0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Tenkis Davası

tenkis davası

Tenkis Davası Nedir?

Bir kişi, miras bıraktığında, tasarruf özgürlüğü çerçevesinde, saklı paylı mirasçıların haklarına saygı göstermek şartıyla mal varlığını sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflarda bulunabilir. Miras bırakanın tasarruf özgürlüğü, saklı paylı mirasçıların haklarını korumak amacıyla belirlenen sınırları içerir. Miras bırakan, bu sınırlar içinde kalarak saklı payları ihlal etmeksizin, terekesinde istediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ancak, miras bırakan, saklı payları aşarak tasarruf sınırlarını aşarsa, Türk Medeni Kanunu m. 560′ de öngörüldüğü gibi saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı payları ihlal eden tasarruflarının yasal sınırlara çekilmesini sağlamak amacıyla tenkis davası açabilirler.

Tenkis davası, hukuki niteliği bakımından tartışmalı bir davadır. Bazı görüşlere göre, tenkis davası eda davası niteliğinde değildir. Bu nedenle dava sonucunda verilen karar, davalının tasarrufu davacıya geri vermesini zorunlu kılmaz. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için ayrı bir eda davası açılmalıdır. Diğer bir görüşe göre ise, tenkis kararı eda hükmünü de içerir. Yani, davacının lehine sonuçlandığında, davalının tasarrufunu davacıya geri verme yükümlülüğü doğar.

Tenkis Davası Şartları

Tenkis davası açabilmek için iki koşulu yerine getirmek gereklidir. İlk koşul, miras bırakanın sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla tasarruf sınırını aşmış olmasıdır. İkinci koşul ise, mirasçıların saklı paylarını alamamış olmalarıdır. Miras bırakanın tasarruf sınırını aşıp aşıp aşmadığını belirlemek için, öncelikle terekede belirtilen değerlerin hesaplanarak net terekenin belirlenmesi gerekir. Daha sonra, net terekeden saklı payların çıkarılması gerekmektedir. Tasarruf sınırının hesaplanması için terekeden çıkarılması gereken değerler; miras bırakanın borçları, cenaze masrafları, terekenin mühürlenmesi ve yazım masrafları ile miras bırakan ile birlikte yaşayan kişilerin üç aylık bakım masraflarını içerir. Terekeye eklenmesi gereken değerler ise; miras bırakanın denkleştirmeye tabi tasarrufları, tenkise tabi sağlar arası tasarrufları ve hayat sigortası satın alma bedelini içerir.

Tenkis davası, miras bırakanın saklı paylarını ihlal eden tasarruflarının konusunu oluşturur. Saklı payları ihlal eden tüm ölüme bağlı tasarruflar, ek bir koşul aranmaksızın tenkise tabidir. Eğer tenkise tabi tutulacak birden fazla ölüme bağlı tasarruf varsa, bu tasarrufların yapılma tarihi dikkate alınmaksızın, aynı anda yapılmış gibi orantılı bir şekilde tenkise tabi tutulurlar.

Miras bırakanın sağken yapmış olduğu tasarrufların tenkisi ise, sadece TMK m.565’te belirtilen belirli türdeki tasarrufları içerir. Bu maddeye göre, mirasçılara karşı saklı payları dikkate alınmaksızın yapılan miras payı mahsubu, miras haklarının ölüm öncesi tasfiyesi amacıyla yapılan tasarruflar, belirli sağlar arası bağışlar ve saklı payları bertaraf etme amacıyla yapılan tasarruflar tenkise tabi olur.

miras davaları

Tenkise Tabi Kazandırmalar

Eğer miras bırakanın saklı payları ihlal eden birden fazla sağlar arası ve ölüme bağlı tasarrufu varsa, bu tasarrufların tenkis sırası TMK m.570 uyarınca düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, saklı payları ihlal eden ölüme bağlı tasarruflar öncelikle tenkise tabi tutulur. Eğer bu tenkise rağmen saklı paylar tam olarak karşılanamazsa, o zaman sağlar arası tasarruflar, en yeni tarihli olandan başlayarak tenkise tabi tutulur. Kamu tüzel kişilerine ve kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan kazandırmalar ise, yalnızca önce belirtilen tasarrufların tenkisine rağmen saklı paylar tam olarak karşılanamazsa ve en son sırada olacak şekilde tenkise tabi tutulurlar.

Tenkis Davasının Tarafları

Tenkis davasının davacıları, saklı paylarına hakları geçmemiş mirasçılar ve belirli koşullar sağlandığında saklı paylı mirasçıların alacaklıları ile iflas idaresidir. Tenkis davasının davalıları ise, miras bırakanın saklı paylarına tecavüz eden kazandırmalarda bulunan kişilerdir. Bu kişiler, mirasçılar olabileceği gibi, üçüncü taraflar da olabilir. Temel olan, bu kişinin lehine tenkise tabi bir kazandırma yapılmış olmasıdır. Eğer miras bırakanın lehine kazandırma yapan kişi, dava açılmadan önce vefat etmişse, bu kişinin mirasçılarına karşı tenkis davası açılabilir. Tenkis davası açma hakkı kişiye özgüdür ve vasiyeti yerine getirme görevlisi ile tereke temsilcisine ait değildir. Bu nedenle, bu kişilere karşı dava açılamaz.

Saklı paylı mirasçıların alacaklıları ile iflas idaresinin dava açabilmesi için bazı şartların bulunması gerekir. Bu şartlar; saklı paylı mirasçının dava açma yetkisinin bulunması, davacı hakkında borç ödeme imkansızlığı belgesi veya iflas kararı olması ve saklı paylı mirasçının ihtar etmesine rağmen tenkis davası açmamasıdır.

Tenkis davasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut değildir. Bu nedenle, birden fazla saklı paylı mirasçının hakları ihlal edilmişse, bu kişiler tenkis davasını birlikte veya ayrı ayrı açabilirler.

Tenkis Davası Zamanaşımı

TMK m.571/I’e göre, “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” Bu hükümden anlaşıldığı üzere, tenkis davası açabilmek için bir yıl ve on yıl olmak üzere iki farklı hak düşürücü süre öngörülmüştür. Ancak belirtmek gerekir ki, tenkis davası yalnızca miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Çünkü miras bırakanın hayatta iken mirasçı sıfatı kazanmamış olup, sadece tereke üzerinde bekleyen bir hak söz konusudur. Bu sebeple, saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarrufları sonucu saklı paylarının ihlal edildiğini öğrenmiş olsalar dahi, miras bırakan hayattayken dava açamazlar. Bu durumda saklı payların zedelendiği tarih, miras bırakanın ölüm tarihi olarak kabul edilir.

Saklı Pay Mirasçıların Hakları

Saklı paylı mirasçılar, tenkis davası açma hakkından vazgeçebilirler. Ancak bu hak, miras bırakanın vefatından sonra feragat edilebilir. Çünkü saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle birlikte saklı paylı mirasçı statüsüne ve tenkis davası açma hakkına sahip olurlar. Feragatin geçerliliği için kanunda belirli bir formül öngörülmemiş olup, açık veya örtülü şekilde yapılabilir.

Saklı paylı mirasçılar, ihlal edilen saklı paylarını elde edebilmek amacıyla dava açabilecekleri gibi, bu taleplerini defi yoluyla da ileri sürebilirler. Ancak tenkis def’i, kazandırmanın henüz gerçekleşmediği durumlarda geçerlidir. Eğer tenkise konu kazandırma zaten gerçekleşmişse ve saklı paylı mirasçı bunun saklı paylarına tecavüz ettiğini iddia ediyorsa, tenkis def’i ileri süremez; bu durumda dava açması gerekir.

Tenkis Davasının Sonuçları

Saklı paylı mirasçının tenkis davasını kazanması halinde, dava konusu tasarruf, mirasın açıldığı tarihten itibaren saklı payı ihlal ettiği oranda kısmen ya da tamamen geçersiz hale gelir. Eğer mirasçı, henüz ifa edilmemiş bir tasarrufa karşı dava açmışsa, mirasçının ifa etme borcu da tasarrufun geçersiz hale geldiği oranda sona erer.

Ancak, dava konusu tasarrufu mirasçı daha önce ifa etmişse, bu durumda dava konusu tasarruf lehtarın zilyetliğinde bulunduğundan, davalı lehtarın kazandırmanın tenkis edilen kısmını davacıya geri verme yükümlülüğü doğar. Bu hususa ilişkin olarak TMK m.566’da, “Kendisine tenkise tabi bir kazandırma yapılmış olan kimse iyi niyetli ise, sadece mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür. İyi niyetli değilse, iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur” denilmektedir.

Bu hüküm, iyi niyetli lehtarın geri verme yükümlülüğünü sebepsiz zenginleşme hükümlerine gönderirken, kötü niyetli lehtarın geri verme yükümlülüğünü ise iyi niyetli olmayan zilyedin sorumluluğuna dayandırmaktadır. Sonuç olarak, iyi niyetli lehtar, mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalan miktarı geri verirken, kötü niyetli lehtar ise saklı payın ihlal edilen kısmının tamamını geri vermekle yükümlüdür.

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button