0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Kıymetli Maden Hesaplarındaki İşlemlerde BSMV Uygulamasına İlişkin Hukuki Bir Değerlendirme

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Türkiye Bankalar Birliğine gönderilen, 21.5.2020 tarihli ve 70903105-180[5601-269-2]-E.53703 sayılı yazı ile kaydi altın alım satım işlemlerinin statüsü konusunda görüş değişikliğine gidilmiştir. Söz konusu yazıda, konuya ilişkin olarak Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün görüşüne başvurulduğu, anılan Genel Müdürlükten alınan 21/5/2020 tarihli ve 276064 sayılı yazıda:

Bilindiği üzere, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun kambiyo mevzuatına ilişkin düzenlemelere esas oluşturan Kanundur. Anılan Kanun’un 1 inci maddesinde kambiyo mevzuatında hakkında düzenleme yapılmasına imkan tanınan kıymetler; kambiyo, nukut, esham ve tahvilat, kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetler ile ticari senetlerle tediyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikalar olarak yer almaktadır.

Anılan Kanun uyarınca yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın “Tanımlar” başlıklı ikinci maddesinin (h) bendinde döviz (kambiyo) efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıta; (j) bendinde kıymetli madenler ise her tür ve şekilde altın, gümüş, platin ve paladyum olarak tanımlanmıştır.

Bu itibarla, kıymetli maden ve dövizin kambiyo mevzuatında düzenlenen değerler olması, kambiyo mevzuatında kıymetli maden depo hesaplarında işlem gören kaydi tutarların açık bir tanımının yer almaması ve özü itibarıyla fiziki teslimat yapılmadığı sürece kaydi ve değeri dövizle belirlenen bir tutarın söz konusu olması hususları dikkate alındığında; vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.”

şeklinde görüş bildirildiği belirtilmiş ve buna istinaden bankalar nezdinde yatırım hesapları ve diğer (vadesiz, vb) hesaplar üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemlerinin kambiyo işlemi kapsamında değerlendirilerek bu işlemler üzerinden yürürlükteki oranlara göre kambiyo muamele vergisi (BSMV) hesaplanması gerektiği açıklanmıştır.

24 Mayıs 2020 Tarihli ve 31136 Sayılı Resmi Gazete yayımlanan 2568 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararlarına göre, döviz ve altın satımında uygulanan Banka Sigorta ve Muamele Vergisi (BSMV) “binde 2″den “yüzde 1.0” düzeyine yükselmiştir. GİB’in yeni görüşüne göre kaydi altın alım satım işlemleri kambiyo işlemi olarak değerlendirildiğinden, bankalar nezdinde yatırım hesapları ve diğer (vadesiz, vb) hesaplar üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemlerinde altın satış bedeli üzerinden yüzde 1 oranında BSMV uygulanacaktır. Söz konusu yazıya göre, fiziki altına ilişkin herhangi bir belirleme bulunmamakta olup bankaların fiziki altın satışlarında lehe kalan para üzerinden %5 BSMV hesaplanmasına devam edilecektir.

Kambiyo Kavramının Hukuki Niteliği

Latince “cambiare” kelimesinden kaynaklanan kambiyo kelimesi mali anlamda “iki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi” anlamına gelmektedir. Latince ex-cambiare kelimesi İngilizceye exchange, İtalyancaya cambio ve Türkçeye kambiyo olarak geçmiştir. Türk Dil Kurumu kambiyo kelimesinin üç anlamını aşağıdaki gibi vermiştir:

1- İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi,

2- Herhangi bir yerdeki bir alacağın tahsili, bir borcun ödenmesi veya bir yerden toplanan para ve para yerine geçen taşınabilir değerlerin başka bir yere aktarılması için yapılan işlemin bedeli,

3- Bu işlemin yapıldığı yer.

Buna göre Kambiyo kelimesi işlem, bedel ve yer olmak üzere üç farklı anlamda kullanılmaktadır. Banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından ise kambiyo kavramının döviz, yabancı para anlamında kullanılmaktadır.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın 2. maddesinde, döviz (kambiyo), kıymetli madenler, işlenmemiş altın, işlenmiş altın, kıymetli taşlar ve kıymetli eşya kavramlarının tanımları açık bir şekilde açıklanmıştır.

Buna göre;

  1. Efektif: Banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paralarını,
  2. Döviz (kambiyo): Efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtaları,
  3.  Kıymetli Madenler: Her tür ve şekilde altın, gümüş ve platini,

ifade etmektedir.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın 2. maddesi uyarınca; altın, döviz (kambiyo), olarak değil, “kıymetli maden” olarak nitelendirilmiştir. Kıymetli madenler esas olarak birer emtia olup, alım satımın banka vasıtasıyla kaydi şekilde gerçekleştirilse bile, hesabın kaynağı bir döviz veya yabancı para statüsünde değerlendirilemez.  

Gider Vergileri Kanunu’nun 31’inci maddesine göre kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olur. Kambiyo alım-satımı dışındaki diğer işlemlerde ise bankalar tarafından lehe alınan paralar vergi matrahını oluşturmaktadır. Örneğin kredilerde verginin matrahı kredi tutarının tamamı değil, bankaya ödenen faiz tutarıdır. Diğer taraftan, kambiyo işlemlerinde verginin matrahı alım-satım tutarının tamamıdır. 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının son haline göre, Banka ve sigorta muameleleri vergisi, kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden %1, diğer banka ve sigorta muamelelerinde lehe alınan paralar üzerinden %5 olarak uygulanacaktır.

Danıştay vermiş olduğu bir kararda[1] döviz karşılığı külçe altın alışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilemeyeceği” belirtilmiştir.

Nitekim Vergi İdaresi vermiş olduğu bir özelgede[2] aşağıdaki açıklamalara yer vermiştir:

“Bankaların altın alım satım işlemlerinde söz konusu kıymetlerin satışı nedeniyle bankaların lehine kalan paraların %5 oranında banka ve sigorta muamele vergisine tabi tutulması gerekir.

Bankaların mevcutlarındaki altının gram üzerinden izlenmesi halinde de, altının alındığı tarihteki gram üzerinden TL değeri ile satış tarihi üzerinden TL değeri arasındaki fark bulunarak banka ve sigorta muameleleri matrahının buna göre tespit edilmesi gerekmektedir.”

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, altın ve diğer kıymetli madenler ile yapılan işlem tutarının tamamı matrah kabul edilerek, bunun üzerinden %1 vergi alınmasının hukuka uygun olmadığı düşünülmektedir. Altın alım ve satımı kambiyo işlemi olmadığı için verginin sadece alım satma ilişkin banka tarafından lehe alınan kısım üzerinden alınması uygun olacaktır. Durumu bir örnek üzerinden aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz:

1.000-TL tutarında kaydi altın alımı yapıldığını ve bankanın bu işlem için 5- TL lehe para aldığını bir durumda, ilgili işlem Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yeni görüşündeki gibi kambiyo muamelesi olarak değerlendirilirse, vergi matrahı 1.000 TL olacaktır. Bu işlem üzerinden hesaplanacak vergi tutarı ise (1.000*0,01) 10-TL olacaktır. Diğer taraftan ilgili alım-satım işlemi kambiyo dışı işlem olarak değerlendirilirse, vergi tutarı (5*0,05)= 0,25-TL olacaktır. Dolayısıyla  Gelir İdaresinin yeni yorumu nedeniyle bu örnekte 40 kat daha fazla vergi hesaplanacaktır.

Konunun Anayasa ve Vergi Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Anayasa’nın 73. Maddesine göre; Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.”

Vergi hukukunda kıyas, bir olay hakkında yasada yer alan kuralın, nitelikleri ve kuruluşları ona benzeyen fakat yasada düzenlenmemiş diğer bir olaya uygulanmasıdır. Diğer bir anlatımla Kıyas, kanunda öngörülen durumlara ilişkin düzenlemeleri veya genel ilkelerden elde edilen düzenlemeleri, kanunda öngörülmeyen benzer durumları kapsamına alacak şekilde genişleterek bu durumları çözümleme işlemidir Vergi hukukunda kıyasa başvurulması, hukuk devletinin hukuki güvenlik ilkesine ve vergilerin yasallığı ilkesine ters düşer. Kıyasın vergi hukukunda kullanılması ile birlikte, vergi koyma yetkisi bulunmayan idare ve yargı organları tarafından vergi doğurucu olaylar yaratılabilir veya mevcut vergi yükleri değiştirilebilir. Bu ise kamu hukukunda işlev gaspı anlamına gelir. Dolayısıyla, kıyasın Hazine veya yükümlü lehine sonuç doğuruyor olmasının önemi yoktur, her durumda yasaktır. [3]

Sonuç olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “kambiyo mevzuatında kıymetli maden depo hesaplarında işlem gören kaydi tutarların açık bir tanımının yer almaması ve özü itibarıyla fiziki teslimat yapılmadığı sürece kaydi ve değeri dövizle belirlenen bir tutarın söz konusu” yorumundan hareketle, fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemlerinin kambiyo işlemi kapsamında değerlendirmesi kıyas yasağını ihlal etmektedir ve hukuka aykırıdır.

24/05/2020

Av. Fatih ARAS

 

Bu sitede yer alan yazıların tüm hakları saklıdır. Ancak, yazar ve site kaynağı gösterilerek alıntılanabilir. Yazılar aynen yayımlanamaz.

Bu sitede, vergi ve vergileme ile ilişkili konularda şahsi görüş ve yorumlarımıza yer verilmektedir. Sitede yer verilen bilgi veya verileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir. fatiharas.com sitesi ve yazarın söz konusu kullanımdan dolayı, (ihmalkarlık kaynaklı olanlar da dahil olmak üzere) her türlü özel, dolaylı veya arızi zararlardan ve cezai tazminattan dolayı sorumlu tutulamaz.

[1] Danıştay 7. Dairesi’nin, 1997 tarihli ve K.1382 no.lu Kararı

[2] Gelirler Genel Müdürlüğü’nün, 17.04.1996 tarih ve B.07.0.GEL.0.56/5601-775 sayılı Özelgesi.

[3]  Mualla Öncel, Ahmet Kumrulu, Nami Çağan, Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2008, s.29-30.

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button