İçerik Başlıkları
Giriş
İş Kanunu’nun 5. maddesinde, işçiye eşit muamele ilkesine aykırılık durumunda ödenecek olan “ayırımcılık tazminatı” düzenlenmiştir. Ayrıca, İş Kanunu’nun 17. maddesinde “kötüniyet tazminatı” ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesinde “sendikal tazminat” hükümleri bulunmaktadır.
Bu yazının konusu, ayrımcılık tazminatı hakkında açıklamalar yapmak ve işçinin bu tazminatların tamamını alıp alamayacağını değerlendirmektir.
Ayrımcılık Tazminatı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinin altıncı fıkrasına göre; “iş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.” Bu maddeye göre işçi, dört aya kadar ücret tutarındaki uygun bir tazminatı (ayrımcılık tazminatı) talep edebilirken, ayrıca yoksun bırakıldığı diğer haklarını da talep edebilmektedir. İşçinin “yoksun bırakıldığı hakları”nın anlamı, ödenmeyen veya eksik ödenen ücreti, ikramiyesi, fazla mesaisi, yıllık izin ücreti, ihbar ve kıdem tazminatını içerir.
Ayrımcılık tazminatında temel alınan ücret, asıl/çıplak ücrettir. Prim, ikramiye ve sosyal yardımlar gibi ücret ekleri hesaplamaya dahil edilmez. Ancak bu eklerle hesaplama yapılması, sözleşme şartlarına bağlıdır. Ayrımcılık tazminatı, olayın niteliğine, işçinin pozisyonuna ve kıdemi gibi faktörlere göre yargıç tarafından belirlenir. İşverenin eşit davranma/İşlem hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir şekilde gösterirse, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlüdür.
Ayrımcılık tazminatının zamanaşımı ile ilgili özel bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ayrımcılık tazminatı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Kötüniyet Tazminatı
4857 sayılı İş Kanunu, sadece iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan işçiler için “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılan bir tazminat öngörmüştür. Örneğin, işçi Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne işvereni şikayet ettiği için, sigortasız çalıştırıldığını Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirdiği için, evli bir kadın işçi hamile kaldığı için veya bir davada işveren aleyhine tanıklık yaptığı için; işverenin iş sözleşmesini fesih hakkını kötüye kullandığını gösteren başka durumlar ortaya koyarsa, İş Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen ihbar tazminatının üç katı olarak ödenmesi anlamına gelen “kötüniyet tazminatı”nı talep etme hakkını kazanır.
Kötüniyet tazminatı, cezai şart tazminatı niteliğinde olmadığından, hakim bu tazminatta indirim yapamaz.
Sendikal Tazminat
İşveren, işçinin sendikaya üye olmasından veya olmamasından, sendikal faaliyetlere katılmasından dolayı sözleşmeyi feshederse, işçinin son brüt çıplak ücreti üzerinden hesaplanacak ve bir yıllık ücretinden az olmamak kaydıyla hâkim tarafından hükmedilecek bir tazminatı ödemek zorundadır. Bu tazminata öğretide ve uygulamada “Sendikal tazminat” denir.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu md. 25 son fıkrasında “işçinin iş kanunları ve diğer kanunlara göre haiz olduğu bütün hakları saklıdır” denildiği için, sendikal tazminatla birlikte ihbar tazminatı ve kıdem tazminatını alması da mümkün olacaktır.
Kötüniyet ve Ayrımcılık Tazminatı Ayrı Ayrı Talep Edilebilir Mi?
Hem ayırımcılık tazminatı hem kötüniyet tazminatı talep edilemez. Aynı amaçla olan bu iki tazminattan, miktarı daha uygun olan kötüniyet tazminatına karar verilmelidir.
Ayırımcılık tazminatı ile sendikal tazminat da birlikte ödenemez. Sadece sendikal tazminata karar verilmelidir. Çünkü İş Kanunu 5. madde, 6356 sayılı Kanun md. 25 hükümlerini saklı tutmuştur.