T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü | ||||
Sayı | : | 62030549-125[30-2018/65]-583349 | 30.07.2021 | |
Konu | : | BAE mukimi şirketin genel merkezi tarafından verilen hizmetlerin vergilendirilmesi |
İlgi | : |
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) mukimi şirketiniz ile ………………… Merkezi Hollanda İstanbul Merkez Şubesi arasında imzalanan sözleşme uyarınca ……… tarafından …………’de kurulacak olan alım …… için yurt içinden malzeme temin edilmesi, inşaat işleri ve inşaat işleri yönetim hizmetlerinin Türkiye’de bulunan şubeniz tarafından; yurt dışından malzeme temin edilmesi, mühendislik ve proje yönetim hizmetlerinin ise BAE’de bulunan genel merkeziniz tarafından sunulacağı belirtilerek; genel merkezin personeli ve organizasyonu tarafından verilecek olan ve Türkiye’deki şubeniz tarafından yerine getirilmesi mümkün olmayan bu hizmetler için genel merkezinizin …….. İstanbul Şubesine fatura düzenlemesinin mümkün olup olmadığı ile ……… tarafından yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde ise Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de iş yeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde ve bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci bendinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci bendinde de safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen Kanunun 22 nci maddesinde; “(1) Dar mükellef kurumların iş yeri veya daimî temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanır.
(2) Dar mükellefiyete tâbi kurumların ticarî veya ziraî kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümleri uygulanır. Ancak, bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticarî veya ziraî faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancı bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edilir.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde ise, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Vergi kesintisi oranı, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden itibaren %3 olarak belirlenmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, alım ……. kurma projesi kapsamında şirketiniz tarafından verilen yukarıda sayılı hizmetlerin malzeme dahil taahhüde bağlı bir inşaat işi olarak değerlendirilmesi ve bu işin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi durumunda yapılacak ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30/1-a maddesine göre %3 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Yurt içinden malzeme temin edilmesi, inşaat işleri ve yönetiminin Türkiye’deki şubeniz tarafından; yurt dışından malzeme temin edilmesi, mühendislik ve proje yönetiminin ise BAE’deki genel merkeziniz tarafından gerçekleştirilmesi, söz konusu işin malzeme dahil taahhüde bağlı anahtar teslim bir iş olması durumunu değiştirmeyecektir. Bununla birlikte, söz konusu işten elde edilen kazancın ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerektiği tabiidir.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “Ticari Kazançlar” başlıklı 7 nci maddesi;
“1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu (ilk bahsedilen) Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları diğer Devlette, sadece işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir.” hükmünü öngörmektedir.
Anlaşmanın “İşyeri” başlıklı 5 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (g) bendinde ise, işyeri teriminin 12 ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapı veya tesis projesini kapsamına aldığı belirtilmektedir.
Buna göre, Türkiye’de üstlenilen inşaat işinin süresi 12 ayı aştığı durumda bir iş yeri oluşacak, bu süre aşılmadığında ise iş yeri oluşmayacaktır. Ayrıca, inşaat işi ile bağlantılı olarak Türkiye’de kurulmuş olan şube Anlaşmanın 5 inci maddesi kapsamında tek başına bir iş yeri oluşturmayacaktır. Ancak, şubenin inşaat dışında başka işler için de kullanılması ve burada yürütülen faaliyetlerin bu yeri iş yeri haline getirmeyen Anlaşmanın 5 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında belirtilen faaliyetlerin ötesine geçmesi durumunda bir iş yerinin varlığından söz edilebilecek ve inşaat işinin şube vasıtasıyla gerçekleştirilen kısmına atfedilebilen kazançlar için Anlaşmanın 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre Türkiye’nin iç mevzuat hükümleri çerçevesinde vergi alma hakkı olacaktır.
Bununla birlikte bir inşaat şantiyesinin, hazırlık çalışmaları da dahil olmak üzere, yüklenicinin inşaatta çalışmalarına başladığı tarihten itibaren oluştuğu kabul edilecektir. Bu kapsamda, 12 aylık sürenin hesaplanmasında inşaat için planlama ofisi/işyeri tesis edildiği durumda, bu tarihin 12 aylık sürenin başlangıcı olarak alınması, bitim tarihi olarak da işin tamamlandığı veya sürekli olarak terk edildiği tarihin dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, alım …… kurma projesi yüklenicisinin BAE mukimi şirket olması ve taahhüt kapsamındaki işin Türkiye’de oluşacak iş yeri tarafından yerine getirilmesi durumunda BAE’deki merkez tarafından temin edilecek olan yurt dışı malzeme, mühendislik ve proje yönetim hizmetlerinin Türkiye’deki iş yerinden bağımsız olarak yürütüldüğü iddia edilemeyecektir.
BAE mukimi şirket tarafından Türkiye’de vergi ödenmesi durumunda ise çifte vergilendirme, Anlaşmanın 23 üncü maddesinin 2 nci fıkrası hükmü çerçevesinde çifte vergilendirmeyi önlemeye ilişkin genel prensipler dikkate alınmak suretiyle BAE mevzuatına göre önlenebilecektir.
Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için BAE mukimi şirketin, BAE’de tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin BAE yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile Noterce veya BAE’deki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin ilgili vergi dairesi veya vergi sorumlularına ibraz edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.