0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

VUK Madde 31 – Takdir Kararı

vergi hukuku avukatı

Vergi Usul Kanunu (VUK Madde 31) – Takdir kararı:

Takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmı takdir kararına bağlanır.

Takdir kararları komisyonun başkan ve üyeleri tarafından imzalanır.

Takdir kararlarında aşağıda yazılı malumat bulunur;
1. Kararın sıra numarası;
2. Kararın tarihi;
3. Mükellefin soyadı ve adı (Tüzel kişilerde unvanı);
4. Mükellefin açık adresi;
5. Takdirin ilgili bulunduğu vergi;
6. Takdirin ilgili bulunduğu vergilendirme dönemi;
7. Takdir edilen matrah;
8. Takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat.

VUK

VUK Madde 31 – Takdir kararı ile ilgili Danıştay Kararları: 

Karar 1: 

DANIŞTAY
. Vergi Dava Daireleri Kurulu

Esas Yıl/No: 2023/1

Karar Yıl/No: 2023/3

Karar tarihi: 24.05.2023

AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ – ARSA VE ARAZİLERİN ASGARİ ÖLÇÜDE METREKARE BİRİM DEĞERİNİN TESPİTİNE İLİŞKİN TAKDİR KOMİSYONU KARARI – BİRİM DEĞERİN YÜKSEK OLDUĞU SONUCUNA VARILMASI HALİNDE DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Aykırılığın, emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere arsa ve arazilerin asgari ölçüde metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararına karşı açılan davada, mahkemece takdir komisyonunca tespit edilen asgari ölçüde metrekare birim değerinin yüksek olduğu sonucuna varılması halinde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi gerektiği yönünde giderilmesine karar verilmiştir.

(2709 S. K. m. 125) (2576 S. K. m. 3/C) (2577 S. K. m. 2, 20) (213 S. K. m. 49, 74)

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNDE BULUNAN: İstanbul Bölge idare Mahkemesi Başkanlar Kurulu

II- İSTEMİN ÖZETİ: İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 28/09/2022 tarih ve E:2022/1636, K:2022/1794 sayılı kararı ile İstanbul Bölge idare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin 01/12/2022 tarih ve E:2022/4183, K:2022/2152 sayılı kararı arasındaki aykırılığın, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, idare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca giderilmesi, İstanbul Bölge idare Mahkemesi Başkanının bu yöndeki talebini uygun gören İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 06/03/2023 tarih ve E:2023/20, K:2023/20 sayılı kararıyla istenmiştir.

III- MADDİ OLAY:

Bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle ilgili kararlara konu uyuşmazlıklarda, davacılar tarafından, emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere asgari arsa metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararlarının, tespit edilen arsa metrekare birim değerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle dava açılmıştır.

Aykırılığın giderilmesi istemi, emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere arsa ve arazilerin asgari ölçüde metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararına karşı açılan davada, mahkemece takdir komisyonunca tespit edilen asgari ölçüde metrekare birim değerinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılması halinde takdir komisyonu kararının tamamının İptaline mi karar verilmesi gerektiği yoksa davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine mi karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

IV- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI:

A- İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin E:2022/1636 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:

Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, maliki olduğu taşınmazın bulunduğu bölgenin emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere asgari arsa metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 25/03/2022 tarih ve E:2021/915, K:2022/323 sayılı kararı:

Takdir komisyonunca tespit edilen asgari arsa metrekare birim değerinin uygun olup olmadığı hususunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, günümüz itibarıyla uyuşmazlık konusu bölgenin asgari arsa metrekare rayiç değerinin 8.000,00 TL olduğu sonucuna varıldığından dava konusu takdir komisyonu kararı ile asgari arsa metrekare birim değerinin 10.500,00 TL olarak belirlenmesinin uygun olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

Söz konusu bilirkişi raporu davanın görüm ve çözümü için uygun ve yeterli görülmüş olup rapora taraflarca itiraz edilmişse de yapılan itirazlar bilirkişi raporunu kusurlandırıcı mahiyette görülmemiştir.

Bu durumda, dava konusu işlemle arsa metrekare birim değerinin 10.500,00 TL olarak belirlendiği dikkate alındığında takdir komisyonu kararının 8.000,00 TL’ye isabet eden kısmında (bu tutar dahil) hukuka aykırılık, bu tutarı aşan kısmında ise hukuka uygunluk görülmemiştir.

Mahkeme, bu gerekçeyle takdir komisyonu kararının 8.000,00 TL’ye isabet eden kısmı (bu tutar dahil) yönünden davayı reddetmiş, bu tutan aşan kısmını iptal etmiştir.

Tarafların istinaf istemini inceleyen İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 28/09/2022 tarih veE:2022/1636, K:2022/1794 sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu edilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf istemlerini reddetmiştir.

B- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin E:2022/4183 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:

Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, maliki olduğu taşınmazın bulunduğu bölgenin emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere asgari arsa metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 7. Vergi Mahkemesinin 13/04/2022 tarih ve E:2021/2069, K:2022/1022 sayılı kararı:

Davaya konu takdir komisyonu kararı İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin E:2021/2444 sayılı dosyasında da dava konusu yapılmış olup bu dosyada mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan keşif sonrası bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, uyuşmazlık konusu bölge için arsa metrekare birim değerinin 14.403,88 TL olması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

Bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümü için gerekli teknik bilgileri içerdiği ve mevzuatta öngörülen esas ve kriterlerin dikkate alınarak hazırlandığı anlaşıldığından bu rapor hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmuş olup davalının itirazı isabetli görülmemiştir.

Bu durumda, dava konusu takdir komisyonu kararı ile 17,000 TL olarak belirlenen arsa metrekare birim değerinin 14403,88 TL’lik kısmında hukuka aykırılık, bu tutarı aşan kısmında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Mahkeme, bu gerekçeyle takdir komisyonu kararının 14403,88 TL’ye isabet eden kısmı yönünden davayı reddetmiş, bu tutarı aşan kısmını iptal etmiştir.

Tarafların istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin 01/12/2022 tarih ve E;2022/4183, K:2022/2152 sayılı kararı:

Davacı tarafından, takdir komisyonunca belirlenen asgari arsa metrekare birim değerinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir, Dava konusu takdir komisyonu kararı bu yönüyle bölünebilir bir işlem niteliğinde bulunmamaktadır. Davacı tarafından da taşınmazın herhangi bir değerinin olmadığı veya belirli bir değerin üzerindeki kısmın fazla olduğu iddia edilmemiştir. Zira taşınmazın her halükarda bir değeri bulunmaktadır.

Takdir komisyonunca yapılan asgari metrekare birim değer tespitinin iptali istemiyle açılan davada, mahkemece işlemin iptaline karar verilmesi halinde idarece mahkeme kararı doğrultusunda yeniden asgari metrekare birim değer takdiri yapılması gerekmektedir. Mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen değer esas alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi, değerin doğrudan mahkeme tarafından tespiti anlamına gelecektir. Bu husus aynı zamanda davacının hukuka aykırılık iddiası ile açtığı davada her hâlükârda baştan kısmen haksız olduğu gibi bir sonuca da yol açacaktır.

Bu hususlar dikkate alındığında, mahkemece birim değer tespitinin fazla olduğu/hukuka aykırı olduğu sonucuna varılması halinde takdir komisyonu kararının iptaline, birim değer tespitinin fazla olmadığı ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle olayda, ilk derece mahkemesi kararına esas olan bilirkişi raporu ile belirlenen değerin takdir edilen değerin altında olduğu ve davacının hukuka aykırılık iddiasının yerinde olduğu anlaşıldığından dava konusu takdir komisyonu kararının iptaline karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle davacının istinaf istemini kabul ederek mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasını kaldırdıktan sonra takdir komisyonu kararının 14403,88 TL’ye isabet eden kısmını iptal etmiş; davalının istinaf istemini ise reddetmiştir.

danıştay

V- İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNUN GÖRÜŞÜ:

Takdir komisyonlarının asgari metrekare birim değer tespitine ilişkin kararları, genel ve objektif nitelikte düzenleyici idari işlemlerdir. Bu işlemlere karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi gereğince, menfaati ihlal edilen farklı kişilerce iptal davası açılabilmesi, bu işlemleri bireysel idari işlem haline getirmeyecektir.

Aynı uyuşmazlık için birden fazla yargılama yapılamayacağı hukukun genel ilkelerindendir. Takdir komisyonunun aynı yere ilişkin asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin kararına karşı farklı kişiler tarafından birden fazla dava açılması halinde, “aynı uyuşmazlık için yeniden yargılama yapılamayacağı ilkesi” gereğince, uyuşmazlığın hukuka uygunluk denetiminin ilk kez yapıldığı davadan sonra aynı uyuşmazlığa ilişkin olarak açılan başka bir davada, yeniden hukuka uygunluk denetimi (delillerin toplanması, taraflara tebliği, değerlendirilmesi vs.) yapılamayacaktır. Çünkü aynı uyuşmazlık için birden fazla yargılama yapılması usul ekonomisine aykırı olduğu gibi aynı uyuşmazlık hakkında verilen birden fazla kararın çelişkili olması halinde hukuki güvenlik ilkesi zedelenecektir. Takdir komisyonlarının asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin kararlarının genel düzenleyici işlem olması nedeniyle davacıların farklı kişiler olması bu sonucu değiştirmeyecektir.

Diğer yandan takdir komisyonlarının asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin kararlarına karşı açılan davalarda, davacılar tarafından, takdir komisyonunca belirlenen asgari ölçüde birim değerin hukuka aykırı olduğu iddia edilmekte olup belirli bir değerin üzerindeki kısmın fazla olduğu iddia edilmemektedir. Dava konusu edilen takdir komisyonu kararları bu yönüyle bölünebilir bir işlem niteliğinde bulunmamaktadır. Davacılar tarafından taşınmazın herhangi bir değerinin olmadığı da iddia edilmemiştir. Zira taşınmazın her halükarda bir değeri bulunmaktadır.

Bu nedenle, takdir komisyonlarının asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin kararlarının iptali istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonucunda, takdir komisyonunca tespit edilen asgari ölçüde birim değerin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılması halinde mahkemece işlemin bir bütün olarak iptaline karar verilmesi gerekecektir. Mahkemece verilen iptal kararı sonrasında idarece mahkeme kararı doğrultusunda yeniden asgari ölçüde birim değer takdiri yapılması gerekecektir.

Yargılama sırasında, bilirkişi raporu ile tespit edilen değer esas alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine kararı verilmesi, birim değerin doğrudan mahkeme tarafından tespit edilmesi ve davacının hukuka aykırılık iddiası ile açtığı davada her hâlükârda baştan kısmen haksız olması sonucuna yol açacaktır.

Bu hususlar dikkate alındığında, mahkemece, tespit edilen birim değerin fazla olduğu/hukuka aykırı olduğu sonucuna varılması halinde dava konusu işlemin iptaline, birim değerin fazla olmadığı ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Başkanlar Kurulu, bu gerekçeyle aykırılığın, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 01/12/2022 tarih ve E:2022/4183, K: 2022/2152 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi yönünde görüş bildirilmesine, oyçokluğuyla karar vermiştir.

VI- İLGİLİ MEVZUAT:

A- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinin dördüncü fıkrası:

“Yargı yetkisi, İdari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.”

B- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (2) numaralı fıkrası:

İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.”

C- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı:

“Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar…”

D- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Emlak vergisine alt bedel ve değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi” başlıklı mükerrer 49. maddesinin ilgili kısmı:

“…

b) Takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine İlişkin dört yılda bir yapacakları takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin (Emlâk Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre yapılacak takdirler dahil) yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce karara bağlanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere İmza karşılığında verilir.

Büyükşehir belediyesi bulunan illerde takdir komisyonu kararları, vali veya vekalet vereceği memurun başkanlığında, defterdar veya vekalet vereceği memur, vali tarafından görevlendirilecek tapu sicil müdürü ile ticaret odası, serbest muhasebeci mali müşavirler odası ve esnaf ve sanatkârlar odaları birliğince görevlendirilecek birer üyeden oluşan merkez komisyonuna imza karşılığında verilir. Merkez komisyonu kendilerine tebliğ edilen kararları onbeş gün içinde inceler ve inceleme sonucu belirlenen değerlen ilgili takdir komisyonuna geri gönderir. Merkez komisyonunca farklı değer belirlenmesi halinde bu değerler ilgili takdir komisyonlarınca yeniden takdir yapılmak suretiyle dikkate alınır.

(İptal edilen birinci cümle: Anayasa Mahkemesinin 31/5/20.12 tarihli ve E:2011/38, K:2012/89 sayılı kararıyla) (…) Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine onbeş gün içinde Danıştaya başvurulabilir.

…”

E- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Komisyonların görevleri” başlıklı 74. maddesinin ilgili kısmı;

“…

b) 72 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köyün cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeleri (Turistik bölgelerde değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parsel) itibariyle asgari ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir.

c) 72 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca her il veya ilçe için arazinin cinsi (Kıraç, taban ve sulak) itibariyle asgari ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir.

…”

VII- HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Takdir komisyonu kararı, emlak vergisi yergi değerine esas olmak üzere “arsa ve arazinin asgari ölçüde metrekare birim değeri”nin parasal olarak belirlendiği bir idari işlemdir. Başka anlatımla, takdir komisyonu kararıyla bir metrekare arsa veya arazinin “parasal değerdi saptanır. Buna göre, takdir komisyonu kararının konusu -içeriği- itibarıyla “bölünebilir” niteliktedir. Dolayısıyla, örneğin mükellefiyet tesisi işleminde olduğu gibi “bölünemez” içerikte bir işlem olarak değerlendirilemez. Bu nedenle, ilgililerince kısmen dava konusu edilebileceği gibi yargı mercilerince de kısmen iptaline karar verilebilir.

Nitekim, bölge İdare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle ilgili kararlara konu uyuşmazlıklarda, takdir komisyonu kararına karşı anılan kararlara konu değerin olması gerekenden fazla olarak tespit edildiği ve dolayısıyla anılan kararların hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açılmış olup istem sonucu takdir komisyonu kararının tümünün iptaline yönelse de, aslında takdir komisyonu kararıyla belirlenen metrekare birim değerinin bir kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı davacılar tarafından zımnen de olsa kabul edilmektedir. Bu noktada, yargı merciine düşen, re’sen araştırma ilkesi kapsamında, takdir komisyonunca belirlenen metrekare birim değerinin ne ölçüde hukuka uygun olduğunu araştırarak hukuka aykırı kısmın iptaline karar vermektir. Aksinin kabulüyle takdir komisyonu kararının tümünün iptaline karar verilmesi “taleple bağlılık ilkesine bağdaşmayacaktır.

Öte yandan, bu tür davalarda takdir komisyonu kararının kısmen iptaline karar verilmesinin, idari işlem niteliğinde yargı kararı verildiği veya takdir komisyonuna tanınan metrekare birim değerini belirleme yetkisinin yargı merciince kullanıldığı ya da yargı mercileri tarafından yerindelik denetimi yapıldığı şeklinde değerlendirilmesi ise mümkün değildir. Çünkü, yargı merciinin ilk elden metrekare birim değerini belirlediği, böylece âdeta takdir komisyonunun yerine geçerek doğrudan bir idari işlem tesis ettiği söylenemez. Yargı merciince yapılan, esasen, takdir komisyonunca belirlenmiş metrekare birim değerinin, çeşitli bilimsel verileri de (değeri tespit edilen bölgenin imar ve altyapı durumu, iş merkezlerine uzaklığı, ulaşım imkanları vs.) dikkate alarak ve yargı merci gözetiminde icra edilen keşif ve bilirkişi incelemelerinin sonuçlarından yararlanarak hukuka uygunluğunu denetlemekten ibarettir. Bu nedenle, yargı merciinin takdir komisyonuna tanınan metrekare birim değerini belirleme yetkisini sınırladığı veya ortadan kaldırdığı değil, ancak bu yetkinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığını incelediği düşünülebilir ki, bunun da yerindelik denetimi anlamına gelmeyip hukukilik denetiminin sınırları içinde kaldığında şüphe bulunmamaktadır.

VIII- SONUÇ:

Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle aykırılığın, emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere arsa ve arazilerin asgari ölçüde metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararına karşı açılan davada, mahkemece takdir komisyonunca tespit edilen asgari ölçüde metrekare birim değerinin yüksek olduğu sonucuna varılması halinde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi gerektiği yönünde giderilmesine, 24.05.2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.X- KARŞI OY

Emlak vergisi vergi değerine esas alınacak arsa ve arazilerin asgari ölçüde metrekare birim değerini belirlemek takdir komisyonunun yetkisindedir. Bu yetki, hukuka uygun kullanılmak şartıyla, takdir komisyonuna metrekare birim değerini serbestçe belirleme imkanı verir. Bu nedenle, takdir komisyonu kararıyla belirlenen metrekare birim değerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek takdir komisyonu kararının tamamen iptali istemiyle açılan davalarda, metrekare birim değerinin kısmen hukuka aykırı olduğu tespit edilse bile, takdir komisyonu kararının tümünün iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Böylece, takdir komisyonunca, mahkeme kararındaki tespitler de dikkate alınarak metrekare birim değeri yeniden belirlenebilecektir. Aksinin kabulüyle takdir komisyonu kararının kısmen iptaline karar verilmesi durumunda ise, takdir komisyonunun yargı kararı üzerine hukuka uygun şekilde olsa bile metrekare birim değerini belirleme imkanı kalmayacaktır. Bu da metrekare birim değerini belirleme konusunda takdir komisyonuna tanınan yetkinin sınırlanması anlamına gelecektir.

Öte yandan, bu tür davalarda takdir komisyonu kararının kısmen iptaline karar verilmesi, davacının hukuka aykırılık iddiasını kanıtlamasına rağmen her durumda kısmen de olsa haksız çıkması sonucunu doğuracaktır. Bunun da, davanın kısmen reddi üzerine davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilecek olması karşısında, hak arama hürriyetini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle aykırılığın, emlak vergisi vergi değerine esas olmak üzere arsa ve arazilerin asgari ölçüde metrekare birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararına karşı açılan davada, mahkemece takdir komisyonunca tespit edilen asgari ölçüde metrekare birim değerinin yüksek olduğu sonucuna varılması halinde takdir komisyonu kararının tamamının iptal edilmesi gerektiği yönünde giderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz. (¤¤)

Karar 2: 

T.C.

D A N I Ş T A Y

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2019/2955

Karar No : 2023/461

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Dekorasyon İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti.

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına 2011/9,11,12. dönemleri için resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının … Yapı İnşaat Metal Elektrik ve Yapı Kimyasalları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’den mal veya hizmet satın aldığının tespit edildiği, matrah takdiri için, 16/11/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra takdir komisyonunca vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin tarh edildiği, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasının mümkün olmadığı, KDV indirim ret yetkisi bulunmayan Takdir Komisyonuna sevkin zamanaşımını durdurmayacağı, dava konusu döneme ilişkin tarhiyatın en geç 31/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi gerekirken bu tarihe kadar usulüne uygun bir vergi incelemesi ve tebligat yapılmadığından, dava konusu tarhiyatta zamanaşımı nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Re’sen Vergi Tarhı başlıklı 30. maddesinde; re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddenin 6. bendinde; tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re’sen tarh nedeni olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Kanunun Takdir Kararı başlıklı 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, Komisyonların Görevleri başlıklı 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiştir, 75. maddesinde ise; 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun, 74. maddeki görevleri dolayısıyla bu kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları hükme bağlanmıştır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde de, katma değer vergisi indirim mekanizması düzenlenmiş, 29. maddenin (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Görüldüğü üzere, 3065 sayılı Kanunun 29. maddesine göre mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri vesikalardaki katma değer vergisini indirim konusu yapabilirler. Ancak, 213 sayılı Kanunun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak mükelleflerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olmasıdır. Mükelleflerin yapmış oldukları katma değer vergisi indirimlerinin hukuka uygun olup olmadığı, indirim şartlarının yerine getirilip getirilmediği araştırılarak, indirim konusu vergilerin reddi ve re’sen vergi tarhiyatı yapılabileceği açıktır.

Yukarıda belirtilen yasa kurallarına göre matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re’sen takdir nedeninin var olması yeterli olup takdir komisyonu, takdir edilmesi talep edilen bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkilidir. Vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceği, kendi özel kanunlarında düzenlenen istisna, muafiyet, kanunen kabul edilmeyen gider, oran, indirim mekanizması gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlenmiştir. Takdir komisyonları, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarak matrah takdir edecek olup 74. maddede de belirtildiği üzere takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonları her türlü inceleme yetkisini haiz olup, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi … Yapı İnşaat Metal Elektrik ve Yapı Kimyasalları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında yapılmakta olan inceleme nedeniyle ilgili mükelleften mal veya hizmet satın aldığı tespit edilen davacı … Yapı Dek. İnşaat Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2011 dönemi matrahlarının Takdir Komisyonunca re’sen takdir edilerek dava konusu vergi ziyaı cezalı Katma Değer Vergilerinin tarh edildiği anlaşılmıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda, gerek davalı idarece gerek takdir komisyonunca davacının defter ve belgeleri incelenmediği, takdir komisyonunca matrah takdiri yapılırken davacı şirketin … Yapı İnşaat Metal Elektrik ve Yapı Kimyasalları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin düzenlediği faturaları defterlerine kaydedip kaydetmediği, faturalar içeriği katma değer vergilerinin indirim konusu yapılıp yapılmadığı, indirim konusu yapıldıysa hangi ayda indirim konusu yapıldığı hususlarında herhangi bir araştırma yapılmadan matrah takdir edildiği görülmektedir.

Bu itibarla, davacının, defter ve belgeleri üzerinde inceleme ve araştırma yapılmaksızın ve katma değer vergisi beyan tablosu dikkate alınmaksızın yapılan cezalı tarhiyatın eksik incelemeye dayandığı sonucuna varılmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve değerlendirmeler uyarınca, belirtilen gerekçe doğrultusunda, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.Temyiz isteminin reddine,

2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle, ….’in gerekçe yönünden karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,

3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 02/02/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, kararda belirtilen aynı gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

fatih aras

 

Diğer Makaleler

Call Now Button