Üzerine Şirket Kurulan Kişi İçin Sahte Fatura Düzenleme Suçundan Dolayı Ceza Verilebilir Mi?
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 26.02.2018 T. 2017/9529 E. 2018/1682 K.
YARGITAY KARAR ÖZETİ: Sanığın ortağı olduğu … Oto ve Lastik San. İç ve Dış Tic. Limited şirketi adına … ve … takvim yıllarında sahte faturalar düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanığın şirketle hiçbir bağlantısının olmadığını, olay tarihinde yurtdışına çıkmak istediğini, … isimli muhasebecinin adına şirket kuralım yurtdışına çıkışın kolay olur deyip kimlik bilgilerini aldığını, şirketle hiçbir bağlantısının olmadığını savunması, aramalara rağmen muhasebeci …’a ulaşılamaması ve …’in sanığı tanımadığını beyan etmesi karşısında; sanığın atılı suçları işlendiğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı ve somut delillerin bulunmadığı gözetilerek şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Dava ve Karar : I-)Sanıklar … ve … hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık …’in ve sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık …’ün yokluğunda verilen kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan 05.05.2011 tarihli sorgusu sırasında beyan ettiği “… Cad. 151/3…/Ankara” adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince mernis adresine yapılan tebliği usulsüz olduğundan, tebliğnamedeki ret isteyen düşünceye iştirak edilmemiş olup, sanık müdafiinin hükmü yasal süresinde temyiz ettiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Kasıtlı suçtan mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilmeyen 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıklara yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı ve artırıcı sebeplerin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık …’in ve sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-)Sanık … hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-)Sanığın ortağı olduğu … Oto ve Lastik San. İç ve Dış Tic. Limited şirketi adına 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte faturalar düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanığın şirketle hiçbir bağlantısının olmadığını, olay tarihinde yurtdışına çıkmak istediğini, … isimli muhasebecinin adına şirket kuralım yurtdışına çıkışın kolay olur deyip kimlik bilgilerini aldığını, şirketle hiçbir bağlantısının olmadığını savunması, aramalara rağmen muhasebeci …’a ulaşılamaması ve …’in sanığı tanımadığını beyan etmesi karşısında; sanığın atılı suçları işlendiğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı ve somut delillerin bulunmadığı gözetilerek şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-)Kabule göre de;
a-)Kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmaması,
b-)Sahte fatura düzenleme suçlarında suç tarihinin faturanın düzenlendiği tarih olması ve dosya içerisinde 07.12.2006 tarihinde düzenlenmiş fatura suretinin mevcut olması karşısında; tekerrüre esas alınan Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1290 esas sayılı kararının yerine getirilme tarihinin 01.09.2003 tarihi olduğu ve 3 yıl geçmesi nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)