İçerik Başlıkları
- 1 Muvazaa Nedir?
- 2 Muris Muvazaası Nedir?
- 3 Mirastan Mal Kaçırma: Hukuki Boyut
- 4 Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası
- 5 Tapu İptali ve Tescil Davasında Deliller ve İspat Süreci
- 6 Muris Muvazaası Kabul Olmayan Haller
- 7 Yetkili ve Görevli Mahkeme
- 8 Muris Muvazaası Halinde Tenkis ve Ecrimisil Talebi
- 9 Muris Muvazaası Zamanaşımı
Muris Muvazaası: Mirastan Mal Kaçırma ve Tapu İptali Davası
Muris Muvazaası, Mirastan Mal Kaçırma ve Tapu İptali ve Tescil Davası, Türk hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Bu makalede, bu konuları ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz ve hukuki süreçleri anlatacağız.
Muvazaa Nedir?
Muvazaa; tarafların aralarında yaptıkları sözleşmenin hiçbir hüküm doğurmaması yönünde veya görünüşteki sözleşmeden başka bir sözleşmenin hükümlerini doğurması yönünde anlaşmalarıdır. Diğer bir ifade ile; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla görünüşte beyan ettikleri iradeleri ile gerçekte var olan iradeleri arasındaki çatışmaya muvazaa, bu konuda yapılan işleme de muvazaalı işlem adı verilmektedir.
“Muvazaa Nedir?” başlıklı makalemizi görüntülemek için tıklayınız.
Muris Muvazaası Nedir?
Muris Muvazaası, genellikle bir kişinin vefat etmeden önce, miras bırakacağı varlıkları başkalarının eline geçmesini engellemek amacıyla gerçekleştirdiği hukuki işlemleri ifade eder. Bu durum, mirasçıların haklarına zarar verebileceği için yasal olarak ciddi sonuçları vardır.
Mirastan Mal Kaçırma: Hukuki Boyut
Mirastan mal kaçırma, Muris Muvazaası sonucu gerçekleşen bir durumdur. Bu, bir kişinin miras bıraktığı malvarlığını haksız yere başka birinin eline geçirmesini ifade eder. Bu durumda, hukuki yollarla bu haksızlığı düzeltmek için Tapu İptali ve Tescil Davası açılabilir.
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası
Tapu İptali ve Tescil Davası, Mirastan Mal Kaçırma durumlarında başvurulan hukuki bir yoldur. Bu dava türünde, mahkemeye başvurularak tapu kayıtlarının iptal edilmesi ve yeniden tescil edilmesi talep edilir. Bu, mirasçıların haklarını korumak için önemli bir adımdır.
Tapu iptal ve tescil davası, bir taşınmazın tapudaki kaydının herhangi bir nedenle yolsuz ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, mevcut kaydın iptali ve taşınmazın doğru şekilde kaydedilmesinin talep edildiği bir hukuki süreçtir.
Bu tür davada, tapudaki kayıt mahkeme kararıyla değiştirilir ve taşınmazın mülkiyeti de yine mahkeme kararıyla tespit edilir. Ancak, tapu iptal ve tescil davaları, taşınmazla doğrudan ilgili olduklarından, mahkeme kararı kesinleşmeden icra edilemez. Yani, mahkeme kararı tam olarak onaylanmadıkça, taşınmazın kaydında değişiklik yapılamaz.
Malı devralan kişi, taşınmazı elinden çıkardığında, devralan 3. kişinin kazanımı iyi niyet koşuluna bağlı olarak korunur. Bu nedenle, taşınmazı iyi niyetle devralan 3. kişiye karşı muris muvazaası davası açılamaz.
Ancak, taşınmazı kötü niyetle devralan 3. kişiye karşı muris muvazaası (mal kaçırma) davası açılır. Bu durumda, mirasçıların haklarının korunması için yasal adımlar atılabilir.
Tapu İptali ve Tescil Davasında Deliller ve İspat Süreci
Muvazaalı işlemden zarar görmüş veya görecek olan, saklı paylı olsun olmasın tüm mirasçılar, tapu iptal ve tescil davası açma hakkına sahiptir. Bununla birlikte, atanmış mirasçı da muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davası açabilir.
Bu noktada önemli olan husus, miras bırakanın gerçek iradesinin, görünen iradesinden farklı olduğunun kanıtlanmasıdır. Muvazaaya dayalı açılan davalarda, bu kanıt yükü, muvazaanın varlığını iddia eden tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde belirtildiği üzere, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı şekilde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesi de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü içermektedir. Bu bağlamda, davacı tarafın, miras bırakanın gerçek niyetinin mirasçıdan mal kaçırmak olduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 203/4 uyarınca, muvazaalı işlemler, tanık dahil olmak üzere her türlü delille ispat edilebilir. Bu, davanın adil bir şekilde çözülmesi için önemli bir hükümdür.
Bu tür davaların başarılı olabilmesi için delillerin doğru ve eksiksiz bir şekilde sunulması gereklidir. Mirastan Mal Kaçırma durumunda, ilgili belgeler ve kanıtların mahkemeye sunulması, davayı destekleyebilir.
Bazı hukuki işlemler için muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil talebinde bulunulamaz:
- Ölüme Bağlı Tasarruflar: Muvazaası, iki taraflı işlemler için geçerli olduğundan tek taraflı irade beyanı niteliğinde olan ölüme bağlı tasarruflarda muris muvazaasından bahsedilemez.
- İntifa Hakkı Tesisi: Belirli bir kişi yararına belirli bir süre için tesis edilen intifa hakkına ilişkin işlem, mirastan mal kaçırma davası kapsamında değerlendirilmez.
- Bağış: Bağış işlemi muvazaasıyla ilişkilendirilemez.
- Bedeli Ödeyerek Satın Alma: Muris, bedel ödeyerek üçüncü bir kişiden taşınmazı satın aldıktan sonra, istediği kişi adına tapu siciline kaydettirirse, bu durumda muvazaadan bahsedilmez.
Muris Muvazaası Kabul Olmayan Haller
Muris muvazaasının uygulanmadığı haller genellikle şunlardır:
- Muris, taşınmazını gerçekten gözetim amacıyla bazı malları mirastan ayırmak istemişse, bu durumda işlemin muvazaaya dayalı olarak iptali talep edilemez.
- Ölünceye kadar bakım ve gözetim anlaşmasının uygulanarak tapu sicile şerh verildiği durumlarda, bu sözleşmenin iptali talep edilmeden muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açılamaz.
- Muris, hayatta iken açtığı tapu iptal ve tescil davası reddedilip karar kesinleşmişse, artık mirasçılardan mal kaçırma amacı olmadığından, daha sonra mirasçılar tarafından açılan muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davası reddedilir.
- Muris’in, malları mirasçılar arasında adil bir şekilde paylaştırmak istediği anlaşılırsa, mirasçı tarafından açılan muvazaaya dayalı davanın reddedilmesi gerekir.
- Taşınmazın bedelli olarak satıldığı ve tapuda belirtilen satış bedelinin gerçeğe uygun olduğu tespit edilirse, muvazaaya dayalı dava reddedilir.
- Satışın gerçek olduğu kanıtlanmışsa, muvazaaya dayalı açılan iptal davası reddedilir.
- Muris, kadastro tespiti sırasında taşınmazın zilyedi adına tespit ve tescil edilmesini bildirmişse, muvazaaya dayalı iddia ileri sürülemez.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Bu tür davaların görüldüğü mahkemelerin yetki ve görevleri belirli kurallara tabidir. Hangi mahkemenin davayla ilgileneceği ve hangi süreçlerin takip edileceği konularında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Tapu iptal ve tescil davaları, uyuşmazlığın niteliğine bağlı olarak değişen bir görevli mahkeme sistemiyle yönlendirilir. Örneğin, taşınmazın devri borcu bir tüketici işleminden kaynaklanıyorsa, bu tür davalarda başvurulması gereken yer tüketici mahkemeleridir. Diğer bir senaryo ise uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması durumunda, bu dava ticaret mahkemelerinde görülmelidir.
Ancak, muris muvazaası ya da sahte belgeye dayalı olarak yolsuz tescilden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarında, asliye hukuk mahkemeleri genel yetkiye sahiptir. Bu davalarda, tarafların mahkemeye başvuracağı merci, bu tür uyuşmazlıklara bakmakla görevli olan mahkemedir.
Ayrıca, tapu iptal ve tescil davaları, taşınmazın aynına ilişkin hukuki süreçlerdir. Bu tür davalarda yetkili mahkeme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesine göre, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir ve bu konuda kesin yetkilidir.
Muris Muvazaası Halinde Tenkis ve Ecrimisil Talebi
Mirasçılar arasında yaşanan miras muvazaası durumunda, tapu kaydının iptali ve yerine doğru bilgilerin eklenmesi için tapu iptali ve tescil davası açılabilir. Bu durumda, mirasçılar zarar görmüş olsun ya da olmasın, tapu kaydındaki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilirler. Örnek olarak, tapu kaydı ile birlikte tenkis talebi de gündeme gelebilir. Ayrıca, taşınmazın kullanım süresi göz önünde bulundurularak ecrimisil ve kira alacağı talepleri de ileri sürülebilir. Yine, tapuda bulunan ve bir tarafça inşa edilmiş yapıların ya da dikili bitkilerin sahipliği için muhdesatın belirlenmesi istenebilir. Hangi hak ve taleplerin ileri sürülebileceği, her olayın kendine özgü koşullarına bağlıdır.
Bu hak talepleri, miras muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında kendi özel uygulama kurallarına tabidir. Örneğin, miras muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası sonucunda tapunun iptaline ve tesciline karar verilmesi halinde, bu tarihin ecrimisil davası için “intifadan men” şartının yerine getirildiği tarih olarak kabul edilir. Bu tarihten itibaren hissesi oranında hak sahipleri lehine ecrimisile karar verilir.
Muris Muvazaası Zamanaşımı
Yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davaları, nitelikleri gereği herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu sebeple, yolsuz tescilden zarar gören kişi, bu dava için herhangi bir süre sınırlamasına uymak zorunda değildir.
Ancak, tapu iptal ve tescil davası yolsuz tescile değil de borçlandırıcı bir işleme dayanıyorsa, bu durumda sözleşmeden kaynaklı genel zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Örnek olarak, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle bir taşınmazın tapu iptali ve tescili talep ediliyorsa, bu durumda tapunun devir borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi devreye girecektir.