VUK Madde 134 – Vergi İncelemesinde Maksat
Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamaktır.
İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme, işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken unsurların tetkikına da teşmil edilebilir. Fiili envanterin yapılmasının gerektirdiği ve incelemeyi yapan tarafından tasdik edilen giderler Hazinece mükellefe ödenir.
VUK Madde 134 – Vergi İncelemesinde Maksat ile ilgili Danıştay Kararları
Karar 1:
(Danıştay 7.D, 06.06.2002, 6454/2293
“..VUK m.30’daki hükümler…öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini…bunlardaki matrahın doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklara ilişkin delil bulunması durumunda, bu hususların açık ve sağlıklı biçimde saptanmasından sonra, matrah takdirine geçilmesini öngörmüştür…Olayda, şirketin satış yaptığı alıcılar nezdinde karşıt inceleme yapılarak, defter ve belgelerin gerçek mahiyeti yansıtmadığı ortaya konulmaksızın…vergi salınması ve ceza kesilmesinde yasaya uyarlık bulunmadığından …vergi mahkemesinin kararında isabet görülmemiştir.”
Karar 2:
Danıştay 4.D., T.25.02.1997, E.1996/630, K.1997/635
“…re’sen vergi tarhına ilişkin hükmün uygulanması, anılan madde ile idareye verilen yetki ve görevin eksiksiz yerine getirilerek vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere dayanılarak saptanmasına olanak bulunmadığı hususunda sağlıklı tespitlerin yapılmış olması koşuluna bağlıdır. Bu tür tespitlerin mevcut olmaması halinde tahmin ve kanaate dayalı hesaplamalara dayanılarak verginin re’sen tarhı yoluna gidilmesi mümkün değildir. Bu durumda re’sen tarh yoluyla vergileme yapılabilmesi için, VUK m.30’da belirlenen koşulların gerçekleştiğinin bir karineye dayanılarak değil, açık ve kesin olarak ortaya konulması gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda tarhiyata dayanak alınan inceleme raporunda re’sen tarh nedeni olarak yalnızca randıman esasına göre yapılan hesaplamalara göre kayıt dışı bırakılan hasılatın bulunduğu, bu durumun defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığının kanıtı olduğu kabul edilmek suretiyle re’sen vergileme yapılmıştır. Ancak başkaca açık ve inandırıcı bir tespit ve hukuken geçerli deliller ortaya konulmadan, salt randıman esasına göre fark bulunduğunu kabul etmek, yasanın aradığı anlamda bir re’sen tarh nedeni olarak kabul edilemez. Çünkü bu yöntemle inceleme yapılması, maddi olmaktan ziyade tahmin ve kanaat unsurlarının ağırlıkta olduğu sonuçları doğurur ki bunun ise defter ve belgelerin açık olarak ihticaca salih olmadığını gösterdiğini söylemek mümkün değildir. Bu durumda, defter kayıtlarıyla, belgelerin vergi incelemesi için yeterli olmadığı kesin ve açık olarak ortaya konmaksızın tahmin ve kanaate dayalı olarak varılan sonuca göre re’sen yapılan tarhiyat, kanuna uygun değildir. Buna rağmen salınan verginin tasdikinde isabet görülmemiştir.”