İçerik Başlıkları
Vergi Usul Kanunu Madde 3- Vergi Kanunlarının uygulanması ve ispat
- A) Vergi kanunlarının uygulanması: Bu Kanunda kullanılan “Vergi Kanunu” tabiri işbu Kanun ile bu Kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder. Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
- B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.
Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat ile İlgili Danıştay Kararları:
1- DANIŞTAY 9. Daire
Esas Yıl/No: 2022/984
Karar Yıl/No: 2022/297
Karar tarihi: 13.06.2022
GEÇİCİ VERGİNİN KALDIRILMASI İSTEMİ – STOK HAREKETLERİNE İLİŞKİN SADECE VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI DİKKATE ALINDIĞINDA DAVACININ EKONOMİK TİCARİ VE TEKNİK KAPASİTESİNİN TESLİMLERİ GERÇEKLEŞTİRMEYE YETMEYECEĞİ – TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜ
ÖZET: Vergi tekniği raporundaki tespitlerin değerlendirilmesinden; mal alımlarının tamamına yakınının sahte belge düzenleme raporu bulunan veya hakkında sahte belge düzenleme sebebiyle vergi incelemesi devam eden mükelleflerden yapıldığı, davacı ile aynı adreste olan bir mükelleften yapılan yüksek tutarlı mal alınmasının ticari teamüllere aykırı olduğu, aynı şekilde satışlarının büyük kısmının da hakkında sahte belge düzenleme raporu bulunan mükelleflere yapıldığı, sipariş usulüyle çalışıldığı dikkate alındığında alış ve satışlarının gerçeği yansıtmadığı, yeterli düzeyde işçi, depo, şube ve nakil vasıtaları olmadan beyan edilen yüksek cirolara ulaşılamayacağı, bu kadar yüksek cironun sadece sipariş usulü yöntemiyle telefon üzerinden gerçekleştirilmesinin ticari icaplara uygun düşmediği, stokların düzensiz olduğu, stok hareketleriyle ilgili dönem başı ve dönem sonu stoklarına ilişkin bir veriye rastlanılmadığı, stok hareketlerine ilişkin sadece verilen sipariş avansları hesabının çalıştırıldığı dikkate alındığında, davacının ekonomik, ticari ve teknik kapasitesinin düzenlenen faturaları içeriği teslimleri gerçekleştirmeye yetmeyeceği için bu faturaların gerçek mal ve hizmet hareketini yansıtmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır. Davalının temyiz isteminin kabulüne karar verilmiştir.
(2577 S. K. m. 45) (213 S. K. m. 3, 30, 134)
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolunda tanzim edilen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı; 2018 yılı kurumlar vergisi ve 2018 yılının tüm dönemlerine ilişkin geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ihtilaflı dönem için yapılan bir yoklama bulunmadığı, beyannamelerin düzenli olarak verildiği, işçi çalıştırıldığı, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edildiği, şirketin ticari faaliyetini sürdürdüğü ve mükellefiyetinin re’sen terkin ettirilmediği, mal aldığı şirketler nezdinde yapılan karşı tespitlerde olumsuz herhangi bir ifadeye yer verilmediği, banka hesap hareketleri üzerinde yeterli inceleme yapılmadığı, sevk irsaliyelerinde plaka numaraları olan araçların taşımacılığa uygun olup olmadıkları ve bu araçlarla davacıya nakliye hizmeti verilip verilmediği hususunda yapılmış bir tespitin olmadığı, tahakkuk eden vergi borçları ile Sosyal Güvelik Kurumu prim borçlarının ödenip ödenmediğine ilişkin bir tespite yer verilmediği, alış ve satışa ilişkin nakliye bilgileri, ödemelerine ilişkin belgelerin ibraz edildiğinden, vergi tekniği raporundaki tespitlerin, davacının tüm faturaların gerçek dışı mal/hizmet teslimine dayandığı hususunu ispata yeterli olmadığı için dava konusu cezalı tarhiyatların hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatların kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu, istinaf başvurusu dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/3.maddesi uyarınca istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu cezalı tarhiyatın yasaya uygun olduğu, vergi tekniği raporunda tespit edilen ve davacının mal alımı, satımı yaptığı on mükellefin komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediklerinin mahkeme kararıyla kesinleştiği, dolayısıyla davacı şirketin düzenlediği faturaların gerçek olmasının mümkün olmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolunda tanzim edilen vergi tekniği raporunu esas alan vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı; 2018 yılı kurumlar vergisi ve 2018 yılı bütün dönemleri geçici verginin kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
…………
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anılan madde hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitler olabilir.
Dava konusu cezalı tarhiyata dayanak alınan davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda; demir/çelikten bar ve çubukların, profillerin, levha kazıkların (palplanş), tüp ve boruların toptan ticareti faaliyetiyle iştigal edildiği, 02/03/2016 tarihli yoklamada; depo ve şubesinin olmadığı, ticari mal alış satışlarını telefon vasıtasıyla gerçekleştirdikleri, şirket adına kayıtlı çekici, kamyonun olmadığı, stokta ticari malının olmadığı, 23/12/2016 tarihli yoklamada; faaliyetine devam ettiği, işyerinin yaklaşık 110 m2 olduğu, deposunun bulunmadığı, iki işçi çalıştırıldığı, işyerinde emtiasının bulunmadığı, 10/12/2018 tarihli yoklamada; faaliyetine devam ettiği, 2 çalışanın bulunduğu, ticari bilanço karının 2015 yılında 44.149,27-TL, 2016 yılında 17.328-TL, 2017 yılında 136.103,63-TL, 2018 yılında 162.683,22-TL olduğu, katma değer vergisi matrahının 2015 yılında 75.643.21,62-TL, 2016 yılında 68.610.248,57-TL, 2017 yılında 88.862.102,64-TL, 2018 yılında 112.455.161,31-TL olarak beyan edildiği, ödenmesi gereken katma değer vergisinin ise cüzi olduğu, Ba formuyla bildirilen alımların 2015 yılında %90’ının, 2016 yılında %94,6’sının, 2017 yılında %96’1’inin, 2018 yılında %91,2’sinin hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan veya sahte belge düzenleme fiilinden kaynaklı haklarında vergi incelemesi devam eden mükelleflerden olduğu, mükellefle aynı adreste olan başka bir mükelleften yaklaşık 80 milyon TL mal alımı yapıldığı, mal stoklarının düzensiz olduğu, stok hareketlerine ilişkin dönem başı ve dönem sonu stoklarına ilişkin bir veriye rastlanmadığı, stok hesabında sadece sipariş avansı hesabının çalıştırıldığı, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında düzenlenen faturaların tamamının gerçek bir faaliyete dayanmayan ve komisyon karşılığı düzenlenen sahte belgeler olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Vergi tekniği raporundaki tespitlerin değerlendirilmesinden; mal alımlarının tamamına yakınının sahte belge düzenleme raporu bulunan veya hakkında sahte belge düzenleme sebebiyle vergi incelemesi devam eden mükelleflerden yapıldığı, davacı ile aynı adreste olan bir mükelleften yapılan yüksek tutarlı mal alınmasının ticari teamüllere aykırı olduğu, aynı şekilde satışlarının büyük kısmının da hakkında sahte belge düzenleme raporu bulunan mükelleflere yapıldığı, sipariş usulüyle çalışıldığı dikkate alındığında alış ve satışlarının gerçeği yansıtmadığı, yeterli düzeyde işçi, depo, şube ve nakil vasıtaları olmadan beyan edilen yüksek cirolara ulaşılamayacağı, bu kadar yüksek cironun sadece sipariş usulü yöntemiyle telefon üzerinden gerçekleştirilmesinin ticari icaplara uygun düşmediği, stokların düzensiz olduğu, stok hareketleriyle ilgili dönem başı ve dönem sonu stoklarına ilişkin bir veriye rastlanılmadığı, stok hareketlerine ilişkin sadece verilen sipariş avansları hesabının çalıştırıldığı dikkate alındığında, davacının ekonomik, ticari ve teknik kapasitesinin düzenlenen faturaları içeriği teslimleri gerçekleştirmeye yetmeyeceği için bu faturaların gerçek mal ve hizmet hareketini yansıtmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
- Davalının temyiz isteminin kabulüne,
- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
- Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13.06.2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY
Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum. (¤¤)
DANIŞTAY 3. Daire
Esas Yıl/No: 2020/4625
Karar Yıl/No: 2022/2923
Karar tarihi: 14.06.2022
VERGİ ZİYAI CEZALI KURUMLAR VERGİSİNİN KALDIRILMASI İSTEMİ – SÖZ KONUSU MATRAH KALEMİYLE İLGİLİ HESAPLAMANIN SATIŞ HASILATININ TAMAMINA YÜZDE BEŞ KARLILIK ORANI UYGULANMAK SURETİYLE YAPILMASININ HUKUKA UYGUN DÜŞMEDİĞİ – HÜKMÜN KISMEN BOZULMASI
ÖZET: Vergi Dava Dairesinin satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı yolundaki yargısı doğru olmakla birlikte, davacı şirketin söz konusu hizmetleri gerçekten satın aldığı vergi inceleme elemanı tarafından da kabul edildiğinden, belirtilen hizmet alımlarının maliyeti göz önünde bulundurulmaksızın söz konusu matrah kalemiyle ilgili hesaplamanın; satış hasılatının tamamına %5 karlılık oranı uygulanmak suretiyle yapılması hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyatın kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılattan kaynaklanan hüküm fıkrasının belirtilen bu husus gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
(213 S. K. m. 3, 134) (5520 S. K. m. 6) (193 S. K. m. 2)
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesince … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2011 ila 2014 yılları hesap ve işlemlerinin incelenmesi üzerine düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler doğrultusunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca, yapı denetim hizmeti ile birlikte proje, teknik müşavirlik, denetim ve mimarlık hizmetleri de verdiği, ancak bu satışlarına ilişkin satış faturası düzenlemediği ve fazladan amortisman gideri hesaplanması nedeniyle belirlenen matrahlar üzerinden 2012 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun atıfta bulunduğu vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası olduğu ve davacının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle tarhiyat kaldırılmıştır.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket tarafından … İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Mimarlık Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan toplam 1.154.590,67 TL tutarındaki fatura içeriği Proje, Teknik Müşavirlik, Denetim ve Mimarlık hizmetlerinin, muhtelif müşterilere %5 (… Odasından Proje, Teknik Müşavirlik, Denetim ve Mimarlık Hizmetleri veren firmalarda brüt karlılık oranı % 5 olarak bildirmiştir) kar ile satıldığı ve bu satışlar için fatura düzenlenmediğinin şirket yetkilisince beyan edildiği ve bu hususu içeren tutanağında ihtirazi kayıtsız olarak imzalandığı, dava dilekçesinde de bu konu ile ilgili bir itirazda bulunmadığı görüldüğünden, davacı şirketin belirtilen hizmet satışına ilişkin fatura düzenlemeyerek bir kısım gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığının sabit olduğu, davacı şirketin, 2012 hesap döneminde 770 Genel Yönetim Gideri hesabının Cari Dönem Amortisman Giderleri alt hesap kayıtlarında 10.654,48 TL tutarında amortisman giderini fazla hesapladığının tespit edildiği, şirket yetkilisince fazladan amortisman gideri kaydedildiğinin kabul edildiği ve dava dilekçesinde bu hususa ilişkin olarak da herhangi bir itirazda bulunmadığı görüldüğünden, tarhiyatın bu matrah kaleminden kaynaklanan kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusu kabul edilerek, Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra, dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Şirketlerinin daha önceden yapı denetim sözleşmesi yapmış olduğu firma ve şahıslara yapı denetim hizmet bedeli ile orantılı olarak sunulan teknik ön fizibilite, tasarım, teknik destek ve danışmanlık gibi hizmetlerinin yapı denetim hizmetleri kapsamında düzenlenen diğer faturalara yansıtılarak beyan edilmiş olduğu, ortada kayıt dışı bırakılan bir gelirden ya da fatura düzenlenmemesi gibi bir durumdan bahsedilemeyeceği, şirketin dışarıdan almak suretiyle eski müşterilerine sunduğu hizmetlere fatura düzenlenmesi durumunda mükerrer vergilendirmenin söz konusu olacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı hakkında düzenlenen raporlar uyarınca adına yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin, tarhiyatın, kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılattan kaynaklanan kısmı yönünden kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket tarafından, … İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Mimarlık Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan toplam 1.154.590,67 TL tutarındaki fatura içeriği Proje, Teknik Müşavirlik, Denetim ve Mimarlık hizmetlerinin muhtelif müşterilere %5 kar ile satıldığı ve bu satışlar için fatura düzenlenmediğinin şirket yetkilisi tarafından da doğrulanması sebebiyle vergi inceleme elemanınca sözü edilen tutarda hizmetin gerçekten alındığı, muhtelif müşterilere %5 kar ile satılarak söz konusu satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, ayrıca fazladan amortisman gideri hesaplanması nedeniyle belirlenen matrahlar üzerinden davacı adına 2012 yılı için bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi salındığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
………..
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, amortismandan kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Vergi Dava Dairesinin satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı yolundaki yargısı doğru olmakla birlikte, davacı şirketin söz konusu hizmetleri gerçekten satın aldığı vergi inceleme elemanı tarafından da kabul edildiğinden, belirtilen hizmet alımlarının maliyeti göz önünde bulundurulmaksızın söz konusu matrah kalemiyle ilgili hesaplamanın; satış hasılatının tamamına %5 karlılık oranı uygulanmak suretiyle yapılması hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyatın kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılattan kaynaklanan hüküm fıkrasının belirtilen bu husus gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
- Temyiz isteminin kısmen reddine,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, amortismandan kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
- Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4.Kararın; tarhiyatın, kayıt dışı hasılattan kaynaklanan hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5.Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 14.06.2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenen kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, kararın onanması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum. (¤¤)
3- DANIŞTAY 9. Daire
Esas Yıl/No: 2020/6196
Karar Yıl/No: 2021/3077
Karar tarihi: 20.05.2021
VERGİ ZİYAI CEZALI TAPU HARCININ KALDIRILMASI İSTEMİ – TAPU HARCINA ESAS ALINAN MATRAHIN GERÇEKTE OLANDAN DÜŞÜK BEYAN EDİLDİĞİ HUSUSUNUN SOMUT OLARAK ORTAYA KONULAMADIĞI – HÜKMÜN SONUÇLARINA ETKİLİ OLMAMAK ÜZERE KANUN YARARINA BOZULMASI
ÖZET: Tapu harcına esas alınan matrahın gerçekte olandan düşük beyan edildiği hususunun somut olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden, eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine yönelik Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
(2577 S. K. m. 51) (492 S. K. m. 57, 63, (4) SAYILI TARİFE) (213 S. K. m. 3)
İSTEMİN KONUSU: Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 tarih ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının kanun yararına temyizen incelenerek bozulması İstenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, satın aldığı taşınmazın iktisap bedelini eksik beyan ettiğine ilişkin düzenlenen tutanağa dayanılarak 2014 yılı için ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Kayseri Vergi Mahkemesince, davacının, Kayseri ili Kocasinan ilçesi Sümer Mahallesi 7240 Ada 3 Parselde kain gayrimenkulü, dava dışı … isimli kişiden, 2014 yılında, 70.000,00-TL bedel beyan ederek satın aldığı ve bu tutar üzerinden tapu harcını ödediği, bilahare Dağtekin Mak. Taah. San. Tic. Ltd. Şti’ne ait indirimli orana tabi işlemden kaynaklanan katma değer vergisi iade raporunun tetkikinden, firma tarafından satışı yapılan daireler için düzenlenen faturalar ile tapu kayıtlarındaki satış bedelleri arasında fark incelendiğinde, davacı adına fatura düzenlendiğinin tespit edildiği, söz konusu fatura tutarı, satışı gerçekleştirilen gayrimenkule ilişkin emlak değeri ve kredi tutarı dikkate alındığında, gayrimenkulün gerçek devir ve iktisap bedelinin 128.712,87-TL olduğu kabul edilerek, bu durumun 20/09/2019 tarihli tutanağa bağlandığı anlaşıldığından, aradaki matrah farkına isabet eden tapu harcında ve kesilen vergi ziyaı cezai cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, kesin olarak karar verilmiştir.
Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi hükmü uyarınca, Mahkeme kararının kanun yararına bozulması istenilmektedir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ: Davacı adına 2014 yılında satın alınan bir adet taşınmazın devir ve iktisap bedelinin noksan beyan edildiği iddiasıyla ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcına karşı açılan davayı reddeden Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 gün ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının yürürlükteki hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına temyiz edilmesi üzerine konu incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51’inci maddesinde, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunun 57’nci maddesinde, tapu kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 63’üncü maddesinde, bu Kanunda sözü edilen “kayıtlı değeri” veya “emlak vergisi değeri” deyiminin, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre genel beyan veya vergi değerini tadil eden nedenler dolayısıyla beyan edilecek emlak vergisi değerini ifade edeceği, tapu ve kadastro harcının vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanacağı, mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında vergi değerinin esas alınacağı düzenlenmiş,492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 63’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında ise, tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edileceği, bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezasının % 25 nispetinde uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
İncelenen dosyadan; Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2014 yılında gerçekleştirilen indirimli orana tabi konut teslimleri ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Yönetim Bilgi Sistemi üzerinde yapılan sorgulama sonucu Kayseri İli Kocasinan İlçesi Sümer Mahallesi 7240 Ada 3 nolu parselde kayıtlı taşınmazın gerçek devir ve iktisap bedelinin tespiti amacıyla incelemeye başlandığı, taşınmazın 2/3 hissesinin davacı tarafından …’dan satın alındığı, beyan edilen harç matrahının 70.000 TL olduğu, belediye emlak değeri, kredi ve ilgili adına düzenlenen fatura tutarı birlikte değerlendirilerek taşınmazın devir ve iktisap bedelinin 128.712,87 TL olarak re’sen tespit edildiği ve davacının payına düşen devir ve iktisap bedelinin 85.808,58 TL olduğu yolunda düzenlenen 20/09/2019 günlü tutanağa dayanılarak davacı adına 2014 yılı için ikmalen vergi ziyaı cezalı tapu harcı tarh edildiği anlaşılmaktadır.
Vergi mahkemesince, tarh edilen tapu harcına esas alınan devir ve iktisap bedelinin davalı idarece re’sen tespit edilerek düzenlenen 20/09/2019 tarihinde düzenlenen tutanağa bağlandığı ve Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin indirimli orana tabi işlemlerinden kaynaklanan katma değer vergisi iade raporunun incelendiği, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin araştırılmış ve tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlandığından, harcın matrahının noksan beyan edildiğinden söz edilebilmesi için vergi idaresince taşınmazın emlak vergisi değerinin araştırılması ve satıcısının … olduğu tutanağa bağlanan taşınmazın devri ile ilgili olarak Dağtekin Mak. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile davacı arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti somut olarak ortaya konulmak suretiyle devir ve iktisap bedelinin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmesi gerekirken, salt adı geçen şirketin düzenlediği faturalardan hareketle soyut ve genel ifadelerle belirlenen devir ve iktisap bedeli esas alınarak yapılan tarhiyatın noksan incelemeye dayandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle noksan incelemeye dayalı cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 gün ve E:2019/796, K:2020/356 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına temyiz edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı için kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE;
MADDİ OLAY:
Davacı adına, satın aldığı taşınmazın iktisap bedelini eksik beyan ettiğine ilişkin düzenlenen tutanağa dayanılarak 2014 yılı için ikmalen tarh edilen vergi ziyaı cezalı tapu harcının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen İncelenmesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
………..
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasının, yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceğini düzenlemiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumlarına ilişkin tespitler olabilir. Olayda ise davalı idarece, taşınmazı satan kişi nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, Dağtekin Mak, Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti, somut olarak ortaya konulmak suretiyle, devir ve iktisap bedelinin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmediği, taşınmazın emlak vergi değerine ve bu değerden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğine ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı görülmüştür.
Bu durumda, tapu harcına esas alınan matrahın gerçekte olandan düşük beyan edildiği hususunun somut olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden, eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine yönelik Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
- Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulüne,
- Kayseri Vergi Mahkemesinin 05/06/2020 tarih ve E:2019/796, K:2020/356 kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA,
- Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 20.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)