0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

E Devletten Öğrenilen Vergi Borcuna Dava Açılması

danıştay kararı

Danıştay Kararı: E Devletten Öğrenilen Vergi Borcuna Dava Açılması

Borç Döküm Listesine Karşı Dava Açılabilir Mi?

Karar Özeti: E devletten öğrenilen vergi borcuna karşı dava açılabilir.

 

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/320

Karar No : 2023/673

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, e-devlet üzerinden öğrendiğini belirttiği mükellefiyet kaydının iptali ile anılan mükellefiyete dayanan muhtelif dönemlere ilişkin 59.720,03 TL ve 15.090,00 TL tutarındaki vergi borcunu oluşturan vergi ve cezaların kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı adına takdir komisyonu kararı ile yapılan tarhiyatın ve tesis edilen mükellefiyet kaydının dayanağı olan Tasfiye Halinde … Giyim Tekstil Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda şu hususlar tespit edilmiştir:

i. Şirket ortağı Güngör Bağrıyanık tarafından …’e şirket kuruluşu ve işlerin takibi için vekaletname verilmiştir.

ii. 14/10/2009 tarihinde yapılan yoklamaya ait tutanak, iş yerinde vekil olarak bulunan davacı tarafından imzalanmıştır.

iii. Davacı, anılan şirketin iş yerine ait kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamıştır.

iv. Davacının, … Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Saray Tekstil İplik Dış Ticaret Limited Şirketinde ortaklık payı bulunmaktadır. Adı geçen şirketlerce düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı tespit edilmiştir.

v. Davacının, … ve … ile birlikte … Kumaşcılık Giyim Tekstil Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketini … ve … adına kurarak gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalar düzenlediği tespit edilmiştir.

vi. Davacı … ve … ile birlikte gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalar düzenlediğinden adlarına adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Anılan tespitlerin davacının ortağı olmadığı ve vekaleten işlerini yürüttüğü şirket adına yapıldığı, davacı adına bu şirket ile ilgili sahte fatura ticareti organize ettiğinden bahisle ayrıca bir vergi tekniği raporu tanzim edilmediği, yapılan tespitlerin davacının sahte fatura organizasyonu içerisindeki rolü ve elde ettiği menfaati somut olarak ortaya koymaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, anılan hususlarla ilgili yapılan ceza yargılamasında davacı … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile beraat etmiştir.

Bu durumda, davacı adına anılan tespitler nedeniyle tesis edilen mükellefiyet işleminde ve bu mükellefiyet kaydına istinaden tahakkuk ettirilen 59.720,03 TL ve 15.090,00 TL tutarındaki vergide hukuki isabet bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davacı adına tesis edilen mükellefiyet kaydını iptal etmiş, bu mükellefiyet kaydı için tahakkuk ettirilen 59.720,03 TL ve 15.090,00 TL tutarındaki vergiyi kaldırmıştır.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 15/03/2021 tarih ve E:2016/11749, K:2021/1595 sayılı kararı:

i. Temyize konu kararın, tesis edilen mükellefiyet işleminin iptaline ilişkin hüküm fıkrası yönünden temyiz incelemesi:

Tasfiye Halinde … Giyim Tekstil Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda şu hususlar tespit edilmiştir:

i. 18/09/2008 tarihinde toptan kumaş ticareti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettiren şirket, 21/04/2010 tarihinde ilan ve tescil edilen kararla tasfiyeye girmiştir.

ii. 2009 yılı hesap dönemine ait yasal defter ve belgeleri incelenmek üzere defter ve belge isteme yazısı tasfiye memurunun eşi …’a tebliğ edilmiş, tasfiye memuru defter ve belgeleri ibraz edemeyeceğini beyan etmiştir.

iii. 24/09/2008 tarihinde yapılan yoklamada, 70 m² büyüklüğünde olan ve aylık net kira bedeli 850,00 TL olan iş yerinde çalışan bulunmadığı, şirket sermayesinin 380.000,00 TL olduğu, şirket ortaklarının … ve … olduğu, şirketin kumaş toptan ticareti işiyle iştigal ettiği, iş yerinde iki adet büro masası, koltuk, bir adet bilgisayar ve kumaş standının bulunduğu, iş yerinde 12.000 metre kumaş bulunduğu tespit edilmiştir.

iv. 14/10/2009 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerine defalarca gidilmesine rağmen şirket ortak ve yöneticilerine rastlanılamadığı, iş yerinde vekil olarak davacının bulunduğu, şirket ortaklarının yaklaşık iki aydır Erzincan’da ikamet ettiği, iş yerinde iki adet büro masası, sandalye ve yaklaşık 85.000,00 TL değerinde kumaşın bulunduğu tespit edilmiştir.

v. 14/12/2009 tarihinde düzenlenen tutanak ile iş yeri adresinin yaklaşık üç aydır boş ve kapalı olduğu tespit edilmiştir.

vi. Şirketin 2010 yılında katma değer vergisi hariç 1.107.973,00 TL tutarında mal ve hizmet alımında bulunduğu, iş bu alımlarının tamamını 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sahte belge düzenlemekten dolayı hakkında olumsuz tespit bulunan mükelleften yaptığı tespit edilmiştir.

vii. Şirketin 2008 yılında katma değer vergisi hariç 1.600.037,00 TL tutarında satış yaptığı firmanın (düzenlenen faturalar, toplam satışların %65’ine tekabül etmektedir) düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı yolunda vergi tekniği raporu düzenlendiği görülmüştür.

viii. Şirket, 2008 ila 2010 yıllarına ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde sırasıyla toplam 2.485.421,91 TL, 12.827.341,05 TL, 4.132.641,25 TL matrah beyan etmiştir.

ix. Şirket tarafından çok yüksek matrahlar beyan edilmesine karşılık sadece bir dönem ödenecek katma değer vergisi hesaplandığı, bu vergi ile birlikte kurumlar vergisinin de ödenmediği, 2010 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmediği saptanmıştır.

x. Şirketin 2008 ila 2010 yıllarında mal aldığını bildirdiği firmaların birçoğu hakkında sahte belge düzenlediklerine dair tespitlerin yapıldığı görülmüştür.

Diğer taraftan aynı vergi tekniği raporunda yer verilen özellikli tespitler şu şekildedir:

i. Şirketin faaliyette bulunduğu iş yerinin maliki … tarafından, kira sözleşmesinin … ile yapıldığı ve bu sözleşmeyi davacının kefil sıfatıyla imzaladığı belirtilmiştir.

ii. Şirkete tasfiye memuru olarak atanan …’ın, evinin depo olarak gösterilmesi, davacı ile birlikte … ve …’nin çeşitli şahıslar adına şirket kurduklarını ve kendisinin de kandırıldığı şeklindeki beyanları ile davacının daha önce ortak ve yönetici olduğu şirketler hakkında düzenlenmiş vergi tekniği raporlarının bulunması ve anılan şirketlerden birinin diğer ortağı İbrahim Tepe olması birlikte değerlendirildiğinde, gerçek bir emtia teslimine dayanmayan fatura düzenleme hususunda organizasyon bulunduğu, bu nedenle davacı ile … ve …’in adına adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Anılan saptamalar, davacının da içinde bulunduğu organizasyon dahilinde komisyon karşılığı fatura düzenlendiğini gösterdiğinden tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmemiştir.

ii. Kararın, vergi ve cezaların kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası yönünden temyiz incelemesi:

Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin birinci fıkrasında; mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir. Anılan Kanun’un 378. maddesinde de; vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması gerektiği belirtilmiştir.

Buna göre vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş tahakkuk fişi, vergi/ceza ihbarnameleri, vergi tevkifatı yapılması, aleyhe yapılan düzeltme işlemleri, düzeltme ve şikayet yoluyla düzeltme taleplerinin yetkili makamlarca reddi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin ödeme emri, haciz, ihtiyati tahakkuk, ihtiyati haciz gibi işlemlerdir.

Bu durumda bilgilendirici mahiyette olan e-devlet sistemindeki vergi borcu bilgisi, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte işlem olmadığından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi uyarınca, vergi borçlarının kaldırılması istemiyle açılan davanın bu kısmının incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle Mahkeme kararını bozmuştur.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Israr kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

danıştay kararı

Diğer Makaleler

Call Now Button