0312 911 83 10
·
av.fatiharas@gmail.com
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
DANIŞMANLIK

Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Temerrüdü

kat karşılığı inşaat sözleşmesi

Yüklenicinin Temerrüdü

Eser sözleşmesinde, yüklenicinin temerrüdü, işin sahibine teslim edilmek üzere yüklenici tarafından tamamlanmaması durumunda ortaya çıkar. Yüklenicinin, eser teslim borcunu zamanında yerine getirmediği durumlarda, TBK kapsamında düzenlenmiş olan genel borçlu temerrüdü hükümleri işler. Eseri tamamlamamış veya tamamlanmış olsa dahi henüz teslim etmemiş olması, yüklenicinin eser teslim borcunu ifa etmekte temerrüde düşmesi için teslim tarihinin gelmiş olması gerektiği anlamına gelir ve bu durumda borçlu temerrüdüne düşer. Taraflar, belirli bir teslim tarihi (Örneğin: 01.01.2023) veya teslim süresi (Örneğin: 90 gün) belirledilerse, bu süre dolmasıyla birlikte borç hemen muaccel hale gelir ve borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca bir ihtara gerek kalmaz.

Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Temerrüdüne İlişkin Şartlar

Yüklenicinin temerrüdünden bahsedebilmemiz için öncelikle, ödemenin zamanında yapılmaması durumunda borcun hemen tahsil edilebilir hale gelmesi gerekmektedir. Sözleşmede işin tamamlanması için belirli bir tarih belirlenmişse, borç bu tarihte tahakkuk eder. Teslimatın belirli bir süre içinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmışsa, bu sürenin sonunda borç otomatik olarak tahakkuk eder ve borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca bir ihtar yapılmasına gerek kalmaz. Eğer sözleşmede belirli bir tarih veya süre belirtilmemişse, Türk Borçlar Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca işin niteliği ve tarafların niyeti dikkate alınarak, eserin ne zaman tamamlanacağı belirlenir.

Yüklenicinin temerrüdünün gerçekleşmesi için bir diğer önemli şart, söz konusu edimin yerine getirilebilir olmasıdır. Bu noktada, “ifa imkansızlığı” terimi önem kazanıyor. Bu kavram, Türk Borçlar Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenmiştir. İfa imkansızlığı, bir edimin ya hiç yerine getirilememesi ya da yerine getirilemez hale gelmesidir. Bu imkansızlık, fiili (maddi) veya hukuki nedenlerden kaynaklanabilir. Fiili imkansızlık, iş dünyasındaki pratikler, dürüstlük ve güven prensipleri gereği, edimin hiç kimsenin yerine getiremeyeceği durumları ifade eder. Borçlanılan edimin hukuki bir norm tarafından yerine getirilememesi durumunda ise buna hukuki imkansızlık denir.

Yüklenicinin temerrüdünün gerçekleşmesi için bir diğer şart ise, söz konusu edimin henüz yerine getirilmemiş olmasıdır. Eser, ayıplı ya da ayıpsız bir şekilde teslim edilmiş olsa dahi, edimin artık yerine getirildiği kabul edildiğinden temerrüt söz konusu olamaz.

Son olarak, yüklenicinin temerrüdünün gerçekleşmesi için bir başka önemli şart da ihtarın yapılmış olmasıdır. Yukarıda belirtildiği gibi, eğer ödeme için belirli bir tarih veya süre belirlenmişse, borçlu temerrüde düşer ve ek bir ihtara gerek kalmaz. Ancak belirli bir vade belirlenmemişse, borçlunun temerrüdünün gerçekleşmesi için ihtar yapılarak makul bir süre tanınması gerekmektedir. Ayrıca, taraflar belirli bir vade belirlemiş olsalar bile, vade haklı sebep ile uzadığında, mevcut vade belirli bir vade olma özelliğini kaybeder ve temerrüt için ihtar gerekli hale gelir.

Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Temerrüdünün Hukuki Sonuçları

Eser sözleşmesi, iki taraf arasında borç yükleyen bir sözleşme olup, yüklenicinin temerrüdü durumunda iş sahibine tanınan seçenekler, Türk Borçlar Kanunu’nun 123-125. maddeleri arasında düzenlenmiştir. İş sahibi,  haklarını kullanma konusunda serbesttir.

Yüklenicinin temerrüdü, onun eseri tamamlayarak iş sahibine teslim etme yükümlülüğünü etkilemez. Yani temerrüde düşen yüklenici hala eseri tamamlayarak teslim etmekle yükümlüdür; iş sahibi de hala eserin teslimini yükleniciden talep etme hakkına sahiptir. Temerrüde düşen yüklenici durumunda, iş sahibi, aynı şekilde ifa talep edebilir. Bununla birlikte, yüklenicinin temerrüdünde kusuru varsa, aynı ifanın yanı sıra gecikme tazminatını ve taraflar arasında kararlaştırılmışsa cezai şartı da talep edebilecektir. Özetle, yüklenicinin temerrüdü durumunda iş sahibinin ilk haklarından biri aynı şekilde ifa ve gecikme tazminatı talebidir. İş sahibinin yüklenici temerrüde düştükten sonra bu talepte bulunabilmesi için ek süre belirleme veya başka bir işlem yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.

İş sahibi, aynı şekilde ifadan vazgeçerek Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen müspet (olumlu) zararın tazmini talebini kullanabilir. İş sahibi, olumlu zararın tazminini talep etmeyi seçerse, eser sözleşmesi geçerliliğini korumaya devam eder. Olumlu zarar, alacaklının malvarlığının şu anki durumu ile borçlu borcunu düzgün bir şekilde ifa etmiş olsaydı durumu arasındaki farktan oluşur.

Aynı şekilde ifadan vazgeçen iş sahibi, Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca sözleşmeden çıkarak yükleniciden menfi (olumsuz) zararın tazmini talebinde bulunabilir. Negatif zarar, fiili zarar kalemleri kadar, üçüncü bir kişi ile daha avantajlı koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmasından kaynaklanan zararları da içerir.

Yukarıda belirtildiği gibi, başlangıçta anlaşılan yükümlülükleri yerine getirme ve herhangi bir gecikme durumunda tazminat alma, Türk Borçlar Kanunu’nun 118. maddesinde belirtilen genel sonuçları oluşturur. Bu bağlamda, iş sahibi, belli şartlar altında yükleniciye ek bir süre tanımadan bu sonuçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bununla birlikte, iş sahibinin başlangıçta belirlenen performansı vazgeçerek pozitif zararları talep etme veya sözleşmeyi sonlandırma gibi diğer iki seçimlik hakkından birini kullanmak istemesi durumunda, genellikle yükleniciye ek bir süre vermesi gerekecektir. Bu sürenin süresi, işin tamamlanması için uygun olmalıdır.

Sonuç

Eser sözleşmesi, yüklenici ve iş sahibi olmak üzere iki taraf arasında tam bir yükümlülük anlaşması olarak öne çıkar. Yüklenicinin temerrüdünün meydana gelmesi belirli şartlara bağlıdır. Temerrüdün hukuki sonucu olarak, yasama tarafından iş sahibine belirli seçimlik haklar verildiğini ve bu hakları kullanma konusunda bir özgürlüğün olduğunu belirtmek önemlidir. Kısacası, eser sözleşmesinde yüklenicinin belirli koşullarda temerrüde düşmesi durumunda, Türk Borçlar Kanunu’nda belirlenen genel borçlu temerrüdü hükümlerinin uygulanacağını ve bu durumda iş sahibinin seçimlik haklarından birini kullanabileceğini söyleyebiliriz.

 

fatih aras

Diğer Makaleler

Call Now Button