T.C. DANIŞTAY 6. Daire
Esas No: 2008/1940
Karar No: 2010/2085
Karar Tarihi: 03.03.2010
İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ – MÜTEAHHİDİN SİGORTA PRİMİ BORCU BULUNDUĞUNDAN BAHİSLE YAPI KULLANMA İZNİ BELGESİ (İSKAN) VERİLMEMESİNDE HUKUKA UYGUNLUK BULUNMADIĞI – İDARE MAHKEMESİ KARARINDA SONUCU İTİBARİYLE HUKUKA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ – HÜKMÜN ONANMASI
ÖZET: Dava devam ederken belirtilen yasal düzenlemenin yapılmış olması ve bu düzenlemenin de davacı lehine hükümler içermesi nedeniyle yargılamanın davacı lehine hükümler içeren bu düzenleme dikkate alınmak suretiyle yapılması gerekmektedir. Bu durumda, 3194 sayılı Kanun’un 28.maddesi hükmü uyarınca yapının müteahhidi olmayan davacıya, müteahhidin sigorta primi borcu bulunduğundan bahisle yapı kullanma izni belgesi verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, dava konusu işlemin iptaline yönelik İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir. Dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Manisa İdare Mahkemesinin … günlü…sayılı kararının belirtilen gerekçeyle onanmasına karar verilmiştir.
(3194 S. K. m. 28, 30) (506 S. K. m. 83)
İstemin Özeti: Manisa İdare Mahkemesinin 14.12.2007 günlü, E:2007/1650, K:2007/2432 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İbrahim Arslan’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Leyla Kodakoğlu ‘nun Düşüncesi: Dava, davacıya ait apartman dairesi için yapı kullanma izin belgesi verilmemesine ilişkin belediye başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu yerdeki inşaat nedeniyle sigorta primi ödemekle yükümlü olan kişiden ilişiksiz belgesi istenilebileceği, davacının sigorta mükellefi olmadığı, borçlu ve yükümlü olmayan davacıya yapı kullanma izni verilmemesinin mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 30. maddesinde yapının tamamen bitmesi veya kısmen tamamlanması halinde bu kısımların ruhsat ve eklerine uygun olması ve kullanılmasında teknik bakımdan sakınca bulunmaması koşullarının gerçekleşmesi halinde yapı kullanma izninin verilmesinin zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
6.7.2004 günlü, 25514 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5198 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 83. maddesinin sonuna eklenen fıkrada, Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan kuralların birlikte değerlendirilmesinden, ilgililer tarafından yapı kullanma izni verilmesi yolunda yapılan başvuruya SSK prim borcu olmadığını gösterir belgenin eklenmesinin de yasal zorunluluk haline getirildiği anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, kullanma izni “yapı” için verildiğinden, asıl olan yapıdır ve SSK prim borcu olmadığını gösterir belgenin de bu yapıya ilişkin olarak düzenlenmesi gerekir.
Bu bağlamda, yapı kullanma izni başvurusunun hangi kişi tarafından yapıldığına bakılmaksızın, bu yapıya ilişkin SSK prim borcu bulunmadığına dair belgenin noksan olduğu gerekçesiyle tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine yönelik 01.08.2007 günlü, 3547 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacının taşınmazına yapı kullanma izin belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun SSK prim borcu bulunmadığına dair belgenin ibraz edilmemesi gerekçe gösterilerek reddedildiği anlaşıldığından, 506 sayılı Kanun’un 83.maddesinin son fıkrası uyarınca ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından ancak, bina inşaatı sahibinden, Kuruma borcunun bulunmadığına dair belge istenebileceği, iskan ruhsatı talep eden kişinin ruhsat talep ettiği bina inşaatından ötürü sigorta mükellefi olmadığının belirlenmesi halinde, Kurumdan prim borcunun olmadığına dair belge getirmesinin istenemeyeceği sonucuna varıldığından, sigorta yükümlüsü ve borçlusu olmadığı anlaşılan davacının, iskan ruhsatı talebinin reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Kanunla değişik 28.maddesinde “Fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mühendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili idare elemanlarının birlikte düzenlendiği tespit tutanağı ile tamamlandığı belirlenen, ancak, yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarının ve diğer sorumluluklarının gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri tamamlanmayan yapılar için, yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece durum tespit edilerek yapı kullanma izin belgesi verilir. Bu belgenin bir örneği, ilgili kurumlara ve ilgililerin kayıtlarına işlenmek ve değerlendirmek üzere ilgili meslek odalarına ve Bakanlığa gönderilir” hükmüne yer verilmiştir.
Dava devam ederken yukarıda belirtilen yasal düzenlemenin yapılmış olması ve bu düzenlemenin de davacı lehine hükümler içermesi nedeniyle yargılamanın davacı lehine hükümler içeren bu düzenleme dikkate alınmak suretiyle yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, 3194 sayılı Kanun’un 28.maddesi hükmü uyarınca yapının müteahhidi olmayan davacıya, müteahhidin sigorta primi borcu bulunduğundan bahisle yapı kullanma izni belgesi (iskan) verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, dava konusu işlemin iptaline yönelik İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Manisa İdare Mahkemesinin 14.12.2007 günlü, E:2007/1650, K:2007/2432 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 03.03.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 83. maddesine 06.7.2004 günlü, 25514 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5198 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 2. fıkrasıyla eklenen son fıkrada; Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciiler tarafından, yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesinin zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından yapı kullanma izin belgesi verilmesi istemiyle idareye 1.8.2007 tarihinde yapılan başvurunun, yapıya yönelik olarak Sosyal Sigortalar Kurumu’na borcu olmadığına dair belge istenilmesi nedeniyle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, ancak yukarıda yer alan yasal düzenleme uyarınca belirlenen eksikliğin giderilmediği, ayrıca 3194 sayılı Kanun’un 28.maddesinde 9.12.2009 tarihinde yapılan değişiklikle geçmişe dönük uygulama yapılacağına ilişkin bir hüküm de getirilmediği gibi lehe olan hükmün bu nevi uyuşmazlıklarda da uygulanma olanağı bulunmadığından, İdare Mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk görüşüne katılmıyorum. (¤¤)