlaşma Alışverişi (Treaty Shopping)
Uluslararası vergi terminolojisinde “anlaşma alışverişi” olarak adlandırılan ikili vergi anlaşmalarının alışverişi, vergi anlaşmasına taraf olmayan bir üçüncü ülke vatandaşı veya şirketin, anlaşma ülkelerinden birinde “aktarma” olarak bilinen bir şirket kurarak, bu aracılık yoluyla vergi avantajı elde etmesidir. Bu durumda, şirket veya birey, söz konusu anlaşmanın hükümlerinden yararlanmak için aracı bir şirket kurar ve bu yolla vergi avantajı elde eder.
Küreselleşme ve vergisel rekabetin artmasıyla birlikte uluslararası vergi planlaması yöntemlerine olan ilgi son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Şirketlerin izlediği uluslararası vergi planlaması yöntemleri, ülkelerin vergi tabanlarının daralmasına ve vergi gelirlerinin azalmasına yol açmıştır. Uluslararası düzeyde, uluslararası kuruluşlar özellikle OECD’nin çalışmaları öne çıkmaktadır. OECD çalışmaları kronolojik olarak incelendiğinde, ilk olarak vergiden kaçınmanın bir sorun olarak belirlendiği, bunun ardından temel sorunun vergi cennetleri ve benzeri bölgelerden kaynaklandığının tespit edildiği görülmektedir. Gerçekten de, uluslararası vergi planlaması yöntemlerinin büyük bir kısmı vergi cennetlerine dayanmaktadır. OECD ise bu sorunu çözmek amacıyla etkin bilgi değişimini ve şeffaflığı sağlamaya odaklanmıştır.
Vergi Cennetleri (Tax Havens), Kıyı Bankacılığı (Off-Shore)
Vergi cennetleri genel olarak, gelir unsurlarının tamamının veya bir kısmının hiç vergilendirilmediği veya düşük oranda vergilendirildiği ve belirli bir düzeyde gizlilik kuralının uygulandığı ülkeler olarak tanımlanır.
Offshore (kıyı bankacılığı), genel olarak ülke dışından sağlanan mevduatların veya fonların yine ülke dışında kullanılması amacıyla kurulan ve ülkede bankacılık sektörü için düzenlenmiş her türlü mevzuatın kapsamı dışında kalan bir bankacılık türüdür.
Yapay Ortaklar veya Şirketler
Mükellefler, vergisel avantajlardan yararlanmak için gerçekte faaliyet göstermeyen şirketler kurabilirler. Bu şirketler, bazen vergi indirimleri veya istisnaları sağlayan bölgelerde kurularak, bazen de vergi cennetleri gibi alanlarda kurularak gelir aktarımı yaparak vergiden kaçınma fırsatı sunarlar.
Vergi Planlaması Danışmanlığının Rolü
Bir vergi planlaması danışmanı, mükelleflere vergi yasaları, düzenlemeleri ve en son vergi mevzuatı hakkında bilgi sağlar. Bu uzmanlar, müşterilerin mali durumlarını analiz eder ve onlara uygun vergi planlama stratejilerini önerir. Bunlar genellikle, gelir vergisi, kurumlar vergisi, gayrimenkul vergisi ve diğer vergi türlerini azaltmak için tasarlanmış yasal yöntemleri içerir.
Sonuç olarak, vergi planlaması finansal yönetimde önemli bir araçtır ve vergi yükümlülüklerini minimize etmek veya optimize etmek isteyen herkes için kritik bir rol oynar. Ancak, bu stratejilerin yasal, etik ve ekonomik sınırlarını dikkate almak önemlidir. Uzmanlık gerektiren bir alan olan vergi planlaması, doğru bir şekilde uygulandığında finansal başarıyı artırabilir ve kaynakları etkin bir şekilde yönetmeye yardımcı olabilir.
Vergi planlaması danışmanlığı, mükelleflerin finansal başarılarını optimize etmelerine ve mali hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur. Uzmanlık gerektiren bu alanda, doğru stratejilerin belirlenmesi ve uygulanması için profesyonel bir danışmana başvurmak önemlidir. Vergi planlaması danışmanlığı, mükelleflerin vergi yükünü minimize etmelerine ve mali güvenliklerini artırmalarına yardımcı olarak, finansal başarılarını artırmanın anahtarıdır.
Av. Dr. Fatih ARAS Kimdir?
Av. Dr. Fatih ARAS, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden onur derecesiyle mezun oldu. Ankara Üniversitesi “Kamu Hukuku (Mali Hukuk)” Anabilim Dalında “Vergi Hukukunda Muhasebe Hilesi” konulu tez ile 2015 yılında yüksek lisansını (L.LM.) tamamladı. Marmara Üniversitesi Mali Hukuk Anabilim Dalında “Türk Vergi Sisteminde İnşaat Sektörünün Vergilendirilmesi” konulu tez ile 2021 yılında doktora (Ph.D) eğitimini tamamladı.
Maliye Bakanlığında 6 yıl boyunca müfettiş olarak görev yapan Fatih ARAS vergi hukuku başta olmak üzere, kamu hukuku ve özel hukuktaki pek çok alanda geniş bilgi ve deneyim sahibidir. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin düzenlemiş olduğu “Yeminli Mali Müşavirlik” sınavında 2015/3. döneminde başarılı oldu. Ayrıca, 2016 yılında Kamu Gözetimi ve Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemiş olduğu “Bağımsız Denetçilik” sınavında başarılı oldu. 2019 yılında “Avukatlık” stajını tamamladı ve ayrıca Adalet Bakanlığının düzenlemiş olduğu “Arabuluculuk” sınavında başarılı oldu. Halen, “Aras Hukuk & Danışmanlık” bürosunda kurucu “Avukat” olarak faaliyet göstermekte olup, şirketlere hukuki ve mali konularda danışmanlık hizmeti vermektedir.