0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

VUK Madde 30 – Re’sen Vergi Tarhı

vergi hukuku avukatı

VUK Madde 30 – Re’sen vergi tarhı:

Resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır.

Aşağıdaki hallerden herhangi birinin bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilir.

  1. Vergi beyannamesi kanuni süresi geçtiği halde verilmemişse,
  2. Vergi beyannamesi kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş bulunursa,
  3. Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelenmesi yapmaya yetkili olanlara her hangi bir sebeple ibraz edilmezse,
  4. Defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermiyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısiyle ihticaca salih bulunmazsa.
  5. Tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunursa.
  6. Bu Kanunun mükerrer 227 nci maddesi uyarınca 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırma mecburiyeti getirilen beyanname ve ekleri imzalattırılmazsa veya tasdik kapsamına alınan konularda yeminli mali müşavir tasdik raporu zamanında ibraz edilmezse,
  7. Yukarıdaki 2 nci bentde yazılı halin vukuunda mükellefe, takdir komisyonu tarafından 15 günden az olmamak üzere bir mühlet verilerek vergi matrahına ilişkin bilgileri vermeye ve kanuni defterlerini ibraz etmeye davet olunur. Bu davet üzerine mükellef istenilen bilgileri verir ve kanuni defterlerini ibraz ederse, defter ve vesikalar ihticaca salih bulunmak şartiyle, mükellefe takdir olunacak matrah defter ve vesikaları kayıtlarına göre tesbit olunacak miktardan fazla olamaz.

Vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz

Yukarıdaki bentlerin hükümlerine göre re’sen vergi tarhını gerektirir bir sebep yanında ikmalen vergi tarhını da lüzumlu kılan bir durum mevcut ise re’sen takdir sonucu beklenmeksizin gerekli ikmal tarhiyatı yapılır. Re’sen takdir sırasında ikmal tarhiyatına mesnet olan matrah farkı nazara alınmışsa vergi tarhı sırasında evvelce tarhedilmiş olan vergi indirilir.

VUK

Re’sen vergi tarhına karşı dava açma süresi

Vergi tarhiyatına karşı dava açma süresi tarhiyatın tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gündür.

Re’sen vergi tarhı örneği, Re’sen vergi tarhı örnek olay (tıklayınız)

VUK Madde 30 – Re’sen vergi tarhı ile ilgili Danıştay kararları:

Karar 1: 

DANIŞTAY

  1. Daire

Esas Yıl/No: 2021/2972

Karar Yıl/No: 2022/2800

Karar tarihi: 07.06.2022

VERGİ ZİYAI CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ – DAVACININ KAYITLARINA İNTİKAL ETTİRDİĞİ İLERİ SÜRÜLEN FATURALARIN SAHTELİĞİ HAKKINDA YAPILACAK İNCELEME VE ARAŞTIRMA SONUCU RESEN TARH NEDENİNİN VARLIĞI ORTAYA KONULMASI GEREKTİĞİ – KARARIN BOZULMASI

ÖZET: Davada mükelleflerin dönem matrahının re’sen belirlenmesi yoluna gidilemeyeceği yolundaki yukarıdaki düzenlemeler karşısında, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği ileri sürülen faturaların sahteliği hakkında yapılacak inceleme ve araştırma sonucu re’sen tarh nedeninin varlığı ortaya konulması gerekirken doğrudan tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yapılan inceleme sonucunda tarhiyatın, sahte olduğu belirtilen faturalara konu indirimlerin reddinden kaynaklanan kısmını yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin kabulüne, Vergi Dava Dairesi kararının temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasına karar verilmiştir.

(2577 S. K. m. 45) (213 S. K. m. 3, 30)

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı kısmen sahte fatura düzenlediği ve bir kısım alışlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda saptamalar içeren vergi tekniği raporuna atıfla tanzim edilen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016 yılının Mayıs ila Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı adına, 2016 yılına ilişkin olarak yapılan gelir vergisine karşı açılan davanın, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla tarhiyatın, komisyon karşılığı düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmı yönünden reddedildiği dikkate alındığında dava konusu tarhiyatın, komisyon geliri üzerinden hesaplanan kısmında hukuka aykırılık olmadığı; kullanıldığı iddia edilen sahte faturaların kimlerden hangi dönemde alındığına ilişkin olarak yapılmış ve neden sahte olarak nitelendirildiğine dair tespit olmadığı, davacının söz konusu faturalara yönelik beyanları hakkında bir değerlendirme yapılmadığından, sahte olduğu belirtilen faturalara konu indirimlerin reddinden kaynaklanan kısmının ise hukuka uygun düşmediği, 2014 yılının Ekim dönemine ilişkin olup 31/03/2015 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşen cezanın tekerrüre esas alınabileceği gerekçesiyle tarhiyat azaltılmıştır.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla komisyon karşılığı kısmen sahte fatura düzenlediği ve bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği saptanan davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı adına, komisyon karşılığı kısmen sahte fatura düzenlediği ve bir kısım alışlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda saptamalar içeren vergi tekniği raporuna atıfla tanzim edilen vergi inceleme raporuna dayanılarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmış, 30. maddesinde de; resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali, re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacının, yasal kayıtlarına maliyet unsuru olarak intikal ettirdiği faturaların gerçek bir emtia ya da mal teslimine dayanmayan faturalar olduğunun tespiti üzerine söz konusu fatura tutarlarının ve komisyon karşılığı düzenlediği ileri sürülen faturalardan elde ettiği gelirin kurum kazancına eklenmesi suretiyle belirlenen matrah farkı esas alınarak salınan vergi ve kesilen cezalara karşı açılan dava, re’sen tarh nedeninin varlığı ortaya konulmadan sonuçlandırılmıştır.

Re’sen takdiri gerektiren sebepler bulunmadıkça mükelleflerin dönem matrahının re’sen belirlenmesi yoluna gidilemeyeceği yolundaki yukarıdaki düzenlemeler karşısında, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği ileri sürülen faturaların sahteliği hakkında yapılacak inceleme ve araştırma sonucu re’sen tarh nedeninin varlığı ortaya konulması gerekirken doğrudan tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yapılan inceleme sonucunda tarhiyatın, sahte olduğu belirtilen faturalara konu indirimlerin reddinden kaynaklanan kısmını yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;

  1. Temyiz isteminin kabulüne,
  2. Vergi Dava Dairesi kararının temyize konu hüküm fıkrasının BOZULMASINA, 07.06.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. (¤¤)

danıştay

Karar 2: 

DANIŞTAY

  1. Daire

Esas Yıl/No: 2000/3882

Karar Yıl/No: 2001/3878

Karar tarihi: 06.11.2001

BEYAN DIŞI BIRAKILAN ARAÇ SATIŞ TUTARLARI – RESEN VERGİ TARHİYATI NEDENİ – İKMALEN TARHİYAT

ÖZET : Davacı şirket tarafından, satılan 6 adet otobüsün satış tutarının kayıt dışı bırakılarak beyan edilmediğinin tespit edilmesi üzerine vergi incelemesi başlatılarak bu araçların emsal bedellerinin tespitinin takdir komisyonundan istenmesi üzerine takdir komisyonunca Vergi Usul Kanununun 267.maddesinin 3. sırasında yer alan takdir esasına göre sözü edilen araçların emsal bedellerinin takdir edildiği ve takdir edilen tutarların inceleme elemanınca aynen kabul edilip dönem matrahına ilave edilmesinin ve ikmalen tarhiyat yapılmasının önerilmesi sonucu ikmalen cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır. Olayda, beyan dışı bırakılan araç satış tutarları takdir komisyonunca harici verilenlerden yararlanılarak belirlenmiştir. Uyuşmazlık konusu tutarların ilgili dönem için verilen kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilmemesinin re’sen vergi tarhını gerektiren bir durum olması nedeniyle inceleme ile tespit edilen matrah farkı üzerinden re’sen tarhiyat yapılması gerekir.

(213 S. K. m. 29, 30, 267)

İstemin Özeti : Otobüs işletmeciliği, akaryakıt ve madeni yağ ticaretiyle uğraşan davacı şirketin 1996 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu tespit edilen matrah farkı üzerinden adına ikmalen salınan kurumlar vergisi ve fon payı ile bunlara bağlı olarak kesilen ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; olayda, satışı yapılan araçların değerinin düşük gösterildiği ve satılmalarına rağmen uyuşmazlık döneminde amortisman ayrılarak dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alındığı belirtilerek yapılan inceleme sonucu bulunan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, incelemeye konu olan araçların, emsal satış bedelinin … Ticaret ve Sanayi Odası, … Şöförler ve Otomobilciler Odası, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinden sorulduğu, bu kurumlarca bildirilen emsal satış bedellerinin takdir komisyonunca takdir edilen tutarlardan daha yüksek olduğunun görüldüğü, buna göre takdir komisyonunca takdir edilen satış bedelleri esas alınarak ikmalen tarhiyat yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, ayrılan amortismanlara ilişkin olarak yaptırılan bilirkişi incelemesiyle, incelemeye konu olan araçlardan sadece birisi için … lira amortisman ayrıldığı tespit edildiğinden bu tutarı aşan meblağın matrah farkı olarak dikkate alınmasında hukuki isabet görülmediği, olayın özelliği ve matrahın tespit şekli dikkate alındığında tarhiyata ağır kusur cezası yerine kusur cezası kesilmesinin yasaya uygun olacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek tarhiyatı, matrah farkını azaltmak suretiyle kusur cezalı olarak tadil eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararına karşı taraflarca yapılan temyiz başvurusu üzerine, vergi dairesi müdürlüğü temyiz istemi ile davacının amortismanlarla ilgili matrah farkına yönelik temyiz istemini reddeden, araç satışlarından kaynaklanan matrah farkına ilişkin davacı temyiz istemini ise, araç satışlarında emsal bedel belirlenirken Vergi Usul Kanununun 267 maddesinin 2.sırasında yer alan maliyet bedeli esasının uygulanması gerekirken, emsal bedelin 3.sırada yer alan takdir esasına göre belirlenmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek mahkeme kararının bu matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasını bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 13.04.2000 gün ve E:1998/4840, K:2000/1418 sayılı kararının; inceleme sonucu bulunan matrah farkına göre yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istemidir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : Cennet Oksal

Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda, yükümlü şirket tarafından araç satış tutarlarının kayıt dışı bırakılarak beyan edilmemesi nedeniyle tespit edilen matrah farkı üzerinden re’sen yapılması gereken tarhiyatın ikmalen yapılmasında yasaya uygunluk bulunmadığından dairemiz kararının belirtilen matrah farkıyla ilgili kısmının kaldırılarak, temyize konu mahkeme kararının bu kaleme ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı : Sefer Yıldırım

Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları tarafından verilen kararların düzeltilebilmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde yazılı sebeplerden birinin bulunması halinde mümkün olup kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede, düzeltilmesi istenilen kararın, uyuşmazlık konusu tarhiyatın amortismanlardan hareketle belirlenen matrah farkına isabet eden bölümüyle ilgili hüküm fıkrasına yönelik olarak ileri sürülen sebepler bunlardan hiç birine uymadığından bu kısma ilişkin istemin reddine, beyan dışı bırakılan araç satışlarından dolayı belirlenen matrah farkı için tesis edilen hüküm fıkrasına karşı ileri sürülen sebepler ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinin 1/c bendi hükmüne uygun bulunduğundan belirtilen hüküm fıkrasına yönelik düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 13.04.2000 gün ve E:1998/4840, K:2000/1418 sayılı kararının; araç satışlarından hareketle bulunan matrah farkına isabet eden cezalı tarhiyatla ilgili hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 29.maddesinde, her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden vergi tarh edilmesi ikmalen vergi tarhı, 30.maddesinde de, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah farkı üzerinden vergi tarh olunması re’sen vergi tarhı olarak tanımlanmış olup, maddenin 2.fıkrasının 6.bendinde, vergi beyannamesinin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması, re’sen takdir sebepleri arasında sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, satılan 6 adet otobüsün satış tutarının kayıt dışı bırakılarak beyan edilmediğinin tespit edilmesi üzerine vergi incelemesi başlatılarak bu araçların emsal bedellerinin tespitinin takdir komisyonundan istenmesi üzerine takdir komisyonunca Vergi Usul Kanununun 267.maddesinin 3. sırasında yer alan takdir esasına göre sözü edilen araçların emsal bedellerinin takdir edildiği ve takdir edilen tutarların inceleme elemanınca aynen kabul edilip dönem matrahına ilave edilmesinin ve ikmalen tarhiyat yapılmasının önerilmesi sonucu ikmalen cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, beyan dışı bırakılan araç satış tutarları takdir komisyonunca harici verilenlerden yararlanılarak belirlenmiştir. Yukarıda değinilen 30.madde hükmüne göre uyuşmazlık konusu tutarların ilgili dönem için verilen kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilmemesinin re’sen vergi tarhını gerektiren bir durum olması nedeniyle inceleme ile tespit edilen matrah farkı üzerinden re’sen tarhiyat yapılması gerekirken, uyuşmazlık konusu tarhiyatın ikmalen yapılmasında yasaya uygunluk bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin, araç satışlarıyla ilgili olarak bulunan matrah farkına isabet eden cezalı tarhiyata ilişkin kısmının kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının belirtilen hüküm fıkrasının bozulmasına, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin ise bu nedenle reddine, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 6.11.2001 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Karar 3: 

DANIŞTAY

  1. Daire

Esas Yıl/No: 2019/6683

Karar Yıl/No: 2021/51

Karar tarihi: 19.01.2021

VERGİ ZİYAI CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ – TARH NEDENİNİN VARLIĞINDAN SÖZ EDİLEMEYECEĞİNDEN VE BAŞKA RESEN TARH SEBEBİ ORTAYA KONULAMADIĞINDAN BELİRLENEN MATRAH FARKINA GÖRE YAPILAN VERGİLENDİRMEDE HUKUKA UYGUNLUK GÖRÜLMEDİĞİ – TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ

ÖZET: İnceleme elemanınca, işletmenin uğraş konusu itibarıyla vergi matrahının oluşumunu etkileyecek olan ortalama fire oranı esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda tespit edilen kayıtdışı hasılat nedeniyle defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığı kabul edilmiş ise de, davacının, defter kayıtları ve bu kayıtlarla ilgili vesikaların noksan, usulsüz ve karışık olduğu yolunda bir saptamada bulunulmaksızın, Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü bendinde yazılı re’sen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceğinden ve başka bir re’sen tarh sebebi de ortaya konulamadığından, belirlenen matrah farkına göre yapılan vergilendirmede hukuka uygunluk görülmemiş olup yazılı gerekçeyle tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.

(2577 S. K. m. 54) (213 S. K. m. 3, 30)

İstemin Özeti: Davacı adına, bir kısım ürünlerde dönem sonu stoklarını hatalı belirlediği, üretimde kullanılan hammadde üzerinden yapılan randıman incelemesi sonucunda mamul satışından kaynaklanan hasılatının bir kısmını ise kayıt dışı bıraktığı yolunda saptamalar içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2014 yılının Nisan dönemi için re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile tekerrür hükümleri nedeniyle artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasını; dava konusu gelir (stopaj) vergisinin matrahı yönünden bağlı bulunduğu 2013 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırıldığından yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinin matrahı yönünden bağlı bulunduğu 2013 yılına ilişkin kurumlar vergisi tarhiyatını kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı, Danıştay Üçüncü Dairesinin 15/04/2019 tarih ve E:2016/12695, K:2019/2985 sayılı kararıyla bozulduğundan ve sözü geçen bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucu dava konusu tarhiyatı etkileyeceğinden, temyize konu kararı söz konusu karardaki esaslar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 15/04/2019 tarih ve E:2016/12670, K:2019/2591 sayılı kararının; boş kovanın alış miktarı üzerinden fire oranı hesaplanması gerekirken üretime sevk edilen miktara fire oranının uygunlanmasının hatalı olduğu, kapsül ve tapa randımanının yanlış hesaplandığı, depolama firesinin dikkate alınmadığı, saçma, barut ve şavretinle ilgili randıman hesabı yapılmadığı, eksik incelemeye dayalı cezalı vergi salındığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi: …

Düşüncesi: Davacının, defter kayıtları ve bu kayıtlarla ilgili vesikaların noksan, usulsüz ve karışık olduğu yolunda bir saptamada bulunulmaksızın, Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü bendinde yazılı re’sen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceğinden ve başka bir re’sen tarh sebebi de bulunmadığından, belirlenen matrah farkına göre yapılan vergilendirmede hukuka uygunluk bulunmadığı düşüncesiyle kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesince verilen kararın kaldırıldıktan sonra vergi mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle Danıştay Üçüncü Dairesinin 15/04/2019 tarih ve E:2016/12670, K:2019/2591 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmış, 30. maddesinde de; resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentlerinde sayılan hususlar re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.

Bu hükümler, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiğini öngörmekte olup, Merkezi Risk Analizi kapsamında incelemeye alınan davacı şirket hesapları üzerinden yalnızca randıman hesabı yapılmak suretiyle tespit edilen kayıt dışılık nedeniyle tarhiyat önerildiği, başkaca eleştirilecek bir husus bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

İnceleme elemanınca, işletmenin uğraş konusu itibarıyla vergi matrahının oluşumunu etkileyecek olan ortalama fire oranı esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda tespit edilen kayıtdışı hasılat nedeniyle defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığı kabul edilmiş ise de, davacının, defter kayıtları ve bu kayıtlarla ilgili vesikaların noksan, usulsüz ve karışık olduğu yolunda bir saptamada bulunulmaksızın, Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü bendinde yazılı re’sen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceğinden ve başka bir re’sen tarh sebebi de ortaya konulamadığından, belirlenen matrah farkına göre yapılan vergilendirmede hukuka uygunluk görülmemiş olup yazılı gerekçeyle tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle temyiz istemin reddine, 19/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen iddialar Daire kararının düzeltilmesini gerektirecek durumda bulunmadığından istemin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz. (¤¤)

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button