Dar Mükellef Nedir?
Türk vergilendirme sisteminde gelir vergisi açısından vergiye tabi olan mükellefler iki gruba ayrılmıştır. Bunlardan birincisi Türkiye’de yerleşmiş bulunan “Tam Mükellefler” olup diğeri ise Türkiye’de yerleşmiş olmayan “Dar Mükellefler”dir.
Dar mükellef gerçek kişilerin vergilendirilme esaslarına ilişkin yasal düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun 4. ve 5. maddelerinde yer almaktadır.
Türkiye’de yerleşik olan gerçek kişiler tam mükellef sayılır ve Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri tüm gelirler gelir vergisine tabi tutulur. Türkiye’de yerleşik olmak için ikametgahın Türkiye’de bulunması veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturulması gerekmektedir. Ancak, geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.
Bununla birlikte, belirli durumlarda, altı aydan fazla Türkiye’de kalsa bile, yabancılar Türkiye’de yerleşik sayılmazlar. Bu durumlar şunlardır:
- Belirli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve benzeri kişiler ile tahsil, tedavi, istirahat veya seyahat amacıyla gelenler.
- Tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan nedenlerle Türkiye’de alıkonulanlar veya kalanlar.
Yukarıdaki durumlar dışında kalan kişiler ise Türkiye’de yerleşik sayılmazlar ve dar mükellef olarak kabul edilirler. Yani, ikametgahları Türkiye’de bulunmayan ve bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturmayan gerçek kişiler dar mükellef olarak tanımlanır. Dar mükellefler sadece Türkiye’de elde ettikleri gelirlerden gelir vergisine tabi tutulurlar.
Dar Mükellef Gerçek Kişilerin Elde Ettikleri Kazanç ve İratların Vergilendirilmesi
Dar mükellef gerçek kişilerin elde ettikleri kazanç ve iratlar Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergilendirilir. Vergiye tabi kazanç ve iratlar şunlardır:
- Ticari kazançlar,
- Ziraî kazançlar,
- Ücretler,
- Serbest meslek kazançları,
- Gayrimenkul sermaye iratları,
- Menkul sermaye iratları,
- Diğer kazanç ve iratlar.
Dar mükellefler için, yukarıda sayılan kazanç ve iratlardan sadece Türkiye’de elde edilenler gelir vergisine tabi tutulur. Kazanç ve iradın Türkiye’de elde edilip edilmediği şu şartlara göre belirlenir:
- Ticari kazançlar: Ticari kazanç sahibinin Türkiye’de işyeri veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerler veya temsilciler aracılığıyla sağlanması gerekmektedir. Ancak, iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar için, Türkiye’de satın alınan veya imal edilen malların yabancı ülkelere gönderilmesinden doğan kazançlar Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz.
- Ziraî kazançlar: Ziraî faaliyetlerin Türkiye’de icra edilmiş olması gerekmektedir.
- Ücretler: Hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye’deki müesseselerin yönetim kurulu başkanlarına, üyelerine ve denetçilere ödenen huzur hakkı gibi ödemeler de Türkiye’de değerlendirilir.
- Serbest meslek kazançları: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmiş veya Türkiye’de değerlendirilmiş olması gerekmektedir.
- Gayrimenkul sermaye iratları: Gayrimenkulün Türkiye’de bulunması ve bu gayrimenkulün Türkiye’de kullanılması veya değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Menkul sermaye iratları: Sermayenin Türkiye’de yatırılmış olması gerekmektedir.
- Diğer kazanç ve iratlar: Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye’de ifa edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu değerlendirme, ödemenin Türkiye’de yapılması veya yabancı bir ülkede yapılması durumunda, ödemenin Türkiye’ye intikal ettirilmesi veya Türkiye’deki hesaplara kaydedilmesi veya kâr payından ayrılması şeklinde yapılır.
Özetle, dar mükellef gerçek kişiler açısından her bir gelir unsurunun vergilendirilmesi yukarıda belirtilen şartlara göre yapılır.