İçerik Başlıkları
Hizmet Tespit Davası
Sosyal sigorta hakları işe başladığı andan itibaren geçerlidir, ancak sigortalıları Kurum’a bildirme sorumluluğu işverene aittir. Maalesef ülkemizde birçok işveren bu yükümlülüğe uymamakta ve sigortaya bildirilmemiş “kaçak işçiler” çalıştırmaktadır. Bu durum prim ve vergi kayıplarına yol açmakta ve daha da önemlisi, çalışanların anayasal sosyal güvenlik hakları zedelenmektedir.
SGK tarafından sigortasız çalıştığı tespit edilemeyen kişiler için tek yol, hizmet tespit davası açmaktır. Ancak, geçmişte bu tür davaları para kazanma aracı olarak kullanan haksız kişiler nedeniyle bu davaları kazanmak giderek zorlaşmıştır. Yargıtay, sahtecilikleri önlemek amacıyla içtihat yoluyla ispatı zorlaştırmıştır.
Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı
Sigortalının fiilen veya kaydedilen çalıştığı tespit edilemediği durumlarda, hizmet kazanılamaz. Bu durumda iddia sahiplerinin yetkili iş mahkemesinden alacakları kararla çalışmalarını kanıtlamaları gerekir. Mahkemece eski hizmetlerin saptanabilmesi için şu koşulların bir arada gerçekleşmesi gerekir:
- Eski hizmetlerin saptanmasını isteyen kişi, hizmetlerin geçtiği dönemde sigortalı olmalıdır.
- Sigortalının prim belgeleri işveren tarafından Kurum’a verilmemiş olmalıdır.
- 5 yıllık süre içinde Mahkemeye başvurulmalıdır. Bu 5 yıllık süre, hak düşürücü bir süre olarak nitelendirilir.
Eğer sigortalı Kurum’a bildirilmiş fakat prim belgeleri verilmemiş veya primler ödenmemişse, hak düşürücü süre olmadan dava açılabilir.
Eğer işveren, sigortalıya ait herhangi bir belgeyi vermişse, hizmet tespit davası için öngörülen hak düşürücü süreden bahsedilemez. Bu durumda, Kurum’un işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespit davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilir. Öte yandan, Kurum tarafından yapılan bir tespitin olması halinde de aynı kabul şekline ulaşılır. Bu kabulün temelinde yatan neden, hiç bildirim yapılmayan sigortalılarla, kısmi bildirim yapılan sigortalıların aynı hukuksal statüye tabi tutulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağının düşünülmesidir.
Hak düşürücü sürenin durması ve kesilmesi söz konusu değildir. Bu durum bir Yargıtay Kararı’nda şöyle vurgulanmıştır: “Davacının tespitini istediği çalışmaların 01.03.1994–31.05.1997 tarihleri arasında geçtiği, mahkemeye 22.03.2004 tarihinde başvurulduğu hizmetin geçtiği yılın sonu olan 31.12.1997 tarihinden, dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin fazlasıyla geçtiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının aynı işyerinde bu tarihten sonra çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır”
Hizmet Tespit Davası Nasıl Açılır
Hizmet tespit davası İş Mahkemesinde açılır. Mahkeme ilamı ile tespit, fiilen veya kayden çalıştığı tespit edilememesi nedeniyle hizmet kazandırılamayan 4/a sigortalılarının, çalışmalarını yetkili iş mahkemesinden alacakları ilam ile kanıtlamalarıdır. Mahkemece eski hizmetlerin saptanması, aşağıdaki koşulların birlikte gerçekleşmesine bağlıdır:
– Eski hizmetlerinin saptanmasını isteyen kişi, hizmetlerin geçtiği dönemde sigortalı niteliği taşımalıdır.
– Sigortalının prim belgeleri işveren tarafından Kurum’a verilmemiş olmalıdır.
– 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurulmalıdır.
Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum’ca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak işveren aleyhine açacakları hizmet tespiti davasında alacakları ilam ile ispatlayabilirler.
11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı “İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun”un 64. maddesi ile 30.01.1950 tarih ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesine bazı fıkralar eklenmiştir:
“31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu’na müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurum’ca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kurum’a karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kurum’a başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.”
Bu hükme göre hizmet tespiti davası açmak için önce SGK’ya başvurmak gerekmez. 6552 sayılı Kanunla İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesine eklenen bir başka fıkra ile SGK hizmet tespiti davalarında işverenin yanında artık davalı taraf olarak gösterilmeyecektir. Hükme göre “Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kurum’a resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.
Hizmet Tespit Davasında Deliller
506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleri hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmediği halde, bu davanın kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerektiği Yargıtay içtihadı gereğidir. Bu tür davalar, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediğinin araştırılmasıyla başlar. Bu koşul sağlanırsa, işyerinin gerçekten var olup olmadığı ve kanun kapsamında olup olmadığı belirlenmelidir. Daha sonra çalışma olgusu özel bir dikkatle araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir. Ancak tanıkların ifadeleri, çalışma olgusunu belirlemek için dikkate alınmalıdır.
Resmi belge ve yazılı deliller, sigortalı sayılması gereken sürelerin belirlenmesinde etkili delillerdir. Ancak bu tür kanıtların bulunmaması, istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanarak, işyerinde çalışan diğer kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla sonuca gidilebilir. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda, hakim, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemek için soruşturmayı genişleterek görevini yerine getirmelidir.
Yapılacak işlemler arasında, davalının işyerinin kayıtlı olup olmadığını Kurum’dan sormak, dönem bordrolarını istemek, davalıların hangi tarihler arasında vergi mükellefi olduğunu sormak, davalıların işyerinin bulunduğu yerdeki komşu işyerlerini tespit etmek ve gerektiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası ve muhtarlık marifetiyle diğer komşu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları hakkında bilgi almak yer alır.
Arabuluculuk Kararıyla Hizmet Tespiti Yapılabilir Mi?
Hizmet tespit davaları dava şartı arabuluculuk kapsamında yer almamaktadır. Bununla birlikte, hizmet tespit davalarının İş Mahkemelerinde açılması ve bu davalarda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mutlaka davalı yanında ferî müdahil olarak davada taraf olması gerekmekte olup hizmet tespit davaları zorunlu arabuluculuk kapsamının dışında olmakla beraber, kamu düzenine ilişkin davaların konusunu oluşturan, çerçevesi Kanun’un emredici hükümleri ile çizilen ve kişilerin/kurumların isteğine bırakılmayan sigortalılık hizmeti kazandırılması konusunda arabuluculuk anlaşma belgesinin dikkate alınamamaktadır.
Kapanmış Şirkete Hizmet Tespit Davası
Tasfiye edilmiş şirketlere karşı tespit davası açılması durumunda, ayrı bir dava açılarak şirketin ihyası talep edilmelidir. Bu durum hizmet tespit davasında bekletici mesele olarak değerlendirilmelidir.
Sonuç
Hizmet tespiti davası açan sigortalıların, bu hizmetlerini mahkeme kararıyla tespit ettirmesi halinde, açılan davalarda Kurum’un taraf gösterilip gösterilmediğine, tespit edilen hizmetlerin primlerinin işveren veya sigortalı tarafından ödenip ödenmediğine bakılmaksızın tespit edilen hizmetler dikkate alınarak emekli aylıkları bağlanabilecektir. 11.09.2014 tarihinde yayımlanan 6552 sayılı Kanun ile SGK hizmet tespiti davalarında işverenin yanında artık davalı taraf olarak gösterilmeyecektir. Sosyal Güvenlik Kurumu feri müdahil olarak davaya katılabilir.
Ankara iş avukatı iletişim bilgileri
ARAS HUKUK & DANIŞMANLIK
✅Ankara İş Avukatı: | Av. Dr. Fatih ARAS |
✅ Telefon : | 0312 911 83 10 (Telefon ve Whatsapp) |
✅ Adres: | Beştepe Mahallesi Meriç Sokak Milaslı 2000 Plaza No: 5/A Kat:7 D: 23 Yenimahalle/ ANKARA |
✅ Mail: | av.fatiharas@gmail.com |