0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

VUK 160A

VUK 160A YOKLAMASI

VUK 160A – Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini

Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve bunlar nezdinde yoklama yapılır.

Yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edilir ve bu durum mükellefe tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyet, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilir. Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir.

Bu madde kapsamında mükellefiyeti terkin edilenler ve 153/A maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtildiği şekilde bunlarla ilişkili olan kişilerin işe başlama bildiriminde bulunmaları hâlinde, bu kişiler hakkında mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyet kaydı bu madde kapsamında terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve ikinci fıkrada belirtilen şekilde teminat verilmiş olması şarttır. Bu madde uyarınca teminat alınarak mükellefiyeti yeniden tesis edilenlerin düzenlemek zorunda oldukları fatura veya fatura yerine geçen belgelerden Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenenlerin, elektronik belge olarak düzenlenmesi zorunludur. Kâğıt olarak düzenlenmesi hâlinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır ve kayıtların tevsikinde kullanılamaz.

Mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde, mükellefin başka bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı hâlde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit olunursa, alınan teminat inceleme neticesinde doğan borçlar dâhil vergi borçlarına mahsup edilerek artan tutar iade olunur. Yapılan incelemede mükellefin başka bir ticari, zirai veya mesleki faaliyeti bulunduğu hâlde sahte belge düzenlediği tespit olunursa, mükellef hakkında 153/A maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilir. Şu kadar ki, daha önceden alınmış olan teminat sahte belge düzenleme fiili nedeniyle yapılan tarhiyatların ve kesilen cezaların kesinleşmesine kadar mükellefe iade olunmaz. Yapılan inceleme neticesinde mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunursa, alınan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla iade olunur.

Bu madde kapsamında alınan teminatların iadesinde, 153/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca alınan teminatların iadesine ilişkin; bu teminatların vergi borçlarına mahsubu ve eksilen teminatların tamamlatılmasında ise aynı maddenin dokuzuncu fıkrasına ilişkin hükümler uygulanır. Bu madde kapsamında elektronik belge düzenleme yükümlülüğü getirilen mükelleflere ilişkin bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre duyurulur. Bu kapsamda yapılan duyurular vergi mahremiyetinin ihlâli sayılmaz.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, madde kapsamındaki işlemlere ilişkin süreleri, elektronik ortamda belge düzenleme zorunluluğunun başlayacağı tarihi, bu madde kapsamındaki mükelleflerin tahsilat ve ödemelerinin tevsiki ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

vergi hukuku avukatı

VUK 160A GENEL TEBLİĞ (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 520))

Resen Terk Nedir?

VUK 160A Yoklaması

VUK 160A maddesi kapsamında mükellefiyet kaydının re’sen terkini, mükelleflerin sahte belge düzenleme riski yüksek olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan analiz ve değerlendirme çalışmalarıyla başlar. Bu çalışmalar, mükelleflerin beyanname ve bildirimleri, sicil bilgileri, ortaklık yapıları, tahakkuk ve tahsilat bilgileri gibi verilerle diğer kurumlardan alınan belgeler dikkate alınarak gerçekleştirilir. Sahte belge düzenleme riski taşıyan mükelleflerin tespiti halinde, bu mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve iş yerlerinde yoklama yapılır. Yoklama sonuçlarına göre mükellefin iş yerinin faal olup olmadığı, üretim kapasitesi, emtia durumu ve çalışan sayısı gibi hususlar belirlenir.

Analiz ve değerlendirme sonuçları, vergi dairesi nezdinde oluşturulan üç kişilik bir komisyon tarafından değerlendirilir. Komisyon, mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğunu tespit ederse, mükellefiyet kaydının terkin edilmesi gerektiğine dair bir tutanak düzenler ve bu tutanak, vergi dairesi başkanı veya defterdar onayına sunulur. Onay verilmesi durumunda, mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilir ve mükellefe tebliğ edilir. Eğer onay verilmezse, bu durum gerekçeleriyle birlikte ilgili birime bildirilir ve bu aşamada herhangi bir işlem yapılmaz.

Komisyon, sahte belge düzenleme riskinin düşük olduğu kanaatine varırsa, mükellefiyetin terkin edilmesine gerek olmadığına karar verir. Bu durumda da aynı prosedür izlenir, ancak mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilmez. Onay verilmemesi halinde ise komisyon, gerekçeleri değerlendirerek yeniden bir karar alır ve süreç tekrar başlar.

VUK 160A Danıştay Kararı

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 2021 tarihli kararında; “Olayda, davacının işi bıraktığı yolunda bir tespit bulunmamaktadır. Aksine, bilinen adresinde düzenlenen yoklama fişiyle faaliyetinin devam ettiği tespit edilmiştir. Davacının münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğine ilişkin düzenlenmiş bir inceleme raporu da bulunmadığından, mükellefiyet kaydının re’sen terkinine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” yönündeki Vergi Mahkemesi kararını onamıştır.

Danıştay 3. Dairesi 2023 tarihli kararında; “aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalısan sayısı, vergisel yükümlülüklerini yerine getirip getirmedigi gibi hususlara dair yapılan analiz ve değerlendirmeler sonucunda davalı idarece, ne suretle sahte belge düzenleme riskinin yüksek oldugu sonucuna ulaşıldığının somut olarak ortaya konulamadığı anlaşıldığından tesis edilen işlemlerde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemleri iptal eden” Vergi Mahkemesi kararını onamıştır.

Danıştay 4. Dairesi 2022 tarihli kararında; “davacının…vergisel ödevlerini yerine getirdigi dikkate alındığında, davacının gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığının açıkça ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacının faaliyette olmadığı hukuken kabul edilebilir ve somut bir şekilde ortaya konulmadan 30/09/2014 tarihi itibariyle mükellefiyetinin re’sen terk ettirilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” yönündeki Vergi Mahkemesi kararını onamıştır.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 26/04/2024 tarih ve 2023/10 E., 2024/5 K. sayılı emsal kararında aşağıdaki hükümlere yer verilmiştir:

“213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 132/A maddesi uyarınca yapılan elektronik yoklama sırasında nezdinde yoklama yapılanın veya temsilcisinin bulunmaması ya da bu şahısların imzadan çekinmesi halinde elektronik yoklama neticesinde düzenlenen yoklama fişini temsil eden elektronik yoklama imza formunun Vergi Usul Kanunu’nun 131. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılmasının gerektiği”

VUK 160A Dava Dilekçesi Örneği

(…) VERGİ MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DAVACI                                     :
VEKİLİ                                       :Av.

E-Tebligat

DAVALI                                     :…… Vergi Dairesi Başkanlığı

E-Tebligat

DAVA KONUSU                          :Müvekkil şirketin mükellefiyet kaydının 213 sayılı VUK’un 160/A maddesi kapsamında re’sen terkin edildiği ……..Vergi Dairesi Başkanlığının ………tarih ve …….komisyon karar tutanağı ile öğrenilmiş olup, işbu hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulmasını ve akabinde iptaline karar verilmesi istemidir.

DAVANIN İZAHI             :

………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………………vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi ……………….Limited Şirketi olarak i…………………. faaliyet konularında …………. tarihinden itibaren mükellefiyet tesisi ettirilmiştir.

Gelinen noktada müvekkil şirketin kod listesine alınma işlemi ile paralel olarak 213 sayılı VUK 160A maddesi kapsamında ………… tarih ve ………………. sayılı komisyon karar tutanağı ile resen terk edildiği öğrenmiş bulunmaktayız.

-RESEN TERK İŞLEMİ USUL VE ŞEKİL HATALARI BARINDIRMAKTADIR.

Komisyon Karar Tutanağı eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hazırlandığı asgari bilgilere dahi yer verilmediği anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160/A maddesi ve 520 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında vergi dairelerince tesis edilen terkin işlemlerine karşı açılan davalarda, vergi dairesi müdürlüklerince düzenlenen komisyon kararlarında yer alması gereken asgari bilgiler 520 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde sıralanmıştır.

Özetle;……………

Ayrıca dava dilekçemiz ekinde sunulan sipariş formu, ürün alım sözleşmesi, e-arşiv fatura, tahsilat makbuzu ve müvekkil şirket tarafından keşide edilmiş çek örnekleri, mal alımını gösteren görsellerden anlaşılacağı üzere tüm alımların gerçek olduğu, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiğine veya kullanıldığına ilişkin somut herhangi bir tespitin olmadığı anlaşılmaktadır.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI NEDENLERİ YÖNÜNDEN

2577 sayılı Kanun’un 27. Maddesinin 2.fıkrasında;

“Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. (Ek cümle: 21/2/2014-6526/17 md.) Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez” hükmü yer almaktadır.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERİLMESİ ACİL VE İVEDİ BİR DURUMDUR.

………..Vergi Dairesi Başkanlığının ………………..tarihli komisyon karar tutanağı ile re’sen terkin işlemi açıkça hukuka aykırı olduğu gibi, ticari itibar olarak da telafisi imkânsız zararlara sebebiyet verebilecek niteliktedir. Mahkemenin aksi kanaati hasıl ise takdir edilecek teminatın yine Mahkemenin göstereceği hesaba yatırılacağı hususu takdirlere arz olunur.

Bu nedenle mahkemenizce öncelikle idarenin savunma süresinin kısaltılması ve açıkça hukuka aykırı olan RE’SEN TERKİN İŞLEMİNİN öncelikle yürütmesinin durdurulmasını ve akabinde iptaline karar verilmesini talep ediyoruz.

  SONUÇ VE İSTEM

1-Müvekkil adına …………….. Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından tesis edilen RE’SEN TERK işleminin öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA,

2-Yukarıda yasal dayanaklı olarak açıkladığımız sebepler ve emsal yargı kararları dikkate alınarak ve Mahkemenizce re’sen araştırma ilkesi kapsamında tespit edeceğiniz başkaca hukuki sebepler göz önüne alınarak davamızın KABULÜNE,

2-Yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz. …/…./2024

DAVACI VEKİLİ

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button