İçerik Başlıkları
Vergi Hataları Nelerdir?
Rakamların olduğu ortamda hatanın olması kaçınılmazdır. Vergi ile ilgili işlemlerin ne kadar çok rakam gerektirdiği de bilinen bir gerçektir. Öte yandan kanunların uygulanmasından kaynaklanan hataların olması da kaçınılmazdır. İşte bu gibi nedenlerle hatalı bir işlemle fazla ya da noksan vergi alınması, Vergi Usul Kanunu‘nda hatalar ve hataların düzeltilmesi Şeklinde bir bölüm olarak düzenlenmiştir.
Vergi hatası nedir? Vergi hatası, VUK‘un 116 ncı maddesinde ―Vergiyle ilgili hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması‖ olarak tanımlanmıştır. Tanımda hemen göze çarpan nokta hatanın idare lehine olabileceği gibi aleyhine de olabileceğidir. Diğer bir nokta ise fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması denilerek vergiyle ilgili bütün aşamalar kapsanmıştır
Vergi hatalarını kanun ikiye ayırmıştır: Hesap hatası ve vergilendirme hatası.
Hesap Hatası
VUK‘un 117 nci maddesi hesap hatasını üç grupta ele almıştır.
1- Matrah Hatası
Kanun, matrah hatasını, vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş olması veya hesaplanması olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda sayılan belgeler sınırlayıcı değildir. Zira matrah hatasından kasıt matrahın, yer aldığı belgelerde, yanlış yazılmasıdır. Matrahın kanunda sayılan belgeler dışında da verginin eksik veya fazla alınmasına sebep olacak biçimde hatalı yazılması matrah hatası niteliği taŞır. Bu belgelerin dışında matraha ilişkin olarak takdir komisyonu kararı, inceleme raporu, yoklama fişi gibi belgelerde yapılan yanlışlıklar da matrah hatası olarak değerlendirilir.
Nitekim kanun koyucu, mükellefin kendi defterlerinde yaptığı rakam hatasının da matrah hatası olarak değerlendirilmesini benimsemiştir. Kanun gerekçesinde ―Mükelleflerin defter kayıtlarında yaptıkları yanlışlıklar dolayısıyla fazla beyanda bulunmaları halinde bu maddeye göre düzeltilebilecek matrah hataları meyanına alınmasının uygun bulunduğu‖ ifade edilmektedir
Matrahta hatanın olduğunu kabul etmek için hata olduğu ileri sürülen olayın kendisi değil sadece olayın rakamla ifade edilmesinde irade ile kaydedilen tutar arasında bir uyumsuzluk olmalıdır. Mesela inceleme raporunda kayıt dışı kalan üç dairenin satışı toplamı, tutanaklarda 10 milyar lira olarak belirlenmişken yanlışlıkla rapora 100 milyar lira yazılması halinde matrah hatası vardır. Ancak mükellef tarafından bu dairelerin satış bedelinin inceleme elemanınca yanlış tespit edildiği, mesela olayla ilgisi açık olmayan bir kişinin ifadesine dayandırılarak tespit edildiği, ileri sürülürse bu matrah hatası olmaz. Dolayısıyla düzeltme talebinde bulunulamaz. Bu iddianın ancak yargı aşamasında ileri sürülmesi mümkündür.
2- Vergi Miktarında Hata
Vergi nispet ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, birinci bentte yazılı belgelerde verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olması, VUK‘un 117 nci maddesinin 2 numaralı bendinde vergi miktarında hata olarak tanımlanmıştır. Vergi miktarında hatadan söz etmek için vergiyle ilgili bütün işlemler doğru olmakla birlikte yukarıda belirtilen belgelerde hesaplanan veya tahakkuk eden verginin eksik veya fazla yazılı olması gerekir. Böyle bir hata Kanunda sayıldığı gibi, vergi oranının yanlış uygulanmasından (mesela gelir vergisi hesaplanırken kendi dilimine isabet eden orana değil bir
başka dilime giren oranın dikkate alınması veya veraset ve intikal vergisi hesaplanırken usul ve füru için geçerli tarife yerine üçüncü kişilerle ilgili tarifenin uygulanması gibi), yıllık gelir vergisinde ödenmiş geçici verginin mahsup edilmemiş olması veya fazla mahsup yapılması gibi nedenlerle mükellefin ödemesi gereken verginin yanlış hesaplanması veya gösterilmesinden doğar.
3- Verginin Mükerrer Olması
Kanun mükerrer (çifte) vergilemeyi, aynı vergi Kanununun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlamaktadır. Diğer hesap hataları mükellefin lehine olabildiği halde mükerrer vergi mutlaka mükellefin aleyhine olmaktadır. Bir verginin mükerrer alındığını iddia etmek için;
– Tarhiyatın aynı vergi Kanununun uygulamasıyla ilgili olması gerekir.
Aksi takdirde aynı matrah üzerinden farklı vergi kanunları uyarınca farklı vergiler alınması mükerrer vergi niteliği taşımaz. Mesela ilk defa iktisap edilecek bir binek otomobilinin satışında hem özel tüketim vergisi hem katma değer vergisi alınması mükerrer vergi niteliğinde değildir. Tevkifata tabi tutulmuş bir gelirin daha sonra beyan edildiğinde gelir vergisi hesaplanması ve daha önce ödenen stopajın mahsup edilmesi de mükerrer vergileme değildir. Ancak daha önce tevkif suretiyle alınan verginin mahsup edilmemesi halinde çifte vergilemeden bahsedilebilir.
– Vergileme aynı vergilendirme dönemi için yapılmalıdır.
Farklı dönemler için yapılan vergileme mükerrer olmaz.
– Aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi alınmalıdır.
Farklı matrahlar üzerinden alınacak vergiler mükerrer sayılmaz. Bu nedenle, daha önce matrah beyan eden bir mükellefe ikmalen, re‘sen veya idarece tarh edilecek vergiyle ilgili matrah, mükellefin matrah farkını oluşturur.
Vergilendirme Hataları
Vergilendirme hataları VUK‘un 118 inci maddesinde 4 grup altında sayılmıştır.
1- Mükellefin Şahsında Hata
Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınması mükellefin Şahsında hata olarak
tanımlanmıştır. İsim benzerliği nedeniyle vergi borçlusu olmayan birisi adına tarh ve tebliğ edilen vergide mükellefin şahsında hata yapılmış sayılır. Mesela bir mükellefin ödediği vergi borcunun, kendi hesabı yerine aynı isimde ancak başka birisinin hesabına girmesi, mükellefin Şahsında yapılan bir hatadır.
2- Mükellefiyette Hata
Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasını Kanun mükellefiyette hata olarak tanımlamaktadır. Mükellefiyette hatadan söz edebilmek için vergi alınan kişi ile ilgili mutlaka bir muafiyetin bulunması gerekir. Kanunlarda açıkça muaf tutulduğu belli olmayan ve bu nedenle, vergilendirilip vergilendirilmeyeceği konusunda tereddüt bulunan kişilerin vergilendirilmesi hali mükellefiyette hata kapsamına girmez. Bu kişiler vergi dairesine karşı hata iddiasında bulunamazlar. Ancak yargı aşamasında, mükellefiyetlerinin bulunmadığını iddia edebilirler.
GVK‘nin 15 inci maddesine göre yabancı ülkelerin Türkiye‘de bulunan elçileri gelir vergisinden muaftır. Bu açık hükme rağmen bir ülkenin elçisine gelir vergisi tarh edilmesi halinde mükellefiyette hata yapılmış olur.
3- Mevzuda Hata
Kanun mevzuda hatayı; açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlamaktadır.
Verginin konusuna girmeyen bir olayın vergiye tabi tutulması verginin mevzuunda (konusunda) hata niteliğindedir. Mesela Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 4 numaralı fıkrasının (g) bendi ile döviz teslimleri vergiden istisna edilmiştir. Yapılan döviz satışı dolayısıyla katma değer vergisi istenmesi halinde verginin konusunda hata yapılmış olunmaktadır.
Danıştay, beyanname geç verilmiş olmakla birlikte ödemenin zamanında yapılması halinde kesilen cezayı mevzuda hata kapsamında değerlendirmektedir. Danıştay cezayı kaldırırken mevzuda hata olduğu gerekçesinden hareket etmektedir
4- Vergilendirme ve Muafiyet Döneminde Hata
Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olması halinde Kanuna göre, vergilendirme veya muafiyet döneminde hata vardır. Vergilendirme döneminin zaman aşımına uğraması nedeniyle verginin istenmemesi gerektiğinin iddia edilmesi halinde hatadan değil zaman aşımına uğrayan bir vergi alacağından söz edilebilir. Dönem hatası yapılmış olması için verginin doğru olarak tarh, tahakkuk veya tahsil edilmiş olmakla birlikte ilgili olduğu dönemin yanlış olması gerekir
2010 Nisan dönemi katma değer vergisi beyannamesini vermeyen bir mükellef adına takdir edilen katma değer vergisi döneminin 2011 Nisanı olarak gösterilmesi, dönemde yapılan bir hatadır. Keza 5 yıllık muafiyet tanınan bir kurum adına muafiyet süresi bitmeden tarh edilen vergide de dönem hatası vardır.
Hataların Meydana Çıkarılması
Vergi hatalarının nasıl ortaya çıkarılabileceği VUK‘un 119 uncu maddesinde sayılmıştır. Buna göre vergi hataları aşağıda belirtilen şekillerde ortaya çıkarılabilmektedir.
- İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi ile.
- Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi ile.
- Hatanın teftiş sırasında meydana çıkarılması ile.
- Hatanın vergi incelemesi sırasında meydana çıkarılması ile.
- Mükellefin müracaatı ile.
Düzeltme Yetkisi ve Reddiyat
VUK‘un 4 üncü maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir. Hataların düzeltilmesi şekle bağlanmıştır. Bir başka ifade ile hatalar ancak düzeltme fişi düzenlenmek suretiyle ortadan kaldırılabilir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde de Kanun, fazla verginin düzeltme fişine dayanılarak terkin olunacağını, tahsil edilmesi halinde ise aynı fişe dayanılarak mükellefe red ve iade edileceğini hükme bağlamaktadır.
Av. Dr. Fatih ARAS