0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Limited Şirket Müdürünün Azli

Giriş

Limited şirketin yöneticileri, Kanun ve şirket sözleşmesi gereğince taşıdıkları yükümlülükleri kusurlarıyla ihlal etmeleri durumunda, bu ihlalin neden olduğu zarardan sorumlu tutulurlar. Bu sorumluluk, şirketin yanı sıra ortaklar ve alacaklılar açısından da geçerlidir. Yöneticilerin sorumlu tutulabilmesi için zararın meydana gelmiş olması ve bu zarara kusurlarıyla sebep olunmuş olması gereklidir. Hüküm, doğrudan zarara neden olan durumları kapsarken, aynı zamanda dolaylı etkileri de kapsar. Türk Ticaret Kanunu (TTK), hukuki sorumluluğa ilişkin genel düzenlemelerin yanı sıra, birden fazla kişinin neden olduğu zararın tazminine yönelik olarak mutlak teselsül anlayışından vazgeçerek, farklılaştırılmış teselsül ilkesini benimsemiştir.

Pratikte, şirket ortakları ile yöneticiler arasında çeşitli anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir. Bu durum, genellikle yönetici pozisyonundaki kişinin, aile şirketi bile olsa, diğer ortakları bilgilendirmeden tek başına şirketi yönetme arzusu veya yöneticilerin kasti, ihmal veya basiretsizlikleri nedeniyle şirketi kötü yönetmeleri gibi faktörlerle tetiklenebilir. Bu tür durumlar nedeniyle diğer ortaklar, yöneticilerin görevden alınmasını veya yetkilerinin kısıtlanmasını talep edebilir.

Bu çalışmada, limited şirket müdürlerinin haklı sebeplerle azledilmesinden sonra şirket müdürünün azli davasının kime karşı açılması gerektiği konusu ele alınacaktır.

Limited Şirket Müdürünün Azli

Türk Ticaret Kanunu’na göre, limited şirket müdürlerini azletme (görevden alma) yetkisi genel olarak şirket genel kuruluna aittir. TTK’nın 630. maddesine göre, limited şirket genel kurulu, müdürü veya müdürleri görevden alabilir ve yönetim hakkını ile temsil yetkisini sınırlayabilir. Bu yetki, müdürün ortak olup olmamasına bakılmaksızın her zaman kullanılabilir.

TTK’nın 620. maddesine göre, Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği sürece, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır. Bu nedenle, şirket sözleşmesinde aksine bir düzenleme olmadığı sürece, limited şirket genel kurulu, müdürün görevden alınması konusunu toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla kararlaştırabilir.

Ancak genel kurulca müdürün azli her zaman mümkün olmayabilir. Örneğin, görevden alınmak istenen müdürün şirketin çoğunluk hissesine sahip olması durumunda, müdür dışındaki ortaklar yeterli çoğunluğu sağlayamayacağından, genel kurulun gündemine gelen şirket müdürünün azli reddedilebilir. Yasa koyucu, bu gibi durumları göz önünde bulundurarak, genel kurulun müdürleri görevden almaması veya yönetim hakkını sınırlamaması durumlarında şirket ortaklarına mahkemeye başvuru hakkı tanımıştır. TTK’nın 630/f.2 hükmü uyarınca, limited şirket ortakları, haklı sebepler varsa, şirket müdürlerinin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Haklı sebepler, TTK’nın 630. maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanmıştır ve yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi durumlarını içerir. Davacı ortağın, müdürün azlini veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebepleri ispat etmesi gerekmektedir.

Şirket Müdürünün Azli Davası Nasıl Açılır?

Limited şirketler hukuku bağlamında, haklı sebeple şirket müdürünün azli davası, müdürler aleyhine hangi taraf veya taraflara karşı açılmalıdır sorusu önem taşımaktadır. Uygulamada, genellikle ilk derece mahkemelerinin, doğru hasımın belirtilmediği gerekçesiyle davaları usulden reddettiği ve bu nedenle dava şartının eksik olduğu durumları görmekteyiz.

Örnek olarak, somut bir olayda, müdürün azlinin talep edildiği dava dosyasında, “şirketin ve ortaklarının zararına sebep olduğu, yasadan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülükleri ihlal ettiği, yönetim yetkisini kötüye kullandığı, eşit işlem borcuna aykırı davrandığı, bilgi edinme hakkını engellediği, ortaklar kurulu toplantısının uzun süre yapılmadığı, kâr payı ödenmediği, başka bir şirket kurduğu ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiği” iddialarıyla müdürün azli talep edilmiştir.

Mahkeme, müdürün görevden alınması için haklı bir neden bulunduğuna karar vermiş ancak davanın usulden reddine, çünkü müdürlükten azil istenen şirketin davalı olarak gösterilmediği gerekçesiyle karar vermiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, “şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerektiği ve ayrıca limited şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığı” görüşünü benimseyerek, mahkemenin davanın esasına girmesi ve sonuca göre karar vermesi gerektiğini belirtmiştir.

Benzer şekilde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin diğer kararlarında da, “haklı sebeple şirket müdürünün azli davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir” denilerek, ayrıca şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığı ve bu nedenle davalı şirket aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğu vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bu görüşleri, haklı sebeple azil davalarında davalı olarak şirketin ayrıca dava edilmesinin zorunlu olmadığını ve husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesinin yeterli olduğunu ortaya koymaktadır.

Sonuç

Limited şirket müdürlerini azletme yetkisi genel olarak şirket genel kuruluna tanınmıştır ve şirket sözleşmesinde aksi bir düzenleme bulunmadığı sürece, genel kurul müdürün veya müdürlerin görevden alınmalarını salt çoğunluk ile kararlaştırabilir. Limited şirket ortakları ise, haklı sebeplerin varlığında, mahkemeden şirket müdürlerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını talep edebilirler. Haklı sebepler, müdürün özen ve bağlılık yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi durumlarını içerir.

Uygulamada, ilk derece mahkemeleri tarafından sıkça, dava açılan müdürün yanı sıra şirketin de davalı olarak gösterilmesi gerektiği iddiasıyla azil davalarının usulden reddine karar verilmektedir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli davalarında sadece azli istenen müdürün davalı olarak gösterilmesinin yeterli olduğunu ve ayrıca şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığını vurgulamıştır.

Sonuç olarak, limited şirket ortakları tarafından açılan haklı sebeple şirket müdürünün azli davalarında, dava sadece azli istenen müdür veya müdürlere karşı açılabilir. Ancak dava açan ortakların, şirket müdürünün azlini gerektiren haklı sebepleri ispat etmeleri önemlidir. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, şirket ortaklarına şirket müdürünün azli davalarında daha net bir yol göstermektedir.

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button