0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Yol Katılım Bedeli Dava Açma Süresi

danıştay kararı

Yol Katılım Bedeli Dava Açma Süresi

Danıştay Karar Özeti: Yersiz veya fazla hesaplanan yol katılım bedelinin iptali için idareye başvuru yapılması ve 60 gün içinde dava açılması halinde, süre aşımından dolayı dava reddedilemez.

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2022/236

Karar No : 2023/5840

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz için ödenen 216.072,48-TL stabilize yol teknik alt yapı bedelinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanlığı Yol ve Asfalt Şube Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile 216.072,48-TL’nin ödendiği tarihten itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 3194 sayılı Kanun’un 23. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan stabilize yol teknik altyapı bedelinin ilgilisinden talebi üzerine doğrudan doğruya ya da 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yapılan başvuru üzerine dava açılabileceği gibi, ödeme yapılması halinde ise eş zamanlı olarak veya müteakiben ihtirazi kayıt konularak dava açma süresi içerisinde dava açılabileceği, uyuşmazlıkta; yukarıda aktarılan yöntemlerden hiçbirine başvurulmadan, dava açma süreleri geçirildikten sonra dava açma süresini canlandırmayan 06/10/2020 tarihli başvurunun reddi üzerine açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı, nitekim; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21/05/2018 tarih ve E:2016/5307, K:2018/3404 sayılı kararıyla, ödenen stabilize teknik alt yapı bedelinin iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada, başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında olmadığı ve dava açma süresinin anılan Kanun’un 11. maddesine göre hesaplanması gerektiği yolunda verilen davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair ısrar kararının onandığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 3194 sayılı Kanun’un 23. maddesinde belirlenen şartların oluşmadığı, esasında tahsil edilen bedelin yol harcamalarına katılma payı olduğu ve uyuşmazlıkta vergi mahkemelerinin görevli olduğu, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın adil yargılanma hakkına engel teşkil ettiği, hak arama hürriyeti ve hukuk devleti ilkelerine de aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı tarafından, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen stabilize yol teknik altyapı bedeli olarak 216.072,48-TL 25/09/2017 tarihinde ödenmiştir.

Davacının, 23/07/2020 tarihinde davalı idareye yaptığı düzeltme talebi, davalı idarece zımnen reddedilmiş; 05/10/2020 tarihinde yaptığı şikayet başvurusu ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanlığı Yol ve Asfalt Şube Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmiştir.

Bunun üzerine 27/11/2020 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” hükmüne, “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin 3. fıkrasında ise, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı düzenleme altına alınmıştır.

Aynı Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinde ise, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği; ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerine karşı yargı merciine başvurulmasını belirli bir süreyle sınırlandıran ve idari yargıda hak düşürücü nitelikte olan dava açma süresinin, aynı zamanda Anayasa ile güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı ve hak arama hürriyetiyle de doğrudan ilişkili olması karşısında, anılan temel hak ve hürriyetlerin kullanımını sınırlandırıcı katılıkta yorumlanmaması gerektiği gibi usul hükümlerini etkisiz hale getirecek esneklikte de yorumlanmaması, her bir somut olayın oluşu ve özellikleri gözetilerek konunun ele alınması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Anayasa’nın 35. maddesinde, herkesin mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğu, bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği düzenlenmiş, aynı şekilde Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrasında yapılan değişiklikle iç hukukumuzun bir parçası haline gelen uluslararası sözleşmelerden birisi olan Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek Protokolün 1. maddesinde, her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı bulunduğu, herhangi bir kimsenin, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Dar anlamda mülkiyet hakkının kapsamını taşınır ve taşınmaz malların oluşturduğu söylenebilmekte ise de, terminolojik olarak aynı şekilde ifade edilen bu hakkın anayasa yargısındaki kapsamı daha geniş tutulmuş ve Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin muhtelif kararlarında benimsenen ilkelere göre, kişilerin mamelekinde mevcut olan, ekonomik değer taşıyan, parayla ölçülebilir ve üzerinde tasarruf edilebilir her türlü değerin mülkiyet hakkının kapsamına girdiği kabul edilmiştir. Bu anlamda, kişilerin sahip olduğu para ve likit varlıklar ile kazançlar da bu hak kapsamında yer aldığından, idarece tesis edilen işlemlere dayalı olarak söz konusu ekonomik değerlerin kaybından doğan uyuşmazlıkların yargısal denetiminde dava açma süresi, mülkiyet hakkı çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 10/04/2003 tarihli, E:2002/112, K:2003/33 sayılı ve 17/03/2011 tarihli, E:2009/58, K:2011/52 sayılı kararlarında, mülkiyet hakkının zaman ötesi niteliğe sahip olduğuna, bu hakkın zamanaşımına uğramamasının hukukun genel ilkelerinden birisi olduğuna vurgu yapılmıştır.

Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden birisi olan mülkiyet hakkının zaman ötesi niteliği göz önünde bulundurulduğunda, bu hakkın ihlal edildiğinden bahisle söz konusu ihlalin kaldırılmasına yönelik gerekli işlemlerin yapılması istemiyle ilgililer tarafından 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca her zaman idareye başvurulabileceğinin ve bu başvurunun reddedilmesi halinde aynı Kanun’un 7. maddesinde öngörülen 60 günlük yasal süresi içinde söz konusu işleme karşı dava açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.

Bu tespit ve açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davalı idareye yapılan başvurunun özü itibariyle hukuki niteliğinin, süregelen mülkiyet hakkı ihlalinin kaldırılmasına yönelik gerekli işlemlerin yapılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali istemiyle 60 günlük yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılan davada süre aşımı bulunmadığından, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın süreaşımı yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 12/06/2023 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

fatih aras

Diğer Makaleler

Cevap Yazın

Call Now Button