T.C. DANIŞTAY 7. Daire
Esas No: 2016/2936
Karar No: 2021/659
Karar Tarihi: 02.02.2021
DANIŞTAY KARARI
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yeminli mali müşavir olan davacı adına, … hakkında üretim tasdik raporları düzenlemek suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle, 2009 yılının Kasım, 2010 yılının Ocak dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 2010 yılına ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacının yeminli mali müşavirlik sıfatından ötürü sorumluluğuna gidilmesine sebep olan üretim tasdik raporlarını düzenlediği asıl borçlu mükellef hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda yer alan, katkı maddesi kullanılmaksızın solvent türü (white spiritten) tiner üretilmesinin mümkün olmadığı, alınan solventin ve baz yağların doğrudan piyasaya satıldığı, tiner üretiminin gerçekleştiği aylar ve üretilen tiner miktarları ile kapasite raporundan tespit edilen aylık ortalama üretim miktarları dikkate alındığında belirtilen üretim miktarına ulaşılmasının mümkün olmadığı yolundaki tespitlerin yeminli mali müşavir olan davacı bakımından müteselsil sorumluluğu gerektirir nitelikte olmadığı; kapasite raporundaki veriler yorumlanıp aylık ortalama üretim tutarları belirlenirken matematiksel hesaplamalardan hareket edildiği, fiili durumun gerçekte ne olabileceği hakkında ilgili meslek odaları ile bu konularda uzmanlaşmış kişilerin görüşlerine başvurulmadığı, asıl mükellefin alışları hakkında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, kapasite raporu ile belli bir üretim kapasitesine sahip olunduğunun ortaya konulduğu, uyuşmazlık konusu dönem için herhangi bir üretimde bulunulmadığı yönünde geçerli bir tespitin bulunmadığı ve bir kısım yardımcı madde alışı yapılan mükellefler ile bir kısım satış yapılan mükellefler hakkındaki tespitlerin herhangi bir mal hareketi olmadığını gösterir mahiyette olmadığı, bu itibarla hangi mükelleflerden gerçekte mal alındığı ve hangi mükelleflere gerçekte tiner veya yağlama müstahzarları satıldığının net olarak ortaya konulmadığı anlaşıldığından, asıl borçlu adına tarh edilen vergi ve kesilen cezalardan ötürü davacının müteselsil sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin dava konusu edilen kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : 30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği’nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın, yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlandığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Yeminli mali müşavir olan davacının, … hakkında üretim tasdik raporları düzenlemek suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle, 2009 yılının Kasım, 2010 yılının Ocak dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen 04/11/2013 tarih ve 1 sayılı ödeme emrinin 2010 yılına ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde, Maliye Bakanlığının, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; aynı maddede, beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12. maddesinin 1. fıkrasında yeminli mali müşavirlerin, gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik edecekleri; 2. fıkrasında tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esasların; gerçek ve tüzel kişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciiler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği; 4. fıkrasında ise yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu oldukları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, yaptıkları tasdikin kapsamını düzenleyecekleri raporda açıkça belirtecekleri hüküm altına alınmıştır.
3568 sayılı Kanun’un 12. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasında, tasdik işlemi yapılırken aranacak asgari bilgi, şekil şartları ile tasdike ilişkin diğer usul ve esasların Bakanlıkça çıkartılacak tebliğlerle belirleneceği, yukarıda belirtilen konuların ve belgelerin tasdikine ilişkin olarak Bakanlıkça tebliğ çıkartılmadıkça, yeminli mali müşavirlerin bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik işlemi yapamayacakları; 8. maddesinde yeminli mali müşavirlerin, tasdik konuları ile ilgili olarak karşıt incelemeler yapabilecekleri; 20. maddesinin 2. fıkrasında ise inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun “Tam Teselsül” hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Mezkur Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasıyla verilen yetkiye dayanarak çıkarılan ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin yeminli mali müşavirlerce tasdikine ilişkin usul ve esasların belirlendiği 30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği’nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde ise sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın, yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler birlikte incelendiğinde; yeminli mali müşavir olan davacının vergilerin ödenmesinden asıl borçlu şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun iddia edilmesi halinde, vergi ve cezaların ait oldukları dönem itibarıyla davacının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğünce işlem tesisi olanaklı olup, asıl mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünce ödeme emri düzenlenmesinde açıklanan mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığından, ödeme emrinin dava konusu edilen kısmını iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.